|
Bilgi toplumu olmak

Yirmibirinci yüzyıl sanayi toplumlarının, bilgi toplumlarına dönüştüğü yüzyıl olacaktır. Duvarsız ve kapısız dünyada, ülkelerin gücü, insanlığın bilimsel ve teknolojik birikimine yaptıkları katkıdan kaynaklanacaktır. Bilgi toplumlarında doğal kaynakların değerlendirilmesi, ekonomik ve kültürel hayata yeni boyutlar kazandırılması, sermaye birikiminden daha çok bilgi birikimine dayanacaktır. Yeni yüzyılda finansal sermaye değil, kültürel sermaye önem kazanacaktır.

*

Bilgi toplumlarında etkili ve belirleyici olan, gelir farkı değil, eğitim farkıdır. Sanayi toplumlarında toplumun bütün kesimlerini sermaye sahibi yapmak mümkün değildir. Oluşmakta olan toplumda ise, genç yaşlı, isteyen istediği eğitim programına katılabilir. Öğrenmenin yeri, yaşı ve zamanı yoktur, beşikten mezara kadar devam eder. Bunun için, bilgi toplumları en eşitlikci ve en demokratik toplumlardır, herkes ürün, hizmet ve bilgi üretim ve tüketimine katkıda bulunabilir.

*

Yeni yüzyılda bilimsel teknolojik bilgi üretim süreci, bilgisayarlarla hem büyük ölçüde hızlanmış, hem de oldukca karmaşık bir yapı kazanmıştır. Yeni teknolojiler, buhar makinası gibi, Termodinamik bilimi doğmadan önce üretilen birkaç örnek dışında, uzun ve pahalı araştırma çalışmalarıyla geliştirilmektedirler. Bilgi toplumlarında, farklı ürünler geliştirmek ve üretim teknolojilerinde yenilik yapmak, temel ve uygulamalı bilimlerde, geçmişte hiç bilinmeyen yeni bilim dallarının konusu olmaktadır.

*

Sanayi toplumu, buzdolaplarından arabalara kadar pek çok ürünün üretimini kitleselleştirerek, üretim süreçlerine büyük bir hız ve yoğunluk kazandırdı. Sanayi toplumunda insanın bedensel gücünün yerine makinalar geçti. Bilgi toplumunda ise, insanın zihinsel gücünün yerini bilgisayarlar aldı. Bilgi toplumunda, sayısal verilerin toplanması, depolanması ve değerlendirmesini insanlar değil, bilgisayarlar yapmaktadır. Artık bilgisayarların üretim sürecine katılmadığı, hiçbir alan yoktur.

*

Bilgi toplumlarında, doğal kaynaklar, fabrikalar, uçaklar, tanklar ve gemiler, yalnız başlarına bir güç göstergesi değildirler. Onlar bir aysberg gibi, bilgi toplumunun deniz üstündeki görünen yüzünü oluştururlar. Bilgi toplumun gerçek gücü, aysbergin deniz altında kalan ve görünmeyen kısmından kaynaklanır. Bilgi toplumunda güç demek, katma değeri yüksek, yenilik ve fonksiyon yoğun ürün üretmek demektir.

*

Bilgi toplumunda değerlendirilecek, ürün ve hizmete dönüşecek hammaddeler, doğal ve finansal kaynaklarda değil, insanların düşünme ve tasarlama yeteneklerindedir. Bunun için, bilgi toplumu olma yolunda olan ülkeler, kaynakların büyük bir kısmını eğitim kurumlarına ve araştırma kuruluşlarına ayırmaktadırlar.

*

Sanayi toplumları katı hiyerarşiye dayanan makina odaklı toplumlardır. Bilgi toplumlarında ise, esnek bir hiyerarşi vardır, insan odaklı toplumlardır.

*

Dünyada gücün eski kaynakları yok olmuştur. Gücün yeni kaynağı, bilgeliğe dönüşen bilgidir.

14 yıl önce
Bilgi toplumu olmak
Efendileri alıştı ama içimizdeki “yabancılar” hala alışamadı
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı