|
Özgürlüğün bedeli var mıdır?

Kimi zaman bir arkadaşınız gelir, önünüze bir gazete kupürü uzatır. "Sen bunu görmemişsindir."

Bazen de bir dergi hatırlatır, "Bu haber belki gözünüzden kaçmıştır" diyerek.

Tarih ve Düşünce Dergisi''nin hatırlattığı bir haberi, kendisine ''Şabanağa'' dediğim bir arkadaş gösterdi. (Duble oldu.)

Amerika''da ''eylemci avukat'' olarak bilinen Randall Robinson, bir kitap yazmış. "Amerika Zenciler''e Neler Borçlu"adlı kitap çok satanlar arasındaymış.

Zenci kölelerin ABD''ye ne kadarlık katkısı olduğunu hesap etmiş arkadaş.

Haber şöyle:

ABD''ye köle olarak götürülen Afrikalılar''ın, dünyanın bu en zengin ülkesine verdikleri bedava emeğin parasal tutarı 1.4 trilyon doları (826 katrilyon lira) buluyor.

''Amerika Zenciler''e Neler Borçlu'' adlı best seller kitabın yazarı eylemci avukat Randall Robinson, ABD''deki zenci köle emeğinin toplam tutarını böyle hesaplıyor.

Bu arada, bütün dünyadaki Afrika kökenlileri, zencileri birbirine bağlayan canlı bir forum olması amaçlanan ''Africana.com'' adlı internet sitesinde, Afrikalılar''ın ABD ve dünyanın diğer yerlerinde ekonomi, ticaret, siyaset, spor, kültür-sanat ve hayatın her alanındaki katkılarından bahsediliyor.

Sitenin ortak kurucularından ve Harvard Üniversitesi Afrika-Amerikan Araştırmaları Başkanı Henry Louis Gates Jr., ana medyadan tarihi olarak dışlanagelen zenci topluluğun, Africana.com adlı web sitesiyle 21''inci yüzyılda kendi özgün sesini kazandığını belirtiyor.

* * *

Avukat iyilik yaptığını düşünüyor ama düşündüğü yerde kalıyor, o mahalden ayrılamıyor. İşi rakama döktükten sonra, geriye bir tek mesele kalır; o da ödemek.

Ortaya konan rakamın on katı, yüz katı olsa bile ne değişir? Ödersin ya da ödemezsin, ayrı mesele; fakat milyonlarca insanın özgürlüğüne bir bedel biçmiş olursun ki asıl çuvallamak budur işte.

Afrika''dan zorla getirildiler. Hayvan kadar değer verilmedi. En ağır işlerde, en ağır şartlarda boğaz tokluğuna çalıştırıldılar. Kırbaçlandılar, dövüldüler, namuslarına göz dikildi, horlandılar, avlandılar, tavşan gibi vuruldukları oldu; şimdi biri çıkıyor, "Bunların bedeli şu kadar dolar" diyor.

Aklınca iyilik yapacak! De get!..

Gözden kaçmasın

Gazeteleri, dergileri mümkün olduğunca yakından takip etmeye çalışsanız bile, gözden kaçan haber ve yazılar oluyor.

Kimi zaman bir okur telefon eder:

- Filanca tarihte, falanca gazetede çıkan feşmekancanın yazısını görmüş müydünüz?

"Görmedim" derseniz, yandınız.

"Hatırlamadım"; yanmaya yaklaştınız.

Söze "Yahu kardeşim" diye başlayıp "Büyük firmaların, maaş vererek bünyesinde görevlendirdikleri basın danışmanları, sadece kendilerini ilgilendiren haber ve yazıları tararken bile bazen görmeyebiliyorlar. O yüzden işi ''medya takip'' olan kuruluşlar var..." gibisinden cümleler kursanız ne fayda!

Hatırlamayışınıza üzülüp "Pardon" deseniz, Fransa ve Fransızca''nın boykot edildiği şu zamanda, özrü kabahatinden büyük pozisyonuna düşmüş olursunuz ki böyle bir durumda sizi ne Genel Yayın Yönetmeni kurtarabilir, ne de Genel Müdür.

En iyisi, "Ha eveet, neydi?.." diyerek, biliyormuş gibi yaparsanız menfaatinize olur. Zira az sonra esas konuya girecektir nasılsa. Fakat bir de anladıysa, işiniz zor demektir.

Durum vahim

Doktor hastasına çok az ömrü kaldığını açıklamaktadır. Hasta biraz telaşlıdır.

Doktor:

- Maalesef çok az ömrünüz kaldı. Sadece 10...

Hasta:

- Nolur doktor bey söyleyin 10 yıl mı, ay mı, hafta mı?

Doktor:

- 10.., 9.., 8.., 7.., 6...

23 yıl önce
Özgürlüğün bedeli var mıdır?
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu