|
İnternet üzerinden muhabbet-i Française...

Yaw bayılıyorum şu AGS''ye...

Galatasaray Liselilerin kendi aralarındaki ''en-tel'' muhabbete.

Bir yazışma ağı var, kendi aralarında, aramızda... Dışardan kimsenin girmesi mümkün değil! Öyle güzel şeyler yazıyorlar ki gülmekten ölüyorum matin matin!... (Morning, morning...) Yani sabah sabah...

O lisede Fransızca-Türkçe karışımı anlatım, becerebilene ve de anlayabilene keyiftir!

Yerlere yatarsın gülmekten...

''Dans le jardin geçerken je suis tombe sırtüstü...''

Fransızca öğrenirken Türkçeyle Fransızcayı harman edip ''bahçeden geçerken sırtüstü düştüm''

de ancak bu kadar güzel söylenir...

Daha ufacıkken okula girmişsin sen tek kelime Fransızca bilmiyorsun, hocan tek kelime Türkçe bilmiyor anlaşacaksın!

''Une minute'' demeye bile şansın yok!

''Bi dakka'' diyorsun cezayı yiyorsun!

Daha on yaşında lisanı ve hayatı öğrenmek mecburi...

***

Malum Galatasaray Lisesi yatılı... Hatta leyli meccani olanlar da var. Hani Anadolu''dan gelip de hafta sonları bile okuldan dışarı çıkamayacaklar için ''daimi yatılı''lık var... Çocuk gelmiş Adana''dan Beyoğlu''na. Kulakların çınlasın Durhasan... Çocuk gelmiş Mersin''den İstanbul''a; A.. Mehmet... Eskişehir''den, Ankara''dan... Onlar hafta sonları günlük Beyoğlu çıkışları ve de İstanbul gezmeleri dışında hep okuldalar...

Galatasaray Lisesi''nin bir de iç dünyası var eğitim dışında, okulda... Düşünebiliyor musunuz benim dönemimde kız da yok içerde... 11 yaşından beri aynı yatakhaneyi, yemekhaneyi, sınıfları paylaşan, ekmeğini bölüp de yiyen, harçlığını kırışan 18''ine, 19''una varmış delikanlıların birlikteliğini... Doğal kardeşlik... Analar babalar ayrı ama yüzlerce kardeş can cana... İrade dışı bir sevgi... İrade dışı bir bağlılık. Elin kesilse arkadaşın ağlıyor... Ruhun acısa önce ''kankan'' irkiliyor... Serde bir de kavak yeli, dilde bir de Fransızca olunca seyreyleyin siz muhabbeti...

Mekan da Beyoğlu...

Sorma gir... Yanı başında...

Karaköy az aşağında...

Galatasaraylı çocuk farklı bir boyutta büyür. Çocuk yaşında o okuldan içeri girdin mi eğitmenlerin seni kucaklar sen farkında olmadan hayatı kucaklarsın. Sevgiyle yaşamayı, bir yaş büyüğüne ''ağabey'' demeyi, çalışmayı, ya da çalışmadan sınıf geçemeyeceğini, kendi göbeğini kendinin keseceğini, kimseyi kimseye şikayet edemeyeceğini farkında olmadan sindire sindire öğrenirsin...

Çocuk yaşta gelen ''birlikte yaşama'' duygusu seni alır hayatın derinliklerine götürür. Yıllar sonra yollar birbirinden ayrılsa da içindeki o duygu, ruhundaki o özlem seni birbirine uzakta da olsan kenetler.

***

İnternetteki yazışma adresi AGS onun için çok cazip. Her Galatasaraylı eğer oraya üye ise aile içi sohbete katılıyor. İstanbul-Paris hattı en revaçta olanı. Dubai''den, New York''tan iletişim an be an... Muhabbet gırla. Ancak bazen amacını aşan yazışmalar da olmuyor değil. Onlar da bu yazının konusu değil!...

Bir şeyi atladım;

Galatasaray kökenlilerin hepsi ''ben bilirimci'' oldukları için orada ''fikir tartışması'' ya da ''fikir üretimi'' tavan yapar... Bir düşünün; yüzlerce Galatasaraylı bir olayı tartışıyor... Herkes de haklıdır kendi payına... Ortaya atılan mevzular lastiklidir orada... Nereye çeksen gider. Sevgi saygı esner ama bozulmadan yine ''initial'' halini alır. Aslına döner...

Yine kırıldım gülmekten...

Hamburg-Galatasaray maçı oynanıyor. Aynı anda herkes de birbiriyle yazışıyor. Gözler ekranlarda eller klavyeler üzerinde...

Emre Aşık atılıyor. Biri efkarını şöyle dillendiriyor; soir, soir les affaires commencent a devenir fourchettes...

Yani, ''akşam akşam işler çatallanıyor...''

Arkasından söylediklerine alkış isteyen biri daha; ''yaw benim maç tahminine chapeau yok mu?''

Anında bir cevap daha;

"Hasan Şaş girer, Karan çıkar iddiasını da kazanacaktım ama hakem yüzünden 47 eurom gitti...''

Bir mesaj daha; ''Abi, ton espri reste a mon bosphore, je dit öhö öhhö me körolası napa sorti!''

Doğrusu şu; Abi, ton esprit rester a mon bosphore, je dit öhö öhhö mais körolası n''a pas sorti!''

Türkçesi şu; bilenler bilmeyenlere anlatsın!

İpucu; bosphore = gırtlak

***

Son tekerleme de benden;

Commencer demektir iptida, hem infini biintiha... Aşk amour''dur, fer demirdir, air hava, mon ami dostum demektir, bonjour ise merhaba...

Haydi hayırlı sabahlar.

15 yıl önce
İnternet üzerinden muhabbet-i Française...
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri