|
Adam Smith

Konyalı bir okurum, iktisat temrinlerine niçin devam etmediğimi sorup, Adam Smith''in iktisat düşüncesine katkısı hakkında bilgi istiyor. Ben de bu uyarı üzerine sözümü hatırlayıp Pazar yazılarına geri dönüyorum.

Smith''in 1776 yılında yayımlanan kitabı iktisat düşüncesinde gerçekten bir köşe taşı mıdır? Kuhn''un ifadesiyle, iktisatta bir paradigma kayması karşısında mıyız? Ronald Meek bu soruya cevap ararken önce Kuhn''un paradigma tanımını yapıyor ve temel özelliklerini sıralıyor; sonra bu özelliklerin Milletlerin Zenginliği''nde olup olmadığını araştırıyor ve sonuç olarak olumlu bir cevaba yaklaşıyor. Paradigma, "bir uygulamacılar topluluğuna belirli bir zaman model problemler ve çözümler sağlayan, genel kabul görmüş bilimsel başarılar"dır. Aristo''nun Fizik, Newton''ın Principia, Franklin''in Elektrik, Lavoisier''nin Kimya kitabı, mesela, "peşpeşe uygulamacı nesilleri için bir araştırma alanının meşru problem ve yöntemlerini zımnen tanımlamaya yaradılar". Bunu nasıl yapabildiler peki? "Çünkü iki temel vasıfları vardı: Kalıcı bir bilimadamları grubunu rakip bilimsel faaliyet tarzlarından koparmada görülmemiş başarı sağladılar. Eşzamanlı olarak, her çeşit problemi, yeniden tanımlanacak uygulamacı gruplarının çözümlerine terkedecek kadar açık-uçlu idiler." Bu iki özelliğe sahip paradigmalardan "tutarlı bilimsel araştırma gelenekleri" ortaya çıktı: Batlamyus veya Kopernik astronomisi, Aristo veya Newton dinamiği, parçacıklar veya dalga optiği gibi.

Meek''e göre, Milletlerin Zenginliği bir paradigmanın çoğu özelliklerini taşımaktadır. Öncelikle, rakip bilimsel faaliyet tarzlarından bir grup bilimadamını muhakkak ki koparabildi: Kitap yayımlandıktan sonra, iki ana rakip olan Fizyokratik sistem ile Steuart''ın Inquiry''si fazla yaşamadılar. Bu şekilde celbedilen grup elbette ''kalıcı'' idi: Milletlerin Zenginliği''nin temel kuramsal çerçevesini makul bir genişlikte tanımlarsak, aşağı yukarı bir yüzyıl boyunca hemen hemen bütün önemli iktisatçılar (Ricardo, baba ve oğul Mill, hatta önemli bir anlamda Marx) bu kitabın çerçevesi dahilinde fikir geliştirdiler. Ve kitabın ortaya koyduğu sistem kesinlikle açık-uçluydu; birçok problemi çözüm için bilimin daha sonraki uygulamacılarına bırakıyordu.

Tabiat bilimlerinde bir paradigmadan diğerine geçişin önemli veçhelerinden biri "bilimsel algıdaki kayma" idi; öyle ki, "daha önce aynı kümede gruplanan nesneler şimdi artık değişik kümelerde gruplanmakta veya bunun tersi olmaktadır." Milletlerin Zenginliği''nin temel başarısı, böyle bir algı kaymasını meydana getirmiş olmasıdır. Kitaptaki gerçekten merkezî öge, yazarın toplumu yeni bir bölümlemeye tâbi tutmuş olmasıdır: Toprak sahipleri, ücretli işçiler ve kapitalistler. Her ülkenin toprak ve emeğinin topyekün yıllık mahsulü veya bu mahsulün yıllık fiyatı doğal olara üçe ayrılır: Toprağın kirası, emeğin ücreti ve sermayenin kârı; ve üç değişik toplum kesiminin gelirini oluşturur: Kirayla geçinenler, ücretle geçinenler, kârla geçinenler. Bunlar her medenî toplumun üç büyük, özgün ve oluşturucu kesimleridir ve her birinin gelirinden diğerininki son kertede çıkmaktadır.

Smith''den önce Avrupa''da sosyo-ekonomik yapı öyle tanımlanıyordu ki, üçüncü kesim neredeyse yok sayılıyordu. Steuart''ın temel bölümlemesi çiftçiler ile serbest çalışanlar (''free hands'') arasındaydı; Fizyokratlarınki ise toprak sahipleri, çiftçiler (üretken sınıf) ve imalat veya ticaretle uğraşanlar (kısır sınıf) arasındaydı. Sermaye sahipleri ilk defa Smith sayesinde diğer toplum kesimleriyle eşit düzeye çıkıyorlardı.

İskoçyalı ahlâk hocasının gerekçesini haftaya sunalım.

(*) Ronald L. Meek: Precursors of Adam Smith, 1750-1775, London: Dent, 1973, s. viii.


25 yıl önce
Adam Smith
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî