|
Yem boruları kesiliyor

Kemal Derviş''in ilk geldiği gün estirdiği umut rüzgârı, yavaş yavaş yerini derin bir çaresizliğe bırakıyor. Derviş, mevcut siyasi yapıyla bütünleştiği ölçüde, inandırıcılığını kaybediyor.

Çok yazık!

Cumhurbaşkanı Necdet Sezer''in itibarının, hükûmetle arasına mesafe koyabilmiş olmasından kaynaklandığı unutulmasın. Elbette Kemal Derviş''in şartları farklı. O bir bakan; başbakanın denetiminde ve diğer bakanlarla işbirliği içinde çalışmak mecburiyetinde.

Önümüzdeki Pazartesi daha kapsamlı bir program açıklanacak. Piyasanın beklentisinin karşılanmasını ve ekonomide düzelme işaretlerinin belirmesini, en azından güven bunalımının aşılmasını temenni ediyoruz.

Yolsuzluk

Aslında taze bir başlangıç için, bazı bakanların da değiştirilmesi gerekiyordu. Enerji operasyonu bütün ciddiyetiyle yürürken, Turgay Ciner''in bürolarına yapılan baskınlar, işin boyutlarının daha da genişleyebileceğini gösterirken, Cumhur Ersümer''in koltuğunu muhafaza etmesi doğru mu?

Türkiye''nin bu hallere düşmesinin ana sebeblerinden biri yolsuzluk. Yolsuzluğun arkasında, medya - siyaset - sermaye işbirliği var.

İşte Cine 5''in sahibi ve Show TV''nin eski patronu Erol Aksoy''un da İktisat Bankası, Fon''a devredildi. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) banka kaynaklarının Erol Aksoy tarafından şirketlerine kullandırıldığını açıkladı.

BDDK tarafından yapılan açıklama aynen şöyle: "Kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürerek, hissedarlarının oluşturduğu sermaye grubuna aktaran, zararı öz kaynaklarını aşarak yabancı kaynaklara sirayet eden, malî bünyesindeki zaafiyet, taahhütlerini karşılayamayacak boyuta ulaşan ve faaliyetlerine bu haliyle devamı, mevduat sahiplerinin haklarını ve malî sistemin güven ve istikrarını tehlikeye düşüren İktisat Bankası''nın yönetim ve denetimi, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu''na devredilmiştir."

BDDK''nın açıklaması, İktisat Bankası''nın durumunun, Demirbank gibi, sadece krizden dolayı sarsılmadığını, banka kaynaklarının, hissedarların oluşturduğu sermaye gruplarına aktarıldığını ortaya koyuyor. Bunun, Bankalar Kanunu''nun 22''nci maddesine göre cezası var: Söz konusu eylem, emniyeti suistimal ederek zimmetine para geçirme şeklinde mütlâa ediliyor; hatta nitelikli dolandırıcılık ve çete maddeleri de bankacılığı bu şekilde yapanlara uygulanıyor.

28 Şubat döneminde ve daha da öncesinden başlayarak, medya kalkanı arkasına gizlenen patronların, halkın parasının nasıl üzerine oturdukları bir bir ortaya çıkıyor.

FİJ''in açıklaması

Türkiye''deki basının durumu, yabancıların da dikkatini çekiyor. Sabah''ın çöküşüyle birlikte "Kartel"den "Tekel''e dönüşen Türk medyası, tamamen Aydın Doğan''ın denetimine girdi.

Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FİJ) ülkemizdeki sermayenin tekelde yoğunlaşmasını, sendikasız gazetecilerin yığınlar halinde işten atılmasını eleştirirken, Aydın Doğan''ın Milliyet ile Hürriyet''in yanı sıra daha bir çok gazete ve derginin, aynı zamanda Kanal D ve CNN Türk''ün sahibi olduğunu hatırlattı. FİJ, gazetelerin "sağılacak inek olmadığını", demokrasinin temel taşlarını oluşturduğunu belirtti.

Oysa bizde gazetelere tam da FİJ''in eleştirdiği biçimde "sağılacak inek gözüyle" bakılıyor.

Bir çok gazete patronu, aynı zamanda banka - finans kurumu sahibi oldu. Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Enver Ören gibi.

Veyahut banka sahipleri gazete ve tv kanalı satın aldılar. Erol Aksoy, Mehmet Emin Karamehmet, Ayhan Şahenk gibi.

Dinç Bilgin''in Etibank''ı, Enver Ören''in İhlas Finans''ı, Erol Aksoy''un İktisat Bankası Tasarruf Fonu''na devredildi. Hepsinin, bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürerek, kaynaklarını firmalara kullandırdığı anlaşıldı.

Tabii her biri, Radyo Televizyon Kanunu''ndaki açık yasağa rağmen, devlet ihalelerine de girdiler; borsada spekülasyon hatta manipülasyon bile yaptılar. Devlet bankalarından ve teşviklerden beslendiler.

Şimdi. Sırayla sapır sapır dökülüyorlar.

Cezaevi yolcuları

Türkiye, yolsuzluklardan temizlenirken, dün, herkesin önünde ceketini iliklediği, yağcılık yarışına giriştiği kişiler cezaevine düşecek.

Böylece, medya da temizlenecek.

Dinç Bilgin''in, Erol Aksoy''un, hapse gireceği hiç hatırınıza gelir miydi?

Aksoy, İktisat Bankası''nın "Fon''a devrini ben istedim" demek suretiyle, kamuoyunu yanıltıyor. Oysa, diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte sonu cezaevi olan bir yolculuğun başlangıcında.

BDDK''nın açıklamasında, banka kaynaklarını kendi şirketlerine kullandırdığı açıkça belirtiliyor. Aksoy''un, Dinç Bilgin''den farkı yok. Dinç Bilgin''in de, Murat Demirel''den, Hayyam Garipoğlu''ndan, Ali Balkaner''den.

Türkbank dosyası yeniden açılırsa, ucu Mesut Yılmaz''a dokunacaktır. Beyaz Enerji operasyonu, -Jandarma''nın fezlekesinde de adı olduğuna göre- Turgut Yılmaz''a uzanabilir.

Siyasetteki ve medyadaki sözde "seçkinlerin" pek çoğu tasfiye olursa, Türkiye tekrar nefes almaya başlayacak. Yem boruları kesildikçe, nefes boruları açılacak.

Bu yüzden Derviş, mevcut düzenle arasına ne kadar mesafe koyarsa o kadar iyi.

23 yıl önce
Yem boruları kesiliyor
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek