|
Yol Hakkı

"Yol Hakkı", son yılların en iyi kitap adlarından biri bence... Bu isim, yolculuğun insana mahsus bir hak olmasını ve yolculuk yapma şansına erişenin, yoldaki keşiflerini bu şansa erişemeyenlerle paylaşmasını birlikte ifade ediyor.

Osman Bayraktar imzalı "Yol Hakkı", geçtiğimiz günlerde Eşik Yayınları arasından çıktı...

Osman Bayraktar, bizim kuşağın (''80) abilerindendir...

Mavera, Yedi İklim ve Hece''nin yazarlarındandır; az ama çok güzel yazıları yayınlanmıştır bu dergilerde.

O yazılarının bir kısmını 1997''de İzlek adıyla kitaplaştırmıştı...

İlk bakışta, kırgın bir çocuğun sükunetini yakalarsınız Bayraktar''ın yüz hatlarında... Duru, zihnindeki fırtınaları ele vermeyen, tebessümle ağlamak arasında bir duruşu vardır.

Maskesi yoktur; yıllardır dizinin dibinde oturduğu Üstadımız Sezai Karakoç''a gösterdiği ihtiramın, hemen aynısıyla mukabele eder herkese...

Osman Bayraktar''ın edebiyat ilgisi erken yaşlarda başlamış, kendi mizacına yakın, dünya görüşüne uygun insanlarla kurduğu dostluklarla birlikte büyümüştür bu ilgisi...

Az yazmıştır dedim, evet ama bu onun kendi yerine, başkalarının yazmasını sağlama çabasını öncelemesinden kaynaklanmıştır biraz da.

Bu yanıyla hem yazar, hem gayretli bir edebiyat sakasıdır Osman Bayraktar; yeter ki edebiyatı sevsin, yeter ki yazsın diye kendi heybesindekilerden başkaları için onlarca bohça hazırlamayı görev bilmiştir.

Hasan Aycın gibi bir ustayı sanatı konusunda cesaretlendirmekle kalmayıp, onun itirazlarına rağmen ilk çizgilerini de (Yeni Devir gazetesinde) o yayınlatmıştır. Son zamanların en iyi öykücülerinden bir olan Cemal Şakar''ı yazı eyleminde hiç yalnız bırakmamıştır. Bugün Yedi İklim dergisinden yetişmiş ya da halen orada yazmakta olan birçok kişinin üstünde emeği vardır.

Osman Bayraktar''ın az yazma nedenlerinden biri de rızkını temin etmek için hep zor işlerde çalışmış olmasıdır. İşletmecidir, insan kaynakları alanında uzmandır... Bir grup arkadaşıyla birlikte kurdukları ajans işi yürümeyince özel kuruluşlarda çalışmaya başlamış ve o günden bugüne de az tırnak kırmamıştır işinde başarılı olmak için...

Yol Hakkı, Osman Bayraktar''ın özel kuruluşlarda o zor işlerin peşinden sürüklenerek yaptığı seyahatlerin yazılı kayıtlarından oluşmuştur.

Deyim yerindeyse Yol Hakkı, fiziksel kuşatmalarda üretilişiyle ona aidiyetlerini, özneliğini, özgürlüğünü hatırlatan; dünyanın önemli merkezlerinde, gizlenmiş bir edebiyatçı kimliğiyle bulunmanın farkını farkettiren bakış ve düşüncelerin toplamıdır...

O bakış ve düşünceler, kompleksle karışık bir hayranlığın, "siz gidemediniz, ben gittim" kibirlenişinin, abartılı duygusallığın ürünü olmaktan fersah fersah uzaktır; bir keşif kaygısı, parçada bütünü gösterme niyeti, "bize ait" izleri bulma gayreti öne çıkar hemen her kelimesinde Osman Bayraktar''ın...

Bu yüzden, hem "Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere karşı alçak gönüllü ol." (Hicr 88) emriyle, hem de "Yeryüzünü gezin de görün..." hitabıyla başlayan uyarılarla donanmıştır Finlandiya, Malezya, Singapur, İspanya, Kazakistan, Avusturya, İngiltere, Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya yollarında...

Londra''ya bakarken, aynı anda içindeki İstanbul''a nazar etmesi, Sevilla''da özerk Endülüs eyaletinin fikir babası ve ilk örgütleyicisi Blas Infante''nin (1885-1936) ayak izlerini sürmesi, Atina/Akropolis''te Mısır''daki ehramların neden korku motifi üzerine inşa edildiğini sorgulaması Bayraktar''ın zikrettiğim o donanımından kaynaklanmıştır.

Sadece yol, mekan ve zaman kayıtları mı... Hayır, buluşmak, uçmak, karşılaşmak, mihrabın önünde gurbetlik duygusu, ıssızlık, vedalaşma... ve daha nice kelime ve kavram üstüne düşünürken bu kez de sanatçı hassasiyetini konuşturmuştur Bayraktar...

Yukarıda isimlerini zikrettiğim ülkelere ilişkin metinlerini "Yol Hakkı" başlığı altında toplamış, Meke ve Medine metinlerine ise "Yol Çağırdığında" başlığını uygun görmüş.

Çünkü, Muhteşem Mekke ile onun kızkardeşi Mahzun Medine''ye gitmek için onların sizi "çağırması" gerekir...

Ancak onlar tarafından çağrılarak gittiğinizde: "Hira''nın yüzü Kabe''ye dönük; inziva ve tefekkür halinde. Sevr; azgın dalgaları sakinleştiren güvenli sığınak. Arafat; yeryüzü ile öte dünyanın sınırı. Cebel-i Rahme; büyük buluşmanın tek tanığı." diye nazar edebilir ve yazabilirsiniz...

Bayraktar''ın Mekke ve Medine izlenimlerinden başka örnekler de vermek istedim ama hangi cümleyi seçsem bağlamından kopup, renklerini kaybediverdi...

En iyisi siz tüm metinleri doğrudan tadına vararak "Yol Hakkı"ndan okuyunuz.

*

"Yol çağırdığında" demiş ya Osman Bayraktar...

Çağrılacak bir değerim yok benim, özlemim dokunmuş olmalı Gayretullah''a...

Rabbim''in izniyle bir koşu gidip geleceğim, "Ümmü''l kurâ"ya…

İki hafta sonra tekrar buluşmak dileğiyle...

13 yıl önce
Yol Hakkı
Islak zemin
Neden dine, Diyanet'e ve dindarlara saldırı arttı?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı