|
Ne modern, ne barbar tartışmalar
Olive Wendell Holmes'ün bir aforizması olacak, şöyle der, "önemli olan bulunduğunuz yer değil, hereket ettiğiniz yöndür."

İki haftadır tartışma programlarının neredeyse tamamına hakim olan -aslında mevzu Amerika'nın Afganistan'ı vurup vurmayacağı, ancak konu dönüp dolaşıp Amerika 'Büyük' Devletleri'ne methiyeler düzmeye ya da onu reddetmeye varıyor- Amerika tartışmaları önceki gün de devam etti.

Saldırıdan sonra bu ülkeye karşı önlenemez marazi telaffuzlar gibi, artık saklanma gereği duyulmayan 'taraftarlık'larını övgü serenatları eşliğinde sunan medyada, Afganlılara sıra geldiğinde - ya da bütün araplara - her zaman olduğundan daha derin bir nefret, 'kral'a şirin gözükmek uğruna, işi haksız saldırmaya kadar götüren bir cephe göze batıyor.

Afganistan dendiğinde, tozlu yollarda, güneşten yer yer solmuş - medyaya göre kötü kurulmuş bir çadır görüntüsü veren- çarşafıyla önünü görmeye çalışarak yürüyen peçeli, mustarip, sıkıntılı kadınları hatırlayan medya, barbarlık imajına karşılık gelen bu görüntüyle, kadın bağlamından bakarak 'doğu'yu ilkellik, hırpanilik, bakımsızlık, çirkinlik abidesi olarak sunuyor izleyenlerine...

Amerika'ya yapılan saldırıdan ise, Amerikan kanallarının tüm dünyaya lutfettiği 'zaaf belirtisi' iki ya da üç kareden birini, 'twin towers'dan biri kulakları sağır eden bir gürültüyle çökerken, bir arabanın arkasına sinerek korkulu gözlerle etrafına bakınan 'modern' Amerikan kadınını anımsamayı tercih ediyor. Bu, öyle bir kadın ki, kendine güvenli ve yüzündeki korku ifadesiyle bile sevimli...

Önümüzdeki günlerde Afganistanlıların evlerini başına yıkacak olan Amerika'ya dokunan herşeyin komplex bir psikolojiyle dokunduğu medya, Amerikan menşeli olan ama yine Amerikalı bir entelektülel, Chomsky tarafından asla kabul görmeyen 'demokrasi-terör ya da barbar-modern' ayrımını nev-i şahsına münhasır bir tarzla yerine getiriyor. Başrole 'kadın'ı oturtarak...

Sonra tartışma programlarında ABD manzaraları verilerek 'Harvard'da müslümanlar dışarı' diye bağıran hristiyan Amerikalı öğrencilere sitemler sunuluyor.

Biz neredeyiz peki?

Tanpınar'ın 'Bir medeniyet günün efendisi olmalı. Biz artıkla yaşıyoruz... Senin yüzün, benim yüzüm, babalarımızın yüzü... Yani hayatları tam olmayanların yüzü...' tesbiti tam da bu duruma karşılık gelmiyor mu?
#Olive Wendell Holmes
#Modern
#Barbar
23 yıl önce
Ne modern, ne barbar tartışmalar
Hayaldi, gerçek oldu çok şükür
Sev Yeter
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi