Bunlar "3''üncü Dünyalı" falan değil.. Bunlar doğrudan uzaylı.. Bunlar galiba "ekstra terrestrial", yani bunlar galiba birer "E.T."
Çünkü "bunlar"ın Türkiye''de yaptıklarını, dünyanın herhangi bir başka ülkesinde yapmaları mümkün değil..
Aslında Türkiye''de de yapmaları mümkün değil ama, yapıyorlar, yapabiliyorlar işte..
Kendi mesleğimizle bağlantısı olduğu için, şu "Etibank-Sabah" meselesini, dikkatle izliyoruz..
Etibank dışındaki banka boşaltmalarında ve buna bağlı gelişmelerde izlediğimiz durum şu..
El koyulan banka ve bu bankanın sahip olduğu şirketlerde, devlet kuş uçurtmuyor. Ayrıca, bankanın hissedarlarının ve sorumlu yöneticilerinin mal varlıklarına, tedbir koyuluyor.
Peki iç-içe geçmişlikleri apaçık ortada bulunan "Etibank-Sabah" grubunda, durum nasıl?
Can Ataklı, "imedya.com"da, haklı olarak sormuş.
-Nasıl oluyor da, Dinç Bilgin, "Yeni Binyıl"ı kapatabiliyor? Bunun bir parasal değeri yok mu?
Hatırlıyoruz.. Geçen yıllarda, Dinç Bilgin "Yeni Yüzyıl" gazetesini Korkmaz Yiğit''e 75 milyon dolara satmıştı.. Bu parayı da, icralarla, hacizlerle, çatır çatır tahsil etmişti bahtsız Korkmaz Yiğit''ten..
"Yeni Yüzyıl" 75 milyon dolar ederse, "Yeni Binyıl" hiç olmazsa 25-30 milyon dolar etmez miydi satış yapılabilseydi?
Demek ki, kontrolü kamuya geçmiş bir tedbirli mal-varlığı, bir anda sıfırlandı.. "Yeni Binyıl" kapatılıp, yok edildi?
Bu kararı Zekeriya Temizel mi aldı?
Mevduat Sigorta Fonu mu karar verdi?
Diyelim ki "Yeni Binyıl", beş para etmez bir başbelasıydı?
O zaman "Yeni Yüzyıl"ı 75 milyon dolara alan Korkmaz Yiğit, bir "gabin" fiiline mi kurban edildi? Saflığından istifade edilip, parası mı alındı elinden?
Bu gibi durumlar, sadece Türkiye''de olur herhalde..
Murat Demirel, Ali Balkaner, Hayyam Garipoğlu, neden işlerini idare edemiyor? Neden mallarını satıp, çalışanlarını işten çıkartamıyor?
Buna karşı "Etibank sorumluları", Dinç Bilgin''ler, Zafer Mutlu''lar, hem tedbirli malları yönetiyor, hem yok edebiliyorlar?
Yetmezmiş gibi, manşetler atıp, siyasete, hukuka, ekonomiye yön verebiliyorlar?
Bu "uzaylı ortam"da, kime dayanıyorlar?
Demek Ecevit, gerçekten çok tutarlı, çok erdemli bir kişi..
Gelin bu lafları, Dinç Bilgin yönetiminde işsiz kalan "Yeni Binyıl" çalışanlarına ve işten çıkartılan "Sabah" çalışanlarına anlatın..
Ya şu Ali Balkaner''in "maaşa bağladığı gazeteciler" meselesi ne oldu?
Böyle bir konu, spekülasyona bırakılır mı?
Neden hâlâ Ali Balkaner''in ifadesinde adı geçtiği iddia edilen gazetecilerin isimleri açıklanmıyor?
Ortaya çıksın artık..
Bu Ali Balkaner''le Borsa işi yapan, gazete sahip ve yöneticileri var mıydı?
Bunlar da açıklansın..
İkisini de (Korkmaz Yiğit ve Ali Balkaner) tanımıyoruz..
Ama Ali Balkaner de, Korkmaz Yiğit gibi biri galiba.. Üç kağıtçılar tarafından çarpılan birer "kader kurbanı garip", herhalde bunlar..
O zaman "Ya Korkmaz Yiğit bütün kasetleri yayınlarsa" deniliyordu.
Şimdi de "Ya Ali Balkaner, işbirliği yaptığı gazetecileri açıklarsa" deniliyor..
Oysa iş ayyuka çıktı.. "28 Şubat"ın andıç gazeteleri ve gazetecileri, hem kamuyu, hem bankaları, hem de bu sularda balık avlamaya çıkan, Korkmaz Yiğit ve Ali Balkaner gibi fırsatçıları çarptılar..
Kendileri de sonunda "çarpıldı" ya..
ŞAKA
Bu sorunu da çözdük!..
İşin kolayını bulduk..
Bizim futbol liglerini, hiç yapmayalım..
Nasıl olsa Fatih Terim''in, Hakan Şükür''ün takımlarını izleyerek, milli duygularımızı ve futbol ihtiyacımızı tatmin ediyoruz..
Galatasaraylılar "Fiorentina"yı, Fenerliler "Milan"ı, Beşiktaşlılar da "İnter"i tutarlar.
Peki ya siyaseti ne yapacağız?
Rize''liler, hâlâ Mesut Yılmaz''ı mı tutacak?
AKLA ZARAR
Tiyatro da boşaltılır mı ki?
Bir grup yabancı gazeteci ile konuşup, Türkiye''deki temizlik operasyonlarını anlatıyorduk onlara..
"Devlet Tiyatrosu" yöneticilerinin de tutuklandıklarını anlattık..
Çok şaşırdılar..
Biri sordu.. Bir İngiliz gazeteciydi bu.
-Tiyatro yöneticisi ne çalabilir ki? Acaba bir sanatçının rolünü mü çalmış, dedi..
Sonra düşündüm kendi kendime..
Hakikaten işin cılkı çıktı..
"Banka boşaltma"yı anladık..
Tiyatro boşaltılır mı yani?
"Devlet"in girdiği hangi alan varsa, oradan bir kokuşmuşluk çıkıyor.
Adamın eline "karargahı yönetme" yetkisi veriyorsunuz.. Oturuyor, "andıç" yazıp, kendi yurttaşlarını karalamaya, hedef göstermeye başlıyor..
Adama "gazeteci" kimliği verip, "halkın haber alma hakkı"na hizmet etsin diye "4''üncü kuvvet" statüsü tanıyorsunuz.. Gidip, devleti çarpıyor, banka alıyor, boşaltıyor.. Borsayı manipüle ediyor..
Adamı "devlet koltukları"na oturtuyorsunuz.. İhalelere fesat karıştırıyor, yandaşları ile kârları kırışıyor.
Acaba Devlet Tiyatroları''nın yöneticileri, "Türkiye" adlı oyunun provasını yaparken mi, suçlama konusu olan fiilleri ika ettiler?
Tiyatroda da yolsuzluk olur mu yani?
