|
kabak tatlısı

kim dediyse: "kabak tadı verdi artık" demiş.. demiş de ayıbetmiş yani.. kabak ailesine büyük haksızlık etmiş.. salatalığa benzeyen uzun beyaz gri kabağın ne hafif yemeği ne kadar nefis dolması olur.. kızartma da cabası.. karpuz benzeri büyük kabağın ise yine hafif leziz ve midevî tatlısı olur.. iki kabak türünün de acısı yok.. ekşisi yok.. peki bu bıkkınlık belirtici lâfın ne âlemi var.. kabak iyi pişmemiş, tadı iyi ayarlanmamış olursa onun kabahati yapandadır.. kabağın ne suçu var!.. bu sebeple kabak tadı verdi lâfının benim nazarımda hiçbir kıymeti harbiyesi ve itibarı yoktur..

bir seneye yakındır çemberlitaştaki "makarna sarayı"nda kabak tatlısı lezzetiyle mübarek ağzımızı ve de kadirbilir damağımızı nasıl memnun, nasıl bahtiyar ettiğimizi sevgili okuyucularımdan saklayamam.. tabanı şerbetle üstü ceviz kırıntılarıyla süslenmiş kabak loplarını bazen bıçakla, bazen çatalla, hattâ bazan da tatlı kaşığıyla keserek, sıyırarak, kopararak ağzımızın içinde nasıl eritiyoruz.. mis gibi rahiyasını âdetâ ciğerlerimize çekerek, şerbet, ceviz ve yumuşacık kabak karışımından doğan enfes tadını damağımızda çatlatarak ve sür"atli bir tempo ile cennetlik gövdemize indirerek nasıl bir mutluluk rüzgarına tutulduğumuzu söylersem beni herhalde ayıplamazsınız aziz okuyucularım.. "kazancınız kılık kıyafetinizde görünsün" buyrulmamış mı?. bu kılık kıyafete yediğimiz içtiğimiz dahil olmasa bile, size methettiğim bu mübarek tatlı, kuzu kebabı değil ki, başka gözlerden saklamak zorunda kalalım...

bu tatlıyı size biraz daha tanıtayım.. tabağın içinde tam üç parça pişmiş, şerbetlenmiş, kabak lobu var.. lezzeti olmasa bu üç parçayı zor bitirirsiniz.. "makarna sarayı"nın az konuşan sahibi mustafa demir"e söylemelerini tavsiye ettim ki bu üç parça kabak lobu bir porsiyon için fazladır.. iki parçası yeter.. bu fiyata bu üç parça alışveriş dengesine aykırı düşer..

baktım porsiyonlarda değişen bir şey yok.. gelen tatlılar hâlâ üç topak.. personele sormaktan kendimi alamadım:

-"dediklerimi mustafa beye söylemediniz mi?"

-"söyledik efendim" dediler..

-" ne dedi"

-"porsiyonlar olduğu gibi kalsın.. bir porsiyonla bir kişi doymalıdır" dedi..

bu mustafa bey böyle bir adamdır.. safranbolu kökenli ve fırıncılık yapan, galeta, kuru pasta, kurabiye türü unlu mamüller îmal eden birçok akrabası var.. yeğenleri var.. meselâ güngören"de "ufuk ekmek"in sahibi hüseyin tuğral.. meselâ çorlulu ali paşa medresesi yanındaki aralıkta kuru pastacılık yapan hasan demir.. hasan demir, mustafa demir"in yeğenidir.. bu arkadaşlar hilesiz, hud"asız mâmûlât îmal eden işadamları.. her gidişimde makarna sarayında hizmet eden personelin dikkatle seçilmiş evlatlar olduğunu müşahede etmişimdir.. yemeklerin başında idareci bir saadet hanım var.. kasada müdürlük yapan bir raif bey var.. hepsinin ismini ayrı ayrı sayamam.. terbiyeleri, hizmetleri, edepleri seçkin kişiler olduğunu herzaman belli eder.. tabii, iş patronun idareciliğinden, seçiciliğinden ileri geliyor.. bu ekmekçi, lokantacı esnafı insanları doyurdukları için olsa gerek allah onlara ayrı bir adalet ve ayrı bir vicdan vermiş diye düşünürüm.. ekmeğe, taama gösterilen saygı, ruhlara da sirayet etmiş olmalı.. bilhassa ekmekçilere.. çocukluğumda bir ekmekçi dükkanında çalışmıştım.. o güzel ekmek kokusu hâlâ genizlerimdedir.. şu yaşımda hem taze ekmeği, hem de kurumuş ekmeği, katıksız yemekten, sade ekmekle karın doyurmaktan pek hoşlanırım.. eskiler boşuna "nânı aziz" dememişler.. bugün de ikidebir dillerde "ekmek parası" diye dolaşır.. "ekmeğiyle oynamayın" denir.. tekrar etmekte fayda vardır: yüce allah kimseyi ekmeksiz bırakmasın.. "kimseyi açlıkla terbiye etmesin"

bütün bu temenni ve dualardan sonra değerli okuyucularıma şunu da hatırlatmak isterim ki: "fakirlik neredeyse günah olayazdı" buyrulmuştur.. insanları tembellikten korumak için bildirilmiş olsa gerektir..

kimse şahsî mutluluğunu devletten ve kanunlardan bekleyemez.. onu kendi say ve gayretiyle inşâ" etmeye mecburdur..

bir şey daha söyleyeyim.. "biz kabak tatlısı yemek için de tâ çemberlitaşa gitmek zorunda mıyız" diyeniniz olursa eğer (makarna sarayı)nda nefis sütlaçlar, dönerler, sıcak yemekler ve de 4-5 çeşit makarna yemeği bulacaksınız.. sabahtan akşama turistlerle, öğrencilerle dolup taşıyor.. bu çemberlitaş"ın yanyana iki gülü var zaten: birisi tarihi çemberlitaş hamamı, diğeri de makarna sarayı.. bir başka günde değerli okuyucularıma sağlık ve şifa kaynağı bu tarihi hamamı anlatırım...

10 yıl önce
kabak tatlısı
Hz. Âdem kaç yıl önce yaşadı?
“Ferman, İlber Paşa’mızındır; tiz yazısı kesile!”
Bosna’dan Gazze’ye…
* Venezuela’da ABD’nin ‘iç işgal’ girişimi çöktü! * Türkiye dünyaya “yeni İstiklal mücadelesi yöntemi”ni öğretti. * “Guaido modeli”: Aç bırak, halkın direncini kır, yönetimi zayıflat ve müdahale et.. * İnsanlık, ABD ve ortaklarına çok acı bir sürprizi yaşatacak..
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi