|
Ecevit Vahit değildir..

O dünyada "vahit"dir!..

Jeo-stratejik ve jeo-politik önemimize dayanarak, sonunda Türkiye''yi benzettik..

Neye benzettik, bilemiyoruz..

Ama mesela, "yönetim modeli" açısından, Endonezya''ya biraz benziyoruz..

Eğer dünyayı izliyorsanız, şu anda Endonezya''yı yöneten Başkan Abdurrahman Vahid''in, görevinden alınması için, Endonezya parlamentosundaki sürecin devam ettiğini biliyorsunuzdur..

60 yaşındaki Abdurrahman Vahid, (tek, bir tane) seçimlerde yüzde 20''nin altında oy almasına rağmen, Endonezyalı milletvekilleri tarafından "ehven-i şer"dir denilerek, Başkan seçildi..

Vahid''in gözleri pek görmüyor.. Koluna girilmeden de yürüyemeyecek kadar sağlığı problemli..

Ona gazeteleri, ya kızı, ya da yardımcısı okuyor.. Resmi yazıları ve belgeleri de, bunların gösterdiği ve okuduğu oranda biliyor..

Yani, asabı ve sağlığı bozulmasın diye, "kötü haberler" ona duyurulmuyor..

Ayrıca, "çevre"si pek erdemli değil..

Mesela Başkan Vahid''in masaj görevlisi (masör), 4 milyon dolar tutarında kamu fonunu çalıp, kaçmış..

İddialara göre, Brunei Sultanı''nın Endonezya ekonomisine katkı için yaptığı bağışlar da, Hazine''ye girmemiş..

Ayrıca, Vahid yönetimindeki Endonezya, 97-98 ekonomik krizinden çıkmayan tek Asya Kaplanı.. İMF ve Dünya Bankası''na söz verilen reformlar tamamlanmadığı için, dış kaynak gelişi durmuş.. Buna karşı, sürekli sermaye kaçışı varmış (mesela geçen yıl 9 milyar dolar) Endonezya''dan..

Şimdi Endonezya parlamentosu, hem sağlığı yetersiz olduğu, hem de kokuşmuşluğa gözleri ve kulakları kapalı olduğu için, Vahid''i görevden almaya uğraşıyor..

Vahid de, "Benim alternatifim yok" diyerek, direniyor..

Vahid yönetiminde Endonezya''nın para birimi olan "Rupi", dandik bir para olmuş..

Bilmiyorum.. Endonezya''nın ve Vahid''in Türkiye ile ne benzerlikleri olabilir ki..

Bizim Başbakan Ecevit, cin gibi..

Herşeyi biliyor ve izliyor.. Gerçi bu bilme ve izleme konusunda gecikmeler oluyor.. Mesela sel felaketine geçmiş olsun diyecekken, iki yıl önceki depreme geçmiş olsun diyor..

Ya da "sabit kur"la nasıl ülke ekonomisinin esenliğe çıkacağını konuşurken, bir anda kendisini "dalgalı kur"la esenliğe çıkma beklentisi içinde buluyor.

Biraz çifte standartlı ama, önemi yok.. Mesela devletin tepesindeki tepişmeleri hemen medyaya taşıyıp "bu bir devlet krizi" diye açıklamalar yapıyor..

Sonra da, bakanlarının kendi aralarındaki tepişmelerin basında haber olmasını eleştirip, "tartışmak kriz anlamına gelmez" içerikli grup konuşmaları yapıyor..

DSP milletvekilleri de, Ecevit''in her konuşmasını, ağlayarak, gözleri yaşlı ayakta alkışlıyorlar..

Sesleri ve kulakları müziğe yatkın olsa, herhalde hep birlikte, "Kadere bak" diye şarkı da söyleyecekler..

"Ekonomi"ye, "kokuşmuşluk soruşturmaları"na gelince, burada durum biraz Vahit''in konumuna benziyor..

Vahit''e gazeteleri ve bilgi yazılarını okuyan kızının ve yardımcısının görevini, Türkiye''de "Tekelci Medya" üstlenmiş durumda..

Halk ve seçmen nezdinde itibarları sıfıra inmiş olan yardımcıları, ayakta durabilmek için sadece birkaç medya patronuna dayanabileceklerini görmüşler..

Ecevit''e de, "Türkiye''nin esenliğe çıkması için, medya patronları devlet ihalelerinden ve özelleştirmeden pay almalıdır" demişler..

Bu yüzden Ecevit, işi-gücü bırakıp, Hüsamettin Özkan refakatinde Meclis''e geliyor ve RTÜK Tasarısı''nın çıkması için, varlığını Tekel medyasına armağan edip, DSP milletvekillerine baskı yapıyor..

Bu arada İMF''ye vaad edilen, Tekel Yasası, Tütün Yasası, İhale Yasası gibi gereklerde, zaman aşımına girilmiş umurunda değil Ecevit''in..

Zaten Ecevit Hükûmeti''nin her bakanı, "İMF''ye verilen mektubu kim yazdıysa, o sorumludur" diye, herşeyi Derviş''e yüklüyorlar..

Son olarak Yüksel Yalova da, Kemal Derviş''i "Yalova Kaymakamı" yerine koyduğu için Borsa çöktü, dolar fırladı..

Ama, ülkeyi "Tekelci Medya"ya emanet etme karşılığında, medya da Ecevit''e pembe bir dünya sunuyor..

Mesela Borsa''nın çökmesi, ya "Sultanbeyli Halkı"na, ya "Tantan"a, ya "Şeriatçılar"a, ya da "İnternet cemaati"ne yüklenebilir..

Kısacası Vahid, Endonezya için ne ise, Ecevit de Türkiye için o değil..

Çünkü "Ecevit''in çevresi", daha kalabalık.. Ayrıca "Sabah" gazetesi de, Ecevit''i hem içeriden, hem dışarıdan tutuyor.

ŞAKA

Tantan ve mantan!..

RTÜK Tasarısı''nın 4''üncü maddesine göre, televizyon sahiplerinin ve akrabalarının "haksız çıkarlar"ı için yayın yapmak yasak olacakmış..

Aynı tasarı, televizyon sahiplerinin kamu ihalelerini almalarını meşrulaştırıyor..

Bakarsınız televizyon sahiplerinin ve akrabalarının, ihaleye fesat karıştırmaları da "haklı çıkar" sayılır..

Ben zaten, medyanın özgür, özerk, bağımsız ve erdemli olanını severim..

Tantan hâlâ, "medyanın tehdit terörü, siyaseti ve idareyi hedef alıyor" desin..

AYIP OLUYOR

Akılsız sermayenin kör ihtirası mı?

İnanılacak gibi değil.. "Medya sermayesi", coğrafi konumlarını şaşırdı.. Kendilerini İsviçre''de, Kanada''da falan sanıyorlar..

Halk desteği olmayan bir koalisyon iktidarına dayanarak, Türkiye''de tekelleşmeyi ve medya sermayesinin devlet ihalelerine ortak olmasını, bir RTÜK Tasarısı ile güvence altına alabileceklerini sanıyorlar..

Burası Ortadoğu.. Burası Türkiye..

Kaç tane askeri darbe oldu burada..

Başbakanlar asıldı, başbakanlar hapse girdi..

Şu yaşadığımız dönemde, kaç tane ünlü ve servet sahibi kişinin iflas ettiğini, adliye ile başbaşa kaldığını bir düşünün..

Bunda kendini devletten daha güçlü, halktan daha üstün ve dünyanın dışında gören nice kişiler ve kesimler, sonunda perişan oldu..

RTÜK Tasarısı kanunlaşsa, bu yetecek mi?

Tekelleşme ve medyanın şeffaf hortumlama yapması, kamu vicdanını da, basın mesleğinin ahlak kurallarını da, çağdaş uygarlığın rekabet yasalarını da çiğniyor, zedeliyor..

Her yasa, meşruluk getirmez..

Bir de "derin meşruiyet" var!.

Bunu, "Medya Tekeli"ne devlet ihalelerini açmak için oy kullanan DSP''liler de, ANAP''lılar da, MHP''liler de biliyor..

Dileriz Cumhurbaşkanı Sezer veto eder bu yasayı..

"Tekelci Medya"nın da, "Kartelci Medya"nın bir ayağının başına gelenleri paylaşmasını istemeyiz..

23 лет назад
Ecevit Vahit değildir..
Memur kadrosundan sınavsız olarak mühendis kadrosuna atanılabilir mi?
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi