|
işsizlik ve adâlet

75 milyonluk büyük bir milletin, büyük bir devletin ferdleriyiz.. geçmiş yıllara nazaran refah bakımından hamdolsun elbette ki daha iyiyiz, çok daha iyiyiz.. sağlık bakımından, millî gelir bakımından, binalarımızın, şehirlerimizin kalitesi, ömürlerin uzaması bakımından eskilere göre çok daha iyi seviyelerde bulunduğumuz bir gerçektir..

fakat ehemmiyetli problemlerle karşı karşıya olduğumuza da şüphe yoktur.. son zamanlarda bir (işsizlik) sıkıntısı ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.. daha doğrusu etrafımız iş arayan gençlerle ve daha yaşlılarla dolup taşıyor..

bana 10 senedir istanbul''da çalışan moldavyalı iki kadın, türkiye''de işsizlik olmadığını, sadece, (insanların iş beğenmemek hastalığına müptelâ olduğunu) söyledi..

galiba bu kadınların söylediğinde bir hakîkat payı var.. sosyal durumumuza, tahsil seviyemize uygun görmediğimiz işlerde çalışmaya istekli ve hevesli değiliz..

iş sıkıntısı, işsizlik sıkıntısı; zannederim, bu zihniyeti, bu marazî duyguyu silip süpürecek, zamanla yokedecektir..

insanımız ve gençlerimiz boş kaldıkça, geçim zorluğuna düştükçe önlerine çıkan her işte çalışmaya mecbur kalacak ve buna alışacaktır..

köyünü tarlasını bırakıp şehirlere gelen insanlarımızın bir kısmı da köyüne ve anadolu''ya geri dönüp ziraatla, hayvancılıkla, balıkçılıkla, bahçecilikle uğraşmaya mecbur olacaktır.. toprakla ve hayvan yetiştirmekle uğraşmak; servet yapmaya, köşe dönmeye yaramasa da karın doyurmaya yetecektir..

“köye dönme”den bahsederken istanbul''a, ankara ve izmir''e akan göçü durdurmanın ekonomik, hukuki, idarî tedbirlerini de düşünmeye başlamanın vakti geldiğine şüphe yoktur.. bu arada bu üç büyük şehirde yaşayan emeklilerin maaşına 300 ile 500 lira arasında bir geri dönüş ilâvesi eklemenin pratik bir faydası olur mu, bu da düşünülmelidir.. devletten, anadolu''da yaşamak şartiyle 300-500 liralık bir ev kirası alacak olan emekli, bu işe herhalde sıcak bakacaktır..

hızlı adâlet

türk adalet teşkilatının asıl ihtiyacı; mevcut iş kapasitesine göre sayısı pek az olan savcı ve hâkim maktarını sür''atle artırılması ve usul kanununda yapılacak iyileştirmelerle mahkemelere hızlı karar alma kudreti getirilmesidir..

amerikan miami üniversitesi''nde 40 senedir hidrojen enerjisi vadisinde çalışan dünyaca meşhur bilgin nejat veziroğlu''na türkiye''de bulunduğu birgün sormuştum:

-sür''atli adalet, amerika''da nasıl sağlanmaktadır; ilim adamı gözüyle bana bir anlatır mısınız?

- osman bey dedi, amerika''da bir yargıç, davacıyı ve dava edileni aynı anda karşısına alır: “yarın delillerinizi ve şahitlerinizi mahkemeye getirin” der.. ertesi gün de her iki tarafı dinler.. daha ertesi gün de kararını tefhim eder, tebliğ eder...

- peki.. sorulacak, tamamlanacak hususlar olursa?..

- en sür''atli bir şekilde sorar, soruşturur, celbeder, getirtir, gerekirse cebir kullanır.. bütün devlet teşkilatı ve sivil organlar hâkimin kararlarına ve isteklerine uymaya mecburdur.. o sebeple geliş gidişlerde ve iletişim işlemlerinde hiçbir gecikme olmaz.. mahkemenin sorularına cevabı geciktiren kişi ve kurumlar hakkında cezalar ve yaptırımlar uygulanır..

ciddi bir ilim adamının beyanlarından da anlaşıldığına göre, adaletin sür''atli tecellisi, modern dünyanın çok ehemmiyet verdiği bir keyfiyettir.. geciken adâletin adaletsizlik olduğu prensibi hiç şüphesiz heryerde, herzamanda ehemmiyetinden hiç kaybetmeyen bir gerçektir.. ona ulaşmak bu toplumun da elbette ki en tabiî hakkıdır...

٪d سنوات قبل
işsizlik ve adâlet
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı