|
Cebrail kim ki destekleyesiniz!

Cebrail kim mi?

Peygamberlere Allah"ın vahyini getiren melek...

Vahyin aracısı ve taşıyıcısı meleğin adıdır Cebrail...

Cebrail sadece Allah"ın emriyle hareket eder...

Başkaca bir iradesi yoktur...

Allah Cebrail"e, "Yeryüzüne in, orada bir parti kur!" der mi peki?

Ne anlamsız ve gereksiz bir soru dediğinizi duyar gibiyim.

Haklısınız.

Diyelim ki Cebrail gelip yeryüzünde bir parti kurdu.

Peki Allah"ın emri olmadan böyle bir girişimde bulunabilir mi?

Diyeceksiniz ki bu da çok anlamlı bir polemik.

Cebrail"i bu şekilde speküle etmek caiz değildir.

Elhak doğru...

Ama Cebrail diye bir meleğin varlığına inanıyorsak şayet, Cebrail"in zinhar Allah"ın emri olmadan kendi başına hareket edemeyeceğinden yana hiçbir kuşkumuz yoksa şayet, o zaman "Cebrail bile olsa parti kursa desteklemem!" demek, tarifi imkansız bir kibrin, hatta dinen sakıncalı bir tekebbürün ifadesidir.

Fethullah Gülen işte bu kibrin temsilcisidir.

Kendini Cebrail"den üstün görecek kadar üst perdeden konuşuyor olması ve Cebrail"i bu şekilde polemik konusu yapabiliyor olması inançlı insanların üzerinde esefle düşünmesi gereken bir konudur.

Başbakanın aradan geçen 19 yıldan sonra gündeme taşıdığı bu konu itikadi açıdan da çok önemlidir.

İsterseniz Pansilvanya"daki zatın ne dediğine bir bakalım ilkin.

Savaş Ay"a 1995 yılında söylediği sözleri aynen aktarıyorum:

"Cebrail hiç görmediğim tanımadığım bir melek. Bu bir parti kursa ben ona diyeceğim ki, sen bir parti kurdun ama müsaadenle seni desteklemeyeceğim."

Cebrail hiç görmediği ve tanımadığı bir melekmiş!

Bu ifadeden Pansilvanya"daki şahsın başka melekleri görüp tanıdığı gibi bir sonuç çıkıyor olsa bile onunla ilgili değilim.

Polemiğe gerek yok.

Ama "tanımadığım" ifadesi dini açıdan hayli sorunlu...

Hadi bu bahiste de bir polemiğe kapı aralamayalım.

İlahiyatçılar bu lafzın özünde taşıdığı sorun üzerinde umarım bir çift kelam ederler artık.

Benim asıl ilgilendiğim, bu lafzın dibinde yatan kibrin ürkütücülüğü...

Bu öylesine ürkütücü bir kibirdir ki kanımca ilahiyatçılar bu bahis üzerinde de eni konu durmalıdırlar diyorum...

Burada akla gelen birkaç soru var.

-Pansilvanya"daki zat bugüne kadar AK Parti"yi destekledi. Hani Cebrail bile parti kursa desteklemeyecekti? Niye destekledi acaba?

-Pansilvanya"daki zat bugün ise AK Parti"ye karşı CHP"yi destekliyor. Pardon, CHP"nin güçlü olduğu yerde CHP"yi, MHP"nin güçlü olduğu yerde de MHP"yi. Bu siyasi öfkenin sebebi ne?

1995"de siyasetler üstü olduğunu söyleme ihtiyacı duyuyordu.

Bediüzzaman Said Nursi"nin "Şeytanın şerrinden Allah"a sığındığım gibi siyasetin de şerrinden Allah"a sığınırım!" biçiminde özetlenecek anlayışına sahip olduğunu gösterme ihtiyacı hissediyordu.

Oysa Bediüzzaman CHP"ye karşı DP"ye oy vermişti.

Oy verdiğini gizleme gereği duymamıştı.

Yıllar yılı Nurcuların kahir ekseriyeti bu yüzden sadece DP"yi değil, DP geleneğinden gelen AP gibi partileri de destekleyip durmuşlardı.

Gülen ise CHP"nin amansız şiddetine ve zulmüne maruz kalmış Bediüzzaman"ın misyonunu yere çalmakta bir beis görmüyor.

Daha açık konuşalım: Bugün CHP ile siyaseten işbirliği yapmaktan kaçınmıyor.

Gülen dibine kadar politika yapıyor.

Kendisine bağlı emniyet ve yargı içindeki paralelciler marifetiyle hükümeti devirmeyi amaçlayacak kadar ileri gidebiliyor.

Başbakan Erdoğan"ı devirebilmek adına CHP ile ittifak yapabiliyor.

Öylesine kirli bir ittifak karşımıza çıkıyor ki şaşırmamak elde değil.

Pansilvanya"ya bağlı paralelciler yasadışı dinlemelerden oluşan ve tamamen montaj ürünü olan kasetleri CHP"ye servis ediyor. Bay Kemal ise Pansilvanya merkezli bu paralelci yapının siyasi tetikçiliğini yapıyor.

Cebrail bahsine dönüyorum tekrar.

Cebrail kim ki siz onun partisini destekleyesiniz!

CHP ne güne duruyor ki!

Bu kibir sizi bitirecek...

Bu kirli siyaset sizi tüketecek...

Her anlamda...

Hangi küresel güçlerin taşeronu olduğunu bildiğimiz paralel yapının Başbakan Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı konusunda içerde CHP ve MHP gibi siyasal partilerin yanısıra bilumum Erdoğan ve AK Parti düşmanlarıyla geliştirdiği alçakça ittifak milletimizin gözünden hiç kaçmıyor.

Sizin kimin destekçisi ve tetikçisi olduğunuzu artık bu aziz millet görüyor...

PARALELCİLERİN YALAN VE İFTİRASI

Paralelci unsurlar dört bir koldan bana saldırmaya başladılar.

Söylemediklerimi söylemişim gibi varsayıp yayıyorlar habire.

Gün geçmiyor ki televizyonlarında yalan ve iftiralarda bulunmasınlar...

Varsın yapsınlar...

Zaten bu yalan ve iftira siyasetinde yalnız değiller...

İmdatlarına o kirli ittifakçılarını da ziyadesiyle alıyorlar...

Son tedavüle soktukları yalan şu.

Güya ben CNN Türk"te katıldığım "Tarafsız Bölge" programında şöyle demişim:

"Parayı banka müdürünün evine polisler yerleştirdi."

Ben ayakkabı kutularının bir mizansen ve kumpas olduğunu söylüyorum.

Onlar ise bu sözümü alıp bilerek çarpıtıyorlar.

Paralar gerçek...

Balkan Üniversitesi ve Ayancık İmam Hatip Lisesi için o paraları veren hayırseverler makbuzlarını ibraz ettiler.

O paralar sahiplerine iade edilecek.

Ama ayakkabı kutuları, tıpkı para sayma makinası gibi bir mizansen ve kumpas diyorum.

Paralelci unsurların alçakça ve namertçe bir kumpasına dikkat çekmemden rahatsızlık duyanlar sözlerimi çarpıtarak itibarsızlaştırma yoluna gidiyorlar.

Beni övüyor olsaydınız kendimden şüphe ederdim...

Doğrusu namertlik size çok yakışıyor vesselam...

10 yıl önce
Cebrail kim ki destekleyesiniz!
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri