|
Hiçbir hizmet cezasız kalmaz

Zavallı ülkem... En yaşlı partisi çocuklarla akran... Okul çağındaki çocuklarla... Canımız sıkıldıkça, kafamız bozuldukça, zırt pırt parti kapattığımız için...

Kapatılan parti sayısı, açık parti sayısından fazla...

Ülke değil, adeta parti mezarlığı.

Susuz çorba yapmayı dener gibi, demokrasisiz cumhuriyet modeli ortaya koymaya çalışıyoruz.

Yazık değil mi bize?

Bugünkü hali ayrı bahis, Saddam''ın Irak''ı da cumhuriyetti.

Sovyetler Birliği de anlı şanlı cumhuriyetler birliği idi.

* * *

İttihat ve Terakki kafası, ne ittihat (birlik) bıraktı memlekette, ne de terakki (gelişme) sağladı.

Elli yıl önce bombalarla yerle bir olup sıfırdan başlayan ülkeler, bizi fersah fersah geçti.

Hem teknolojide, hem yönetimde...

Akla gelen hangi alan varsa, Japonyası da bizden ileride, Almanyası da.

Bizim önde olduğumuz tek konu ise parti kapatma.

Bu alanda bizimle yarışacak bir ülke çıkmaz.

* * *

Fırsat bulsak ilerleyeceğiz belki ama ikide bir tökezliyoruz, çelmeye takılıyoruz, taklaya geliyoruz.

"Hiçbir hizmet cezasız kalmaz" gibi bir söz, başka hangi lisanda yer etmiş, hangi devlette düstur haline gelmiştir?

* * *

Üzülüyoruz ya, yine de her şeyde bir hayır olduğunu bilmekteyiz. Dahası her şerde...

Mesele AK Parti meselesi değil. AK Parti gider, Pak Parti gelir.

Fakat bu arada memlekete ne olur, önemli olan bu.

Yine yerimizde saymaya, geri gitmeye, zarar görmeye, iflas etmeye, ekmek ufaltmaya katlanmak zorunda mıyız?

İşte bu yüzden üzülüyoruz.

İşte bu yüzden demokrasi denilen nazlı gelinin, hoyratlar elinde harcanmasını istemiyoruz.

* * *

Üzüntüyü katık ederek şarkılara vurmamız bu yüzden.

Gelin görün ki şarkısında üzülmenin yersiz olduğunu söylüyor Sezen:

"Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün

Ayrılıktan kaçılmıyor

Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür

Ömür imtihanla geçiyor...

Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem

Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir

Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem

Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir..."

* * *

Sezen iyi sezmiş. Sözü de müziği de kendisinin. İyi uydu.

Galiba acıdan geçmeyen demokrasiler de biraz eksik, şarkılar gibi.

Gerçekten demokrasi de bedel istiyor. Öyle havadan, hediye paketi gibi gelivermiyor.

Ve biz o bedeli durmadan ödemekteyiz. Sanki tefeciden borç almışız da habire faizini ödüyoruz. Ana parayı bir türlü kapatamıyoruz nedense.

* * *

Tayyip Bey henüz bir defa geldi fakat hiç gitmedi.

Biz defalarca gidip, defalarca gelen siyasetçilere alışkın olduğumuzdan "bu bir" deyip arkasını mı bekleyeceğiz yine?

Hep aynı düzende, aynı sistemde yürümesi şart midur?

Bu sefer de değişik olsun be cancağızım. Yeter ödediğimiz bedel.

Tanrılara belli dönemlerde kurban sunan ilkel toplumlar gibi, habire beyaz gömlek giydirip feda etmeyelim aramızdan özenle seçtiklerimizi.

Olma mı?

16 yıl önce
Hiçbir hizmet cezasız kalmaz
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî