|
Franck Ribery"den tek franc yok!

Bu kaçıncı mahkeme... Bu kaçıncı muhakeme... Ribery''nin gittiği gün superspor.com''a haberi verdim... Herkes olayı ertesi günü beklemeden, anında o internet portalından duydu... Şöyle demiştim;

Ribery geri dönmez, Galatasaray da bu kaçıştan tek kuruş tazminat alamaz!

15 Haziran 2005!

Başta Galatasaray yönetimi olmak üzere Galatasaraylılar bana kızmışlardı...

Niye bu kadar kesin konuşuyorsun, diye...

Yönetimin görüşüne göre Ribery''den 10 milyon euro kazanılacaktı...

Zaman keşke beni haksız çıkarsaydı da Galatasaray kazansaydı!

Hata bir değil

Sadece Ribery değil ki, Galatasaray bunu son beş senedir hep yapıyor! Asla doğruyu söylemiyor, taraftarı hep beklenti içinde tutarak zamana oynuyor. Zaman da asla yönetimin lehine çalışmıyor.

Song olayı da aynısı...

Öyle bir anlaşma yapılmış ki Song''un her yıl transfer ücreti %40 zamlı...

Bitmedi; Transfer ödemelerinde geciken her gün için 1000 euro şart-ı cezai de var!

Song gibi olan futbolcu çok!

Şimdi yönetim hepsini tek tek odaya çekip “transferindeki bedelden indirim yap” diyor. Bu lafı duyanların da Gerets''le, arkadaşlarıyla, yönetimle arası açılıyor.

Taraftar da takımından şampiyonluk bekliyor.

Mümkün mü?

Şampiyonluğa az kala böyle bir gaflet olur mu?

Rakip takımlar her maçında prim üstüne prim verirken, Galatasaray yönetimi futbolcularına “paranı indir” diyor!

Denirse böyle olur!

Galatasaray hep parasızlıktan dem vurdu ama kaybettiklerini hiç söylemedi, kaynak da yaratamadı.

Geçmiş dönem Fatih Terim zamanındaki transfer hovardalığını da saymıyorum. Kabahati Terim''e yüklüyorlar ama yönetim nerede? Yönetime rağmen para ödenir mi?

Bir çuval dolar zarar da Terim zamanında var.

Neyse...

Ali Sami Yen''in elden kaçışı, AIG''den geri dönüşteki 9 milyon dolar zarar, kaynak yaratamamaktan doğan kayıplar...

Sportif başarısızlık...

Amatör şubelerin hüznü...

Ve ileriye dönük umutsuzluk!

Galatasaray bunları hak etmedi...

Ribery olayı adamı kalpten götürür!

Ribery 5.000 dolar ödenmediği için kaçtı gitti. Basiretsiz ve acemi yönetim bu sonuca imza attı. Ribery''yi getiren de Adnan Öztürk''tü, Metz''deki Türkiye ile bağlantılı büyük bir şirketin genel müdürü... Genç yönetici büyük bir beceriyle Ribery gibi bir futbolcuyu Galatasaray''a kazandırdı, ancak yönetimin hatası yüzünden hem dış dünyaya karşı mahcup oldu hem Galatasaray zarara uğrayınca derhal Canaydın yönetiminden istifa etti.

Bu istifa, kahrın kibar bir sunumuydu...

Ancak Ribery olayının üzerinden bu kadar yıl geçmesine rağmen her seçimde sel gitti kum kaldı!

Galatasaray da bir daha Ribery gibi bir futbolcuya kavuşamadı...

Şimdi de Song''tan olacak...

Dava neden kaybedildi?

Galatasaray Ribery''de haksız olduğunu bile bile FIFA''ya meydan okudu. Uzlaşmada kapıyı on milyon dolardan açtı ve geri adım atmadı. O zaman yaptığımız araştırmalar çerçevesinde bu paranın tahsilinin mümkün olmadığı söyleniyordu... Biz de ilgililere aktardık. Dinlemediler...

Eğer Galatasaray Ribery''ye verdiği parayı geri istemiş olsaydı o zaman 2.5-3 milyon euro alma şansı olabilecekti. Tamahkar olunca şimdi onu da kaybetti.

İsviçre''de girilen davaların hiç birinde ehil bir avukat yoktu.

Savunmada Ribery ile olan yüz yüze ifadelerde başarısız olundu.

Oysa son toplantıya gidilirken bu konu CAS üyemiz Kısmet Erkiner tarafından Başkan Canaydın''a özellikle öğütlenmişti. Ancak uygulanmadı ve Galatasaray bırakın Ribery''den para almayı bir de üstüne mahkeme masraflarını Marsilya kulübüyle birlikte ödemeye mahkum edildi. Bu da en azından 75.000 euro demek.

Şimdi bu parayı kim ödeyecek?

Kulüp mü, hatayı yapan maaşlı eleman mı, yoksa olayda ihmali olan yönetim kurulu üyeleri mi?

Bir başka yükümlülük daha;

Ribery''den kaynaklanan zararı kim ödeyecek?

Yönetim mi, Adnan Polat''ın “kulübünü seven yardım etsin” kampanyasıyla taraftar mı?

Kenan Onuk''un raketi Yeşilyurt''ta

Benim de kulübüm... Sporun beşiği, gençliğin huzur bulduğu, veteranların yaşamına sağlık kattığı Yeşilyurt Spor Kulübü''nün merhum gazeteci Kenan Onuk''un adına bu yıl ikincisini düzenlediği “Kenan Onuk Seniors Open Tenis Turnuvası” büyük bir ilgiyle devam ediyor. Erkek ve bayanlarda ve çeşitli yaş gruplarındaki 14 kategoride devam eden müsabakalar izlenmeye değer... 540 sporcunun katıldığı turnuva bugün ve yarın yapılacak final müsabakalarıyla son bulacak.

Keşke daha sürseydi dedirtecek cinsten bir tenis şöleni haline dönen turnuvada favoriler epey zorlanırken izleyenler de tenis sporunun güzelliğine alkış tuttu...

Rahmetli gazeteci kardeşimiz Kenan Onuk''u hasret ve minnetle anarken, yüreğimdeki iki sevgiyi sarmaş dolaş eden Yeşilyurt Spor Kulübü''ne de böyle bir turnuvayı her yıl tekrarladığı için şükranlarımı sunarım.

İyi ki varsınız Yeşilyurtlular...

Varsınız ki Kenan Onukumu her yıl kortlarda raketini tutarken görebiliyorum...

UltrAslan''a bedava bilet verin!

İşte Galatasaray farkı...

İşte spora hizmet...

İşte yüreklere serpilen GS sevgisi...

Tribünlerde her maçta olay çıkarken, UltrAslan da Galatasaray''da kolay kolay unutulmayacak bir olay başlattı!

Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu Yurdu''ndan 30 kimsesiz afacan çocuğu 23 Nisan Bayramı dolayısıyle Galatasaray-Çaykur Rizespor maçına götürdiüler...

Nasıl mutlu o çocuklar bir görseniz...

Nasıl sevinçliler...

UltrAslan için tek laf yeterli;

Kutlarım!

Bi laf daha; Başkan Özhan Canaydın her maçta 30 bileti esirgeme lütfen!

Koçum Ali!

Benim eğitimli insandan beklentim sonsuz...

Niyesi açık;

Onlardan bu topluma fayda bekliyorum. Katkı bekliyorum, Nezaket bekliyorum, örnek davranışlar bekliyorum...

Bu demek değildir ki eğitimi vasat insana saygım yok!

Haşa...

Ne demişler;

Kiminin duası, kiminin parası...

Beşiktaş maçından sonra televizyonda Fenerbahçe yöneticisi Ali Koç''u isyan halinde gördükten sonra şaşırdım!

Bu ülkeye mal olmuş bir firmanın temsilcilerinden iyi eğitim almış Ali Koç sebep ne olursa olsun asla ve asla birilerine;

Şerefsiz, hırsız... dememeliydi!

Lig tv ekibine “adam gibi yayın yapın” dememeliydi...

Belli ki Ali Beyefendi bir hayli kızmış, ama ne olursa olsun ııhh! Olmaz, olmamalı...

Çağırsın beni yanına Ali Bey, bana döksün içini bir Galatasaraylı olarak onu ben teselli edeyim. Onu yanaklarından öpeyim, üzüntüsünü hafifleteyim... Sabaha kadar derdine ortak olayım ama:..

Ya biri de çıkıp;

“Koçum Ali ne diyon ...” derse!

İşte o zaman yüreğime iner!

Şansal Büyüka''yı kutluyorum.

Cevap hakkını çok ince dokunduruşlarla kutladı...

Koç Holding''e saygısından...

Erci? Yes Trab? Zon kurbanı...

Kayseri''de Fortis Türkiye Kupası yarı finali oynanıyor. Erciyes ilk maçta deplasmandaki 1-0 galibiyetin avantajıyla Trabzon karşısına çıkıyor.

Trabzon zorda...

Erciyes sotada...

Maçı sürükleyen takım Trabzon, 120 dakika kazanmaya oynuyor, tura koşuyor, golü de buluyor.

Erciyesspor sıyırma kantar ilk maçın skoruna yaslanıp finale kalmak için adeta kağnı arabasına binmiş gidiyor...

Tur Trabzon''un hakkı.

Gökdeniz biçiliyor penaltı yok!

Bir başka pozisyonda yine devam...

Kayseri Erciyes, Trabzon kalesine gidemiyor bile...

Sonucu penaltılar belirliyor ve Erciyes finale kalıyor.

Dikkatimi çeken husus şudur;

Fenerbahçeli Ali Koç dilinin bağını çözerken, Trabzonlu yöneticiler suskun kalıyor ve Erciyes''i kutluyor.

Hatta lig maçlarında bile Gaziantep ve Sıvas''ta kart sınırındaki Trabzonlu futbolcuların üçüne sarı kartlar havada uçuyor, en kritik maçlar arifesinde Trabzon mağdur ediliyor!

Karadenizli buna da susuyor.

Şimdi insanın da aklına şu ihtimal geliyor;

Trabzon; Haluk Ulusoy Federasyonu''nun destekçisi...

Kayseri; AKP''nin kalesi...

Yani “zone defance!” Basketteki bölge defansı gibi...

Onun için de;

Erci? Yes

Trab? Zon, kurbanı mı acaba?

Dereleri yukarı akıtma Selçuk!

Son maçlarına bakıyorum inanılmayacak kadar formsuzsun!

Neden?

Baskı mı var üzerine düşen?

Saksı mı?

Baki''ye ikinci sarı vacipti...

Hele hele Uğur Boral''a kırmızı Allah''ın emriydi...

Sen görmezlikten geldin.

Niye?

Kung-fu şampiyonu bile böyle tekmeyi adamın ense köküne atamaz!

Pier Luiggi Collina olsa Uğur Boral müebbet yerdi!

Fenerliler de hiç konuşmasın;

Dereli maçı Beşiktaş''a vermedi. Sadece Uğur''u atmamakla Allah indinde günaha girdi.

Fenerbahçeliler bir şeye üzülebilir;

Alex mükemmel çalımlarla herkesi ipe dizdi, Runje''yi de geçti top ayağına dolandı!

Kısmet işte!

O gol olsa Fenerbahçeliler böyle konuşmayacaktı...

Demek sebep hakem Selçuk Dereli değil.

Baki''yi atmadı diyorsanız yanılıyorsunuz!

Siz geçenlerde hem eksik hem kalesinde Pancu olan Beşiktaş''ı da yenememiştiniz!

Hatırlayın ve kimseyi suçlamadan dizinizi dövün!

27 senedir Kupa alamayan bir takım son maçta suçu hakemde bulamaz!

Gstv''den rica olunur!

Bir çok Galatasaraylı bana mail yolluyor. Yolda gören şikayet ediyor.

Biz diyorlar, Galatasaray aşığıyız, onun her maçını seyrederiz. As takımından en küçük takımına kadar takipteyiz. PAF takımımızı da seyretmek istiyoruz. Onlar bizim geleceğimiz... GS tv''ye söyleyin de PAF maçlarının saatini değiştirsin.

Benden söylemesi;

PAF''ın maçları Pazar akşamları 21.00''de veriliyormuş. Aynı saatte bütün tv kanallarında haftanın maçları var.

Lütfen! İlgililerden rica ediyoruz;

PAF maçları başka bir saatte yayınlansın.

17 yıl önce
Franck Ribery"den tek franc yok!
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon