|
Vatikan’ın AB duasını Rothschild kabul etti
Avrupa ülkelerinden Fransa seçim sonuçlarına gelen ilk reaksiyonlara bakarsanız, Nisan ayı başında
Papa'nın önünde yapılan toplu “politik yakarış”
kabul edilmiş görünüyor!..


Anımsayacaksınız, Birlik'in temeli kabul edilen Roma Anlaşması'nın 60'ıncı yıldönümü dolayısıyla AB liderleri ve 27 üye ülkenin devlet/hükümet başkanları Vatikan'da Papa tarafından kabul edilmişti.



Bu görüntü, AB'nin ne kadar sıkışık bir süreçten geçtiğinin-her şey bir tarafa-en güçlü ifadesiydi...



Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyu boğazından yakalamıştı; “Gittiler Vatikan'da tüm AB üyesi ülkelerin liderleri, kuzu kuzu orada oturdular ve Papa'yı dinlediler. AB'ye Türkiye'yi 54 yıldır niye almıyorlar anladınız mı? Olay tamamıyla, açık ve net söylüyorum, Haçlı ittifakıdır”. (02/04, TRT.)



“KURTARICI”!..


Kıta Avrupası'nın önemli tüm medya organları, Fransa'nın 8'inci Cumhurbaşkanı Emmenuel Macron'u Avrupa Birliği'nin kurtarıcısı ilan etti...



İspanya Dışişleri Bakanı Alfonso Dastis: “Avrupa ve elbette İspanya için büyük bir haber. Yeni Fransa Cumhurbaşkanı,

bizimkiyle örtüşen

bir Avrupa vizyonuna sahip”.



El Pais: “Avrupa bugün rahat bir

nefes

alabilir.

Avrupa'ya inanan

bu genç adama herkes hoş geldin diyebilir. Fransa'da herkes esnek bir ekonomi ve artan bir rekabet istiyor. Fransa ancak bu şekilde Almanya ile aynı şartlarda müzakere edebilir. Sadece

dengeli bir Fransa-Almanya ekseni

ile Fransızların Berlin'e karşı kompleksleri yenilebilir ve

Brexit sonrası
Avrupa

yeniden inşa edilme fırsatını yakalayabilir. “



El Mundo: “AB, aynı Hollanda'da seçimlerinde olduğu gibi yine zaman kazandı. AB'nin

varoluşuyla bağlantılı kriz

den çıkması için vatandaşlarının Birliği oturmaya layık bir ev gibi görmelerini sağlamak gerekiyor”.



İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni; “Yaşasın, Macron cumhurbaşkanı. Avrupa'yı bir umut sarıyor.”



Corriere della Sera; “Fransa ve Avrupa için Macron kazanıyor”,



La Repubblica; “Macron: Avrupa'nın dönüm noktası”...



Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk: “Macron Fransası'nın ortak zorlukların çözümüne katkı sağlayacağına ve birliğimizin devam edeceğine güveniyorum”.



AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker: “Daha iyi bir Avrupa inşa etmek için Macron'a yardım etmeye hazırız”.



Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani: “Fransa'nın

Avrupa'nın merkezinde

yer almasıyla, birliği değiştirmeyi ve vatandaşlarımıza ulaştırmayı umut ediyoruz.”



AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini: “Macron'la birliğimizi tekrar ayağa kaldırmaya hazırız. Yaşa Fransa, yaşa Avrupa!”



Kronen gazetesi: “Genç Bonaparte, şimdi bize ne yapabileceğini göstermeli”...



Kurier gazetesi: “Avrupa

nefes

aldı»...



Daily Telegraph: “Fransa'nın yeni umudu Brexit'i belirsizleştiriyor”.



The Guardian gazetesi: “İyi şanslar Bay Macron, buna ihtiyacınız olacak”.



The Times: “Macron'un galibiyeti,

ABD ve Avrupa'nın muhtelif ülkelerinde başarı kazanan kü
reselle
şme karşıtı eğilimlere bir darbe

”...



Yerli medyanın, özellikle AB konusunda bildik bazılarının yorumları da aynı minval üzerine yürüdü.



Peki... '

Partisiz

', ilk turda 23,7 oy almış, siyasi tecrübesi sınırlı, 39 yaşında biri, önümüzdeki dönem parlamento seçimlerinde (hemen bir ay sonra) ne yapacağı

şüpheli

bir lider AB'yi nasıl kurtaracak?..



Zaten umut bu ise durum tahminimizden kötü demektir.



Bu kadar eksiklik,

'bir politik mesihin' mucizelerinin başkaları tarafından ikame edileceğini, hatta onun için özellikle eksik bırakıldığı

tezi ile açıklanabilir...



AVRUPA BİRLİĞİ ARTIK ANA OYUNCU OLAMAYACAK


Avrupa Birliği'nin krizi, Avusturya, Hollanda veya Fransa seçimlerinin sonuçlarıyla aşılamaz. Çok daha derin ve açık bir yara var. Almanya seçimlerinin sonuçları da aynı yönde gerçekleştiğinde, Birlik sadece “çekirdeğin ısısını” korumuş olacak.



Güvenlik, ekonomi, eşitsizlik, aşırı sağ gibi kıta çapında metastaz yapmış rahatsızlıklardan öte, yeni küresel düzen, İngiltere (Brexit) ve ABD'deki değişim (Trump), AB ve lideri Almanya'ya gerçek yerini göstermeye devam ediyor.



Bu durumda yeni Paris patronajının Cumhurbaşkanlığı'nın karşılığını ödemesi gerekebilir ama mesele bunun da üzerinde..

Fransa'nın, harita üzerindeki bağlantılarını ve menfaatlerini de kaybedeceği bir proje, örneğin İngiltere üzerinden “çizilmiş” olabilir

.



Doğaldır da; Brexit pazarlıklarında Almanya'nın tam yanında duracak ve İngiltere'nin finansal sistem üzerindeki ağalığına meydan okuyan bir liderlik kabul edilemez.



Yalnız Fransa üzerinden yürütülecek bir akıl değil bu.. Seçimden önce daha 4 Mayıs'ta ABD eski Başkanı Barack Obama'nın yayınladığı videoyu seyretmeden olmaz; “

Bilmenizi istiyorum ki, Emmanuel Macron'u destekliyorum. En Marche ve yaşasın Fransa”!..


Kuşkusuz eş kıratta değil ve mukayese kabul etmez ama 1963'te ABD Başkanı John F. Kennedy'nin, ABD ile Sovyetler arasında yaşanan krizin doruk noktasında Almanya ziyaretinde söylediği, 'Ben bir Berlinli'yim' cümlesi Sovyetlere gözdağı vermişti.



Obama'nın gözdağı kime?



Buna Macron'un ilk resmi ziyaretini Berlin'e yapacağını da ekleyebilirsiniz...



'Fransa seçimlerini kim kazandı' bilmiyoruz...



Berlin? Belki.



Rothschild networkü?



Kuvvetle muhtemel!



Ama.. Rothschild da artık Rothschild değil!



#Vatikan
#AB
#Rothschild
#Donald Trump
7 yıl önce
Vatikan’ın AB duasını Rothschild kabul etti
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı