|
Belki de bu Gece...

Her ruh sana susar, ey kutlu gece. En suskun ve bu suskunluk içinde en yüce, en yoğun konuşmanın yaşandığı altın gecesin sen.

Seninle buluşmaya, seninle olmaya her ruh can atar.

Her gecenin üstünde senin ellerin gezinir. Bu yüzden her Gece, Kadir bilinir.

Her gönül ehli, Her Hızır gönüllü senin memenden beslenir. Bu yüzden her Garip, Hızır bilinir.

Sen Kur''an âyetleriyle konuştuğun kadar, Kâinat âyetleriyle de konuşursun. Senin bağrında gecenin gözyaşları gezinir. Senin yamaçlarında sekine esintileri duyulur. Sen bu dillerle de konuşursun, tıpkı susar gibi.

Ne olur, Hızır ellerinle, kutlu âyetlerinle yüzlerimizi okşayarak, ellerimizden tutarak harîmine çek bizi. Âcil servisine al, baştanbaşa yokla bizi, sağlık sun, şifa sun bize.

Bütün yerküreyi yu, arıt. Gusletsin senin kutlu ellerinde, arınsın. Kandan, kinden, irinden, bütün kirinden kurtulsun. Yeni bir saadet asrına girmeye ehil hâle gelsin.

Seni indiren Kudret dilerse olur. Ey kutlu gece sen de dua et bize ne olur.

*

Gecenin bereketinde Yusuflar ağlar, Yunuslar ağlar, Yasinler ağlardı. Ağlayan güzel bir ses sarardı ortalığı.

O ses, Çanakkale''de ağlıyor şimdi. O sese hayırlı şifalar ver, göklerinden şualar ver. Ağıt edalı gülüşlerle doldur ruhunu. Gözyaşları, rıza muştulu tebessüm incilerine dönüşsün.

Eskişehirlerin Atasoyları ve oymakları sende şifa bulsunlar.

Yeryüzü Gariplerine gökyüzü tebessümleriyle selamlar, sevgiler sunsun, Kadir olanın Kadir Gecesi.

Ve sana şiirler sunan Mustafalar, sana susayan hastalar, seninle konuşsunlar:

“SEN SUSARSAN SUSAR GÖKYÜZÜ

Söyleyiver

Saçını rüzgârlara nasıl savurduğunu

Suyun sesindeki sihirli sırları

Gölgelerin serinliğinde göğe nasıl fısıldadığını

Haydi tut elimden de anlat bana

İki fincan kahve arası sohbette

Bir kalbin bir kalbi nasıl yaktığını

Ve değdiği zaman bir gözün diğer gözü

Nasıl titrettiğini

Susan bir şarkı olma haydi söyle bize de

Bir aşk masalı başlasın yeniden

Sarsın kalbimizi ve doldursun gökyüzünü

Sözcüklerle oynayalım bir daha bir daha

Sakın dinmesin söylediğin bu şarkı

Sen susarsan susar gökyüzü

Çocuklar her gün susar ve yetişmez onlara su

Bak bu gökyüzü dopdolu sevdalı kuşlar ordusu

Haydi tut elimden

Beni de götür bu kurak sahradan sevgi ülkesine

Ses eksilmesin sensizlik olmasın hiçbir sabah

Sarı sayfalara solgun ve hüzünlü sözcükler düşürülmesin

Sorular soruları kovalamasın hiç boşluk olmasın yaşamda

Haydi tut elimizden bizi kalbin kıl bizi kendin kıl”

“Mustafa Oğuz”

Not: Bütün mü''minlerin, bütün yeryüzü sâkinlerinin hem Kadir Gecelerini, hem Ramazan Bayramlarını tebrik ediyor, iki cihan mutluluğu diliyorum.

16 yıl önce
Belki de bu Gece...
Şato"nun Çatısı
Matbaa ve dijital devrim: Arafta kalmış bir medya
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye