|
Colombo Azmi Ateş ve THK yolsuzluğu

Azmi Ateş... Fazilet Partisi İstanbul milletvekili. İsmi ile müsemma: Ateş gibi bir milletvekili.

Belki de ateş gibi bir dedektif sözünü, onu tarif için kullanmalıyız. Yolsuzlukların izini sabırla sürüyor. Tuttuğunu koparıyor.

Basının tavrı

Tam iki senedir, Türk Hava Kurumu Başkanı Atillâ Taçoy''un peşindeydi. Hazırlıklarını tamamlamadan basının önüne çıkmadı. Elindeki belgeleri ucuzlatmadı.

Önce ciddi bir savcı gibi, yolsuzluğun bütün unsurlarını biraraya getirdi ve ancak ondan sonra, basın toplantısı düzenleyerek konuyu kamuoyuna duyurdu.

Nedense, pireyi deve yapmaya alışık olan gazetelerin çoğu, deveyi hamuduyla götürenlere ait bu suistimal vesikalarını, bir iki sütunluk haberle geçiştirdiler. Oysa olay, günlerce manşetlerden düşmeyecek bir nitelik taşıyor.

Hayretimize mucip olan bir ayrıntı ise, Kanal 7''de, Ahmet Hakan''ın, lâfı, Azmi Ateş''in ağzına tıkamasıydı. Ateş''in yolsuzluklar hakkında teferruatlı bilgi vermesine, "Bunlar biliniyor, gazetelere yansıdı" diye imkân bırakılmadı.

Kanal 7, bizim seyrederken rahat nefes alabildiğimiz nadir kanallardan biri. O da böyle yaparsa!

Televizyonlar gazetede çıktığı gerekçesiyle haberi yayınlamasalar, seyirciye sunacak olay bulamazlardı. Hele Kanal 7, köşe yazılarını bile yayınladığına göre, üç beş dakika daha müsamaha gösterip, Azmi Ateş''in (Fazilet''in komiser Colombosu) iddialarını serbestçe anlatmasına pekâla fırsat verebilirdi.

Sıra Kızılay ve Çocuk Esirgeme''de

Ateş, şimdi de, Kızılay''ın ve Çocuk Esirgeme Kurumu''nun peşinde.

Türk Hava Kurumu, Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu... Bunlar devlet himayesinde büyüyen imtiyazlı dernekler. Trilyonlar bağışlanıyor ama kaynaklar artık KİT''leşen bu kuruluşların elinde heba oluyor.

Deprem sayesinde, Kızılay''ın gerçek yüzü ortaya çıktı. Devlet, Kızılay''ın itibarını kendi itibarıyla eşdeğer tutup, çöken bu kurumu savunmaya devam etsin, Salı akşamı Arena''da, hakikatler bir kere daha bütün çıplaklığı ile sergilendi. Uğur Dündar''ı ve Haluk Şahin''i başarılı gazeteciliklerinden dolayı kutlarız.

Yalnız iyi ki Azmi Ateş, milletvekilliği yerine basını tercih etmemiş. Etseydi, bütün araştırmacı gazetecilerin pabucunu dama atardı.

Cannes seyahati

Ateş''e bir dokunduk, bin ah işittik. Atillâ Taçoy''un yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini bir çırpıda sıraladı.

Atillâ Taçoy, 1996 yılında, biri yabancı uyruklu 8 kişiyle ve onların eşleriyle, Cannes''da düzenlenen filim festivaline katılmıştı.

Azmi Ateş''in bir soru önergesine cevap veren İçişleri Bakanı Saadettin Tantan, Taçoy''dan aldığı bilgiye istinaden, böyle bir katılımın olmadığını açıkladı. Ama Azmi Ateş, otelin 29 bin Fransız franklık faturasını ibraz ederek, bakanın yanıldığını ortaya çıkardı. Cannes''daki harcama 29 bin Frankla sınırlı kalmadı. Aynı Festival için Türk Hava Kurumu Başkanı Atillâ Taçoy 100 bin Franklık iş avansı çekti.

Azmi Ateş Cannes seyahatinin, yolsuzluklar zincirinin sadece bir halkasını oluşturduğunu söylüyor.

El kesesinden PH Limited''e

Eşi dostu ağırlama işleminin, PH Program Hizmetleri LDT''in şemsiyesi altında geliştiğini ise başka belgeler ortaya koyuyor.

Bu konuya açıklık getirelim:

Türk Hava Kurumu, PH. Program Hizmetleri şirketi ile, 1. Dünya Hava Oyunları Organizasyonu''nun pazarlaması, reklâm satışları ve sponsorluk temini amacıyla, 5. 12. 1995''te bir mukavele imzalar. Firmanın, Türk Hava Kurumu''na sağlayacağı imkânların %2.5''unu alması kararlaştırılır. Sonra firmanın payı %2.5''tan %20''ye yükseltilir. Bu keyfi zamma hiç bir gerekçe gösterilmezken, PH firmasına, -üstelik Türk Hava Kurumu''na ilave bir imkân, reklâm, sponsor getirmemiş olmasına rağmen-, 102 bin dolar verilir. (Kredi olarak)

Ayrıca, PH firmasının yetkililerinin veya misafirlerinin Avrupa''nın çeşitli kentlerindeki konaklama masrafları da, gene Türk Hava Kurumu''na fatura edilmiştir. Bütün bu sarfiyat, 1. Dünya Hava Oyunları Organizasyonu için yapılmıştır.

Görüldüğü gibi, "El kesesinden sultanım, develer olsun kurbanın" misali, kaynaklar, har vurup harman savrulmuştur.

Bu konuya, şu anda Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olan Orgeneral Cumhur Asparuk da, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı sıfatıyla katıldığı Türk Hava Kurumu''nun Genel Kurulu''nda temas etmişti.

"Kurumun kaynakları, plansız, hesapsız, sorumsuzca Dünya Hava Oyunları uğruna eritildi. Heba edildi. Bize dağıtılan faaliyet raporunda, sponsorlardan, yayın haklarından, hatıra eşya satışlarından elde edilen gelirleri göremedim. Malzememiz yok; eğitimimiz yok... antrenörümüz yok... paramız yok... 45 milyon dolar, dünya Hava Oyunlarına sarfedilmiştir."

Kurban derisi

Kurban derisinin, bağırsak, zekât ve fitre gibi gelirlerin Türk Hava Kurumu''na gitmesi için "çağdaşlık adına" büyük kavga verildi. Öyle değil mi? Türk Hava Kurumu, bu gelirlerin bir bölümünü Kızılay ve diğer paydaş kuruluşlara aktarmalıydı. Ama bu gelirlerin de üstüne oturdu. THK''nın diğer kuruluşlara aktarmayıp bünyesinde tuttuğu para tutarı 1998 rakamları ile 1 trilyon 305 milyar lira.

"Bir dokun, bin ah dinle şu kâse-i fağfurdan"

Azmi Ateş''in ah''ı, vah''ı, har vurulup harman savrulan kaynaklar için.

Batık İngiliz firmasına ihale

Fazilet''in sevimli Colombosu anlatıyor:

"Daha vahim bir gelişme de, zirai ilaçlama ve orman yangını ile mücadele çerçevesinde tasarlanan uçak üretim projesidir. ülkemizde bu tip uçakların Türkiye Uzay ve Havacılık Sanayii (TAİ) ve Sivil Havacılık kuruluşlarında üretimi mümkün iken, neden batık bir İngiliz firması tercih edilmiştir?"

Türk Hava Kurumu bünyesinde faaliyet gösteren, Hava Fotoğrafçılığı, Haritacılık, Havacılık Müşavirlik Hizmetleri, bir rapor hazırlayarak, THK Başkanı Atillâ Taçoy''a sunmuştur. Raporda, uçak siparişi verilen İngiliz Epa şirketinin zararının, Arthur Andersen''in 1995 değerlendirmesine göre, -vergiler hariç-, 507 bin İngiliz Sterlin olduğu, bu firmada sadece 4 kişi çalıştığı, üretim tesisi ve teknik personeli bulunmadığı, 8 yıl önce üretilmiş Field Master uçağının yedek parçalarının temin edilemeyeceği belirtilmiştir.

Bu konuya Türk Hava Kurumu''nun Genel Kurulu''nda, o dönemde Korgeneral olan Cumhur Asparuk da temas etmişti: "İkinci Dünya Harbinde, İngiliz firmasının Yugoslavya''da fabrika kurarak imalâtına başlanan uçaklardan 4''ü getirildi. Fabrika yıllar önce kapatılmış; İngiliz firma, ardiye ücreti ödeyeceğine bunları satacak enayi bir müşteri bulmuş, göndermiş. Uçağın parçalarını, gümrükten, eski kullanılmış paslanmış diye sokmak istemediler."

4 uçağın her birine tam 375 bin dolar ödendi.

Kör kuruşun hesabı

Türk Hava Kurumu''ndan sonra, yazımızın başında da belirttiğimiz gibi Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Azmi Ateş''in merceğinin altında. Marifet, biraz da iltifata tâbi. Milletin kör kuruşunun hesabını soran Azmi Ateş, bence basın tarafından göklere çıkarılmalıydı. Ama nedense, onun dosyasından belge tırtıklayanlar, isminden söz etmemeyi tercih etti.

Fakat komiser Colombo yılmadı. Haberiniz olsun. Yeni soru önergeleriyle iz sürmeye devam edecek.


25 yıl önce
Colombo Azmi Ateş ve THK yolsuzluğu
A partisi, B partisi, hani bunun C partisi
4. Dünya Savaşı ve Einstein
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed