|
Rusya"da aile ve nüfus azalması

Rusya dönüşü kaleme aldığım yazıların birinde, Devlet Başkanı Putin ile Umum Rusya Müslümanları Müftüsü Talgat Taceddin arasında geçen bir konuşmaya yer vermiştim. Talgat Taceddin''in bize naklettiğine göre Putin kendisine, aynen şöyle demişti:

- "Müftü hazretleri!.. Rusya olarak bütün ümidimiz sizde veya size kaldı. Çünkü Rusya''nın nüfusu artık artmıyor. Bu yolda sizin gayretinize ve teşviklerinize ihtiyaç duyuyoruz."

Böyle bir konuşmayı nakletmem dolayısıyla, içi burulan bazı okuyucularımız olmuştu. Nasıl olurdu da Putin gibi bir canavar, Talgat Taceddin''e böyle bir söz söylerdi? Söylese bile bu sözün bir ciddiyeti bulunabilir miydi vs.

Putin''in feryadı ve T. Taceddin

Fakat işte, iki gün önce Putin''in Duma''da yaptığı, Rusya''nın nüfusunun giderek azaldığına ilişkin canhıraş konuşması gazete ve televizyonlarda yayınlanınca, bu sorun yeni baştan gündeme gelmek durumunda kaldı.

Tekrar göz atalım Putin neler söylüyor:

"Yaşlı bir ülke olma tehdidiyle karşı karşıyayız. Rusya olarak nüfusumuz, her yıl 750 bin civarında azalıyor. Böyle giderse, 15 yıl içinde nüfusumuzun yedide biri olan 22 milyon insanımızı kaybedeceğiz. 1 Ocak 2000 tarihinde 145 milyon olan nüfusumuz, 120-125 milyona düşecek!.."

Putin''in, Umum Rusya Müslümanları Müftüsü son derece zeki, uyanık ve o nisbette de ileri görüşlü Talgat Taceddin''e yönelik konuşmasının sırrı da, böylece ortaya çıkmış oluyor. Bu arada Türkleri ve Rusya müslümanlarını gönüllemek amacını taşımış olsa bile; Putin''in asıl nüfus azalmasının Ruslarda görüldüğünün ve ilk hareketlenmenin müslümanlardan başlatılabileceğinin şuurunda olduğunu, ister istemez düşünmek durumundayız.

O zaman da şunu sormak gerekmiyor mu: Rusya''da nüfus, her geçen, gün niçin eriyor? Yeryüzünün altıda biri genişliğindeki bu büyük imparatorluğun geleceği, Putin''in kaygılandığı derecede bir tehdit altında mı?

Her iki soruyu değişik açılardan cevaplamak mümkün.

Rusya''da aile

İsterseniz burada bazı tesbitlerde bulunalım: Komünist dönemde bu ülkede aile bütünüyle çökmüş. Boşanma oranları yüzde yetmişlerde seyrediyor. Bunların çoğu da evliliğin ilk yıllarına tesadüf ediyor. Ailenin ve çocuğun sorumluluğu, bütünüyle kadının üzerine yığılmış. Erkekler ise alabildiğine sorumsuz!.. Alkolizm, ayyaşlık derecesinde yaygın. Bu toplumsal facianın hakkından, asgarı 15-20 yıl boyunca ne devlet gelebilir, ne de kilise!..

Dolayısıyla Rus kadınları; akıbeti boşanmak olan ve sonunda çocukların da sorumluluğu kendi üzerlerine kalacak evliliklerin geleceğine güvenle bakamıyorlar. Toplum inançsız, devletten de herhangi bir ümit kalmayınca; kadınlar çocuk yapmaktan âdeta yılgınlaşmış bir görüntü veriyorlar. Yani çocuktan vahşet getiren bir toplum manzarası ortalıkta kol gezen!..

Böyle bir toplumsal fecâat manzarasından ne çıkar diye, o bitmez tükenmez bir okyanus gibi uzayan Rusya steplerinde derin derin düşünmediğimi söyleyemem. O pırıl pırıl Rus kadınları ki; değer nâmına, iffet nâmına ne varsa yitirmiş. Hemen çoğu, çok acıdır ki namus kavramını kaybettiği yetmiyormuş gibi, bunu ticarete dönüştürerek bir geçim haline getirmiş. Bir zamanlar kıyıya vuran hamsi sürüleri gibi, Türkiye''ye yönelen Nataşa dalgalarını bu bakımdan hatırlamamız gerekiyor.

Böylesine yüksek seviyelerde seyreden bir toplumsal çöküntü, ekonomik istikrarsızlık, yönetim anarşisi ve değer tefessühü karşısında, maalesef çocuğun yeri yok!.. Çünkü çocuk, insanın bireysel geleceği açısından en büyük yük de onun için!.. Kadın bu sorumluluktan, bir yangından kaçar gibi kaçıyor; alkolizmin batağına saplanmış Rus erkeğininse, zaten o tür bir sorumluluğu hak getire!..

Dikkat edin ne diyorum? Bu manzara, insanî ve ahlâki değer nâmına hemen herşeyin iflâsı, benim vicdanıma dokundu, sevinemedim!.. Hem de bu toplumun yüzde 90''ı üniversite mezunu ve kültürlü insanlar olduğu halde durum bu merkezde!..

İki değer bir istiğnalı tutum

Dolayısıyla Rusya''nın, bu umûmî tükeniş girdabından kolay kolay çıkması mümkün görünmüyor. Ve ben de, gördüğüm bu toplumsal fecaat manzarasından vahşet getirerek, aynen Bediüzzaman''ın bir işaretine istirak etmek durumunda kalıyorum:

- Ruslar, mevcut durumdan kurtulmak sadedinde, kolay kolay hrıstiyanlığa da dönemezler. Bunu içleri kabul etmekte güçlük çekecektir zira. Bu bakımdan olsa olsa İslâmı seçmek durumunda kalırlar. Onun için Rusya konusunda çok ihtiyatlı olmak gerekiyor.

Rusya ile ilgili yazılarımın birinde, Yusuf ve Züleyha kıssasına atıfta bulunmuştum. Hatırlayanınız var mı, bilmiyorum.

Mevcut haliyle Rusya toplumunda; maalesef iki değer; insanların perestijini celbeden iki olgu kalmış. Bir içki, ikincisi de kadına yönelik derin bir ibtilâ!.. Dolayısıyla kadının, özellikle genç yaşta olanların, kendilerine yönelik bu ibtilâyı ekonomik bir girdiye dönüştürme çaresizlikleri!..

O yörelere giden Türklerin (3-5 milyon civarındalar) rolü, bu bakımdan son derece önemli. Zaten Rus bürokrasisinin ve oralarda yaşayan Tatar, Başkurt, Çuvaş vs. Türkler''in, Fethullah Hoca''nın okullarına yönelik rağbetinin altında yatan temel neden de burada gizli.

Rus kadınları ve içki karşısında sergiledikleri yüksek istiğnalı tutum var ya, işte Rusların aklı ve havsalası bunu almıyor!.. Başlangıçta yadırgasalar da, bu tutum onların nezdinde, Yusuf''un Züleyhâ karşısındaki istiğnâsı gibi yüksek tesirler üretiyor. Yani derin ahlâki perestij üretiliyor böylece. 20-30 bin öğrenciyi, o okullara sevkeden derin temâyülün altında asıl bu tür sebepler yatıyor.

24 yıl önce
Rusya"da aile ve nüfus azalması
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet