|
Barlas Küntay"ın Ardından

Küntay, iyi bir partiliydi. Ama hiçbir zaman lider egemenliğine boyun eğmedi.

Değerli siyaset adamı, başarılı gazeteci, eski Adalet Partisi milletvekili ve bakanlarından Barlas Küntay, bu dünyadan göçtü gitti. Ama dünya dönmeğe devam ediyor. Belki biraz daha mahzun, biraz daha yorgun... hayat her şeye rağmen sürüyor.

Ateş düştüğü yeri yakar. Barlas Küntay''ın eşi İnci''nin ve oğlu Burak''ın gönülleri şimdi yangın yeri. Sanki hiç dinmeyecekmiş gibi gelen kapkara bir acının içindeler.

Zaman en güzel ilâç desek bile, hayat artık eskisi gibi olmayacak onlar için. Kaybedilen eşin, babanın hayali, en mutlu anlarda bile, zehirli bir ok gibi kalplerine saplanacak. Zaman zaman, göz pınarlarında biriken bir kaç damla göz yaşı, bugünkü hıçkırıkların yerini alacak. "Yıkılmadım, ayaktayım" deseler bile, noksan yaşayacaklar, noksan gülecekler. Hep bir yanları noksan kalacak.

* * *

Barlas Küntay, benim için de yılların dostu idi. Cin gibi, muzip, güvenilir, sağlam, uzlaşmaya açık ama ilkelerine sıkı sıkıya bağlı, fedakâr bir insan.

Saymaya kalksak, Küntay''ın özellikleriyle sütunları doldurabiliriz.

Babası, 1960 darbesinde, Ankara Emniyet Müdür yardımcısıydı. Yassıada''ya gönderildi.

Onun demokrasi bilincinin ve mücadele azminin gelişmesinde, bu siyasi kazanın rolü oldu.

Telefoncu Ayten

Bilmiyorum telefoncu Ayten konusunu hatırlıyor musunuz?

Savcı Egesel, Menderes''in, gençleri kıyma makinelerinde öğüttüğü iddiasının şahidi olarak, telefon memuresi Ayten''i Yüce Divan''ın önüne çıkartmıştı. Ayten, Yassıada''da, gençlerin imha edilmesi talimatının telefonda verildiğini, kendisinin de bu konuşmaları duyduğunu ifade etmişti.

Barlas Küntay, Son Havadis gazetesinin Ankara temsilcisi olarak çalışıyordu. 25 yaşlarında bekâr bir delikanlıydı. Ayten''in ayrı bir tekne ile, Savcı Egesel''le birlikte adadan ayrıldığını gördü. Dolmabahçe''de bekledi. Ayten''i takip etti. Onunla ileri seviyede arkadaşlık kurdu; sırdaşı oldu. Ayten, Barlas Küntay''a Egesel''le beraberliğini anlattı; en mahrem bilgileri verdi. Egesel''in aşk mektuplarını okuttu. Hatta, Ayten''in Egesel''le, Kızılcahamam kaçamağını bile -önceden haberdar edildiği için- fotoğraflaya bildi.

Bütün belgeleri bu şekilde temin ettikten sonra, Son Havadis''te bazı tuzak başlıklar atmaya başladı:

"Egesel''in yalancı şahidi kim?"

"Egesel ile telefoncu Ayten tanışıyorlar mı?"

Savcı Egesel, basın toplantısında, bütün bu iddiaları red''etti: "Telefoncu Ayten''i tanımam!" dedi. Son Havadis''i müfteri ilân etti.

Başsavcı, Barlas Küntay''ın oltasına böylece takıldı. Hemen, Son Havadis yayına başladı. Önce Ayten ile Egesel''in aşk mektuplarını yayınladı. Sonra Kızılcahamam kaçamağına sıra geldi. Fotoğraflar, itiraflar... (Barlas Küntay babasına zarar gelmesin diye, Bora Aktan müstear adını kullanıyordu.)

Yassıada''nın eli kanlı savcısı tam anlamıyla rezil olmuştu.

* * *

İşte Barlas Küntay böyle önemli bir gazeteciydi. Adalet Partisi kurulduğunda siyasete ilgi duydu. Ragıp Gümüşpala''nın Genel Başkanlığı döneminde, bir yandan gazetecilik faaliyeti sürerken, bir yandan da politikaya girdi. AP Gençlik Kolları başkanı oldu. İyi bir partiliydi. Ama hiçbir zaman lider egemenliğine boyun eğmedi. Adalet Partisi''nin "Yeminliler" hareketinin dışında kaldı.

Bilgiççiler ve Yeminliler

Bu vesile ile 1960''ların sonundaki Yeminliler Hareketine temas etmek isterim.

Adalet Partisi''nin emektarları, Saadettin Bilgiç, Faruk Sükan, Mehmet Turgut, onlarla birliktAe hareket eden Talat Asal, Cihat Bilgehan, Yüksel Menderes vs. fazla itaatkâr olmayan bir takım oluşturuyordu. Bir de Demirel''e "bağlılık yemini" edenler vardı. Bir anlamda bu kişiler, lidere biad etmişlerdi. Demirel bu yeminli gruba yaslanarak, eskileri tasfiye etmeğe çalıştı. 1966 kongresinde Bilgiççiler ile Yeminliler ayrı ayrı lste çıkarttılar. Karma bir Genel İdare Kurulu seçildi. 1968 kongresinde de iki liste çıktı. Yeminliler haricinde, Genel İdare Kurulu''na sadece, Saadettin Bilgiç, Mehmet Turgut, Faruk Sükan, Cihat Bilgehan, Yüksel Menderes ve Talat Asal girebildi.

1969 seçimleri AP için önemli bir başarıydı. Demirel, 1969 seçimlerindeki muvaffakiyeti kendisinden bildi. Artık dengeleri korumak yerine, Adalet Partisi''nin mutlak hâkimi olma zamanının geldiğini düşündü. 1969''dan sonra kurduğu kabineye Bilgiççilerden kimseyi almadı.

Demirel, her kongrede cereyan eden kavgalardan ve iki başlı görüntüden bezmişti. Bilgiççilere gözdağı vermek için, onların grubundan 5 kişiyi ihraç istemiyle Haysiyet Divanı''na sevk etti. Bilgiççilerde, tasfiyenin başladığı, burada direnmezlerse sıranın kendilerine geleceği kanaati doğdu. Bu yüzden Genel İdare Kurulu''nda sert tartışmalar cereyan etti. Sonunda Genel İdare Kurulu, 5 kişinin Haysiyet Divanı''na sevk edilmesi kararını aldı. Bunu, 72 milletvekilinin muhtırası takip etti. Muhtırada Genel İdare Kurulu ve Genel Başkan suçlanıyordu. Haysiyet Divanı kararlarının durdurulması talep ediliyordu. 72 milletvekili 1970 bütçesine karşı kırmızı oy kullanma tehdidinde bulundu.

Küntay arabulucu

Küntay, arabuluculuk görevini üstlendi. Cemal Külâhlı ile Demirel''in ziyaretine gitti. Toparlayıcı olunması gereğini anlatmağa çalıştı. Onu ikna etti.

Fakat, Küntay''ın arkasından, AP Genel Başkanı ile, bu defa da Yeminli gruptan bazı şahıslar görüştü. Yeminliler, Küntay''ın anlattıklarının doğru olmadığını, bir avuç muhalifin hiçbir gücü bulunmadığını, bütçede kırmızı oy vermek gibi bir tepkiyle karşılaşılmayacağını söylediler. Demirel Yeminli gruba inandı; partisinin içindeki tepkiyi doğru ölçemedi. 72 değil ama, 43 AP''li kendi hükûmetlerinin bütçesine kAırmızı oy verdi. İşte Adalet Partisi''nin bölünmesi yolundaki ilk adımlar, bu kırmızı oylarla atıldı. Barlas Küntay, Yeminli gruba karşı olmakla birlikte, partisine zarar vermemek için aleyhte oy kullanmadı. Bütçe red''edilince, Demire kabinesi istifa etmek zorunda kaldı.

Bilgiççilerin ayrılması, Demokratik Parti''nin Ferruh Bozbeyli başkanlığında ve Celal Bayar desteğinde kurulması, bu çatlak sonrasına rastlar.

AP''den ayrılanlar, bazı gazetelerle, özellikle Günaydın gazetesiyle, işbirliği yapmak suretiyle, Demirel''in kardeşlerine ait çok sayıda yolsuzluk iddiasını gündeme getirdiler. Adalet Partisi büyük ölçüde zaafa uğradı. Ardından 12 Mart muhtırası geldi. 1973 seçimlerinde AP, tarihinde görmediği bir orana düştü. (%29)

Demirel, bilahare Saadettin Bilgiç ve Bayar ile barıştı; ancak 1977 seçimlerinde kısmen partiyi toparlayabildi. Adalet Partisi''nin yeniden iktidara talip güçlü bir duruma gelmesi için, 10 yıl beklemek gerekti. 1979 mahalli ve Senato kısmi yenileme seçimlerinde, Demirel gene birinciliği yakaladı.

Fedakârlık

Barlas Küntay, Adalet Partisi''nde kaldı; gidip gelenlerden olmadı. 12 Eylül 1980 darbesi onu da vurdu. Küntay 1980 sonrasında, politikaya çok ilgi duymasına ve yaşının genç olmasına rağmen milletvekili seçilmek istemedi. Yerini Bursa teşkilatından arkadaşlarına bıraktı. Meselâ bugün Anap sıralarında bulunan Turan Tayan, Bursa Teşkilatı''nın il başkanı olarak Barlas Küntay''ın desteği ile ilk defa Meclis''e girdi.

* * *

Barlas Küntay''ı tek bir makalede anlatmak mümkün değil. Tekrar edelim: Cin gibi bir gazeteciydi. Genel Başkanı''nı uyaracak kadar cesur; partisinden ayrılmayacak kadar vefalı; arkadaşlarına milletvekilliği sırasını bırakacak kadar fedakârdı.

Acı çeker şikâyet etmez. Herkesin yardımına koşturur ama başkasından şahsı için bir şey istemezdi.

Bir hizmet eriydi, bir gönül adamıydı. Allah rahmet eylesin dostum Barlas Küntay''a; eşine, oğluna ve sevenlerine de sabır versin.

"Biçare gönüller ne giden son gemidir bu

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Çok seneler geçti, dönen yok seferinden"


25 yıl önce
Barlas Küntay"ın Ardından
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler
Gazze ışığında üniversitenin misyonu