Dinamo ve Fenerbahçe yenilgilerinden sonra Beşiktaş yönetimi Schuster''i gönderir mi dersiniz?

Zor.

İşin içinde tazminat falan vardır, hem gönderse ne olacak, bu saatten sonra takımın başına kimi getirecek?

O zaman biz neden “Elveda Schuster” dedik. Şu sebeple: Hoca artık taraftarın gönlündeki yerini kaybetti. Kredisi sıfıra indi. Nasıl inmesin ki! O kadar paralar harcanıp bizim de “Süper” dediğimiz bir kadro kuruldu. Ama Schuster bu zengin kadrodan bu güne kadar bir takım kuramadı. Takımın omurgasını yerine koyamadı. Sivok, Bobo, Hilbert yoktu. Beşiktaş zaten savunma zaafı olan bir takım. Sen hangi akılla bu derbide Ferrari''yi oynatıyorsun. Adam işte yapacağını yaptı, Beşiktaş''ın belki de alacağı maçı kaybetmesine sebep oldu. Zaten çoktandır oynamıyordu, niçin kadroya konuldu. İşte futbol böyle bir şey. Bir oyuncu maçın kırılma noktasında bir hata yapar ve galibiyet elinizden uçar. Almeida''nın da Volkan''la karşı karşıya kalıp o golü kaçırması aynen böyledir. Bu futbolcunun başka bir pozisyonu da olmadı zaten.

Herşeye rağmen tempolu, heyecanlı, bol gollü iyi bir maç izledik. İlk yarım saat içinde Fenerbahçe rüzgar gibi esti. Necib''in kendi kalesine attığı gol dışında üç, dört fark yaratacak pozisyon buldu ama değerlendiremedi. Sonra âdeta oyundan düştü. Aykut Hoca''nın bu duruma dikkat etmesi gerek. Fenerbahçe gibi bir takım ilk yarım saat sonunda gücünü ve hakimiyetini kaybetmemeli. İkinci yarı Beşiktaş galibiyet golünü de bulunca coştu. Maçı alırdı bence. Ama Ferrari olmasaydı. Ferrari hem kendini, hem takımını yaktı. Penaltı ile beraberlik geldi ve Alex markajdan kurtuldu. Serbest kalan Alex''in neler yapacağını biliyoruz. Yine maçın yıldızı oldu. Fenerbahçe bu galibiyet ile altıda altı yaptı. Psikolojik olarak bu çıkış onu şampiyonluğa taşıyabilir. “Takım oyunu” vadisinde henüz pek yol alamadı ama Aykut Hoca''nın disiplini devam ederse o da olacak.

Bursa, ne oldu sana?

Kendi sahasında Antep''den dört gol birden yiyecek kadar düştü mü şampiyon? Acı ama gerçek. Peki bu durumun bir izahı olabilir mi? Deneyelim. Bu yılki Bursa geçen yılın başarıya susamış, genç, süratli, dayanıklı, amatör bir ruhla oynayan ekibinden çok farklı. Bazı futbolcular kendilerine transfer hususunda gösterilen aşırı ilgi ile sanki boğuşuyor. Bazıları ise artık yolun sonuna gelmiş. Ertuğrul''un bu durumu görmesi lazım. Mesela çok takdir ettiğimiz Ömer özveri ile oynamasına rağmen ağır kalıyor. Cenk''in kontra ile attığı iki golde de bu ağırlık görüldü. Ertuğrul''un yeni bir savunma hattı kurması lazım. Antep ise yaptığı transferlerin nasıl isabetle seçilmiş olduğunu her maçta gösteriyor. Bu Antep bu gidişle bu yıl yukarılara tırmanır, seneye zirveye oynar.

Bursa aslında son galibiyetlerini iyi futboldan ziyade şansı ile almıştı. Antep karşısında dağıldı. Öyle ki Antep attığı kadar kaçırdı. Zaten yedi haftada beş galibiyet iki beraberlik almış. Bursa forvetleri de iyi idi ama pozisyonları değerlendiremediler. İki takım da açık oynadı ve bu Antep''in işine geldi. Bursa''yı kendi silahı ile vurdu: “Kontratak”. Antep takım savunmasını iyi yaptığı için Bursa bu fırsatı bulamadı.

Bu maç belki de şu gerçeği gösterdi: Geçen yılın sürprizi Bursa idi, bu yalın sürprizi Antep olacak.