Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, yaptığı açıklamada Esad ile YPG/PYD arasında görüşmelerin yapılmadığını iddia etmedi. “Esad rejiminin Afrin’e girdiği yönünde bilgi gelmedi. Esad, Afrin ile ilgili ikilem içinde” ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, devamında şöyle dedi: “YPG ile kim mücadele ederse bizim için sorun yok. Rejim YPG’ye destek için gelirse bizi kimse durduramaz. YPG’yi kim korursa bizim için YPG eşittir o grup veya ülkedir. YPG, Mehmetçik korkusuyla sürekli rejimi davet ediyor. Güven bunalımının sebebi ABD’dir. Bize verilen sözler tutulmadı”. Son olarak Erdoğan da dünkü grup toplantısında “Esad’ın askerleri Afrin’e girerse sonuçları olur” anlamına gelecek oldukça sert bir açıklama yaptı.
ABD’nin bölgedeki niyeti açık. Her ne kadar “toprak bütünlüğünü savunuyoruz” söylemini sürekli tekrarlasalar da, asıl amaç tıpkı Irak’ta yapıldığı gibi, Suriye’nin de parçalanması. DEAŞ’a karşı konumlandırılan YPG’ye verilen bu sonsuz desteğin de, Kürt Devleti vaadinin de, bu vaadin Suriye’nin bölünmesi anlamına geldiğinin de çocuklar bile farkında.
ABD’yi yani, bir kalemde geçmek gerek. Öte yandan attığı adımlara bakıldığında, Zeytin Dalı Operasyonu’na destek verdiği ve Türkiye’nin önceliklerine ve hassasiyetlerine saygı gösterdiği düşünülen Rusya’nın amacını da anlamak sahiden güçleşiyor. Zira, Suriye rejiminin, Rusya’nın onayı ya da bilgisi olmadan YPG güçleriyle Afrin konusunda pazarlık masasına oturması, bendenize pek mümkünmüş gibi gözükmüyor.
Hatırlamak gerekirse, Türkiye ve Rusya arasındaki ittifak ilişkisi bundan çok değil, bir ay önce İdlib’de de sınanmıştı. Çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edilmiş İdlib’de Rusya’nın uçağının düşürülmesi, ardından Rusya’nın bölgedeki sivillerin de ölümüne yol açacak şekilde İdlib’i bombalaması, çoğu kişi tarafından Türkiye ve Rusya’nın birbirine düşürülmesi için planlanan bir operasyon olarak yorumlanmıştı, ancak geldiğimiz noktada Esad’ın Afrin konusunda YPG ile pazarlığa oturması ve bunun Rusya’nın bilgisi olmadan yapılamayacağı gerçeği, insanı geriye doğru düşünmeye sevkediyor.
Türkiye ve Rusya’nın çıkarları Suriye konusunda çakışmaya devam ettikçe, ittifak ilişkisi daha çok sınanacağa benziyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun süredir konuşulan AK Parti-MHP ittifakının adını açıkladı dün. Daha önce de Bahçeli, buna “Cumhur ittifakı diyelim” demişti. Görünen o ki, AK Parti’nin ittifakları MHP ile sınırlı kalmayacak, gelen haberlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan BBP lideri Mustafa Destici ile de görüşüyor.
MHP ve AK Parti ittifakı nedeniyle özellikle Devlet Bahçeli çok eleştirilmiş, hatta yer yer kabalaşan bir üslupla saldırıya uğramıştı. Oysa yeni sistemde, Cumhurbaşkanlığı adayları son turda 2’ye düşeceği için ittifaklar ister istemez olacak. Ülkenin bekası için değilse, Cumhurbaşkanı adayı için ittifak kurmak zorunda kalacak siyasi partiler.
Buna tüm partiler alışsa, hatta çalışmalara başlasa iyi olur…