|
Millî Şef"in hediyesi

İslam-sanat konusunun anlaşılmasında temel terimlerden olan zihniyet, kültür, şeriat, (küçük harfle) sünnet (tradition), taklit ve metafiziğin yeniden tanımlanması (dolayısıyla işlevlerinin yeniden belirlenmesi) doğrultusunda arayışımızı sürdürürken iki de bir karşımıza çıkan geleneğin mazisinin yeni olduğunu, tedavüle sokulmasının pek de masum olmadığını söylemiştik.

1978 tarihli TDK Özleştirme Kılavuzu"nun ilk bölümünde "anane"nin özleştirilmişi olarak verilen geleneğin, 2. bölümünde "örf, anane" olarak gösterilmesi, daha ilginci töz olarak da okunabilen töre"ye de yine burada "örf" denilmesi açık bir kafa karışıklığını işaret ediyor.

Recep Alpyağıl"ın iki ciletten oluşan büyük hacimli "Türkiye"de Bir Felsefe Gelen-ek-i Kurmaya Çalışmak ?Feylesof Simalardan Seçme Metinler" adlı çalışmasında, büyük harfle yazılan Sünnet kelimesini dilin dışına düşürmek kastını taşıdığına inandığımız yeni kelime arayışını İsmayil Hakkı"dan şöyle naklediyor:

"?İnsanlar ne tuhaftır! Mahmut Esat Efendi merhumun birgün aklına esmiş te tradition"a an, an ve ne"dan mürekkep olarak "anane" demiş! Herkes Kuranı Kerim"den alınmış gibi doğru bulmuş, ben bu tradition"nu hem ilmî muhtevasına uygun hem Türkçe olsun hem de kavramıyla akrabası olan eski "kalın" ve yeni "kalıt" terimlerine de uyar diye "kalınç" diyelim, dediğim zaman, "hayır, anane Arapça değil Türkçedir, yaşıyor!" demişlerdi. Sonra ananenin ne maskara bir uydurma olduğunu ortaya koyduğumuz zaman öyleyse "den den" diyelim demişlerdi!"

Sağolsun Alpyağıl, sözkonusu kelimenin (1942 tarihini vurgulayarak) Türkçe"ye İnönü tarafından kaymakam atar gibi atanmasını da Hasan Ali Yücel"den nakledip, kuşkularımızı olumlu manada giderdiği gibi, vaki tartışmayı da net bir şekilde sonuçlandırıyor:

"Arkadaşlarım. Size geçen günlerdeki toplantılardan birinde "tradition" kelimesinin Türkçesi olarak hatırlattığım "gelenek" kelimesini severek ve oy birliğiyle kabul etmişsiniz ve "kalınç" sözünü bırakmışsız. Şimdi söyliyeyim ki bu kelimeyi Millî Şefimiz teklif buyurmuşlardı. Çalışmalarınıza yakından ilgi gösteren Büyük Şef, bana hemen her günkü buluşlarınızı soruyorlar ve bulduklarınızı bilmek istiyorlardı. O arada bu kelime üzerindeki konuşmalarınızı da kendilerine arzetmiştim. Bu arzımdan iki gün sonra bana "acaba tradition"u gelenek"le karşılıyamaz mıyız? Çünkü routine"i görenek diye almışlar, (an"ane) de nesilden nesile gelen şeydir, ona gelenek diyebiliriz sanıyorum" demişlerdi. Bunu, millet hayatımızın her alanında olduğu gibi kültür dâvamızın belkemiği olan dil cephesine de Şefimizin ne kadar yakın dikkat ve ilgi gösterdiklerini belirtmek için size anlatıyorum ve tarihe söylüyorum."

Gelenek gibi daha kırkı çıkmamış bir kelime/terim konusunda bunca art niyet, bunca kafa karışıklığı söz konusuyken bizim "İslamî sanat" gibi düzüne söylenen, üstelik rağbet de gören bir tanıma itibar etmeyip ısrarla "İslam-sanat" yazımını esas alarak, kelimelerin ilişkisini ve ayrımını birlikte vurgulayışımızın dikkatli okur tarafından yandırganmayacağını umuyorum.

Çünkü son 1.500 yıllık tarihe göre şu 5 büyük düşünceyle karşılaşarak (kırılarak) bugüne ulaşmışız: 1)Çin-Hint, 2)Fatih Arapların İslam"ı, 3)İran İslam"ı, 4)Ehl-i sünnet, 5)Batı. Dolayısıyla İslam-sanat sorununu ele alırken de bu karşılaşmaların (kırılmaların) etkilerini gözardı edemeyiz.

Çünkü bu etkiler siyaseti ve ideolojiyi de içkindir. Bu nedenle İslam-sanat sorununa ilişkin temel terimlerin içeriklerine bir itirazımız olmasa da işlevlerine dair bir itirazımız ve onlarda tecdit talebimiz haklılık kazanmaktadır.

11 yıl önce
Millî Şef"in hediyesi
‘Adalet mülkün temelidir’ ne demek?
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler