|
Sağ ayağına 500 sayfalık roman yazılır, ama roman ‘Ve O bir solaktı!’ diye biter!

Bir gün Florya Metin Oktay Tesisleri’nde merdivenlere oturmuş elindeki kramponları büyük bir titizlikle temizleyen bir dünya yıldızı takılır birilerinin gözüne. Bu kadar malzemeci varken kramponlarını amatör bir ruhla parlatan yıldızın yanına yanaşıp sorarlar “neden kramponlarını kendin temizliyorsun?” diye, cevap ise soruyu soranın küçük dilini yutmasına sebep olacaktır az daha... “temizlediğim kramponlar benim değil, genç Emre’nin”...

Evet bu “büyük” futbolcu, kimilerinin “Komutan” kimilerinin-kendisi pek sevmese de- “Karpatların Maradonası” takım arkadaşlarının ve hocalarının ise kısaca Ciga dedikleri Gheorghe Hagi, genç Emre ise o günlerde henüz liseden mezun olmaya çalışan müthiş sol ayak Emre Belözoğlu’dur.

İşte böyle bir adam için bu yazımız... Türk futboluna çağ atlatan, zihniyetlerde devrim yapan, sadece futbolda değil pek çok alanda 100 yıllık ölü toprağını üzerimizden atmamızı sağlayan o “muhteşem” kadronun en önemli unsurlarından birisi olan Hagi bugünkü gündem dışı konumuz.

1988 yılındaki efsanevi Neuchatel Xamax maçının ardından Türk futbolunun, yine sarı-kırmızı formayla, o güne kadar yakaladığı en büyük başarıyı bugünün Şampiyonlar Ligi olan Şampiyon Kulüpler Kupası’nın yarı final maçında, dönemin parlayan yıldızı Staeu Bükreş’in gelecek vadeden yıldızı olarak Galatasaray’a bir gol atmış ve takımıyla birlikte sonlandırmış; bundan tam 12 sene sonra adeta borcuna sadık bir Anadolu insanı edasıyla Avrupa Şampiyonluğu’nu Galatasaray’a iade etmiş olan Rumenlerin Efsanesi, “10” deyince aklımıza gelen ilk isim: Hagi.

Hani “bu ihtiyarın Türkiye’de ne işi var diye” transferi haftalarca eleştirilen, 25 yaşına kadar oynadığı ve forvet olmamasına rağmen 97 maçta 85 gol atıp sayısız asist yaptığı Steau Bükreş’te 4 Romanya Lig Şampiyonluğu ve 3 Romanya Kupası'nın yanı sıra 1 Avrupa Süper Kupası, 1 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali, 1 UEFA Şampiyonlar Ligi Yarı Finali ve 1 FIFA Kulüpler Dünya Kupası Final maçı yapan, Romanya’da komünizmin çöküşünün ardından Barcelona'ya transferi gerçekleşebilen, Barcelona’nın Cruyff, Koeman, Sergi, Stoichkov, Romario’lu kadrosunda 51 maça çıkıp 11 gol ve 10 asist le sezonu kapatan, Rumenlerin asi ama olağanüstü yetenekli efsanesi Hagi...

Ve tabi ki Galatasaray... Ercan Taner’in ve daha nice spikerin sadece ama defalarca “Hagi” diyerek anlatabildiği ve kelimelerin kifayetsiz kaldığı gollerinin hangi birini unutabildik?

Monaco’ya attığı yüzyılın en güzel gollerinden birisi olan o füze mi daha kıymetliydi, yoksa 98 Eylül’ünde 90+2 de her şey bitti dediğimiz bir anda Bilbao ağlarına gönderdiği ve topun kendisinin bile hayret ettiği bir şekilde kaleciyi alt ettiği an mıydı unutulmaz olan? O maçı anlatan Sabri Ugan’ın “Ne büyüksün Hagi, ne muhteşem bir gol bu!” diye haykırışı hangimizin aklından çıkabildi geçen yıllara rağmen.

Geçtiğimiz ay 50 yaşını dolduran Ciga’ya vefa borcumuzu ödemek istedik biz de... Biraz nostalji yaparken, gördüğümüz bir cümle de adeta kariyerinin özeti gibiydi “10 Numara”nın:

“Sağ ayağına 500 sayfalık roman yazıp, romanı ‘Ve O bir Solaktı!’ cümlesiyle bitirebileceğiniz muhteşem adamın adıdır Gheorghe Hagi”

Nice yıllara güzel insan! Yaşattığın her şey için teşekkür ederiz...

#Florya Metin Oktay Tesisleri
#Gheorghe Hagi
#Emre Belözoğlu
9 yıl önce
Sağ ayağına 500 sayfalık roman yazılır, ama roman ‘Ve O bir solaktı!’ diye biter!
Dağ ve çakal sürüsü
23 soruda Ocak ayında memurlara yapılacak zamların çok boyutlu etkileri
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye