|
Oy mu, rey mi?

Yarın Türkiye sandık başına gidecek. Görünürde seçime katılan siyasi partilere oy verilecek. Verilen oy ile tercih edilecek partiler belirlenecek.

Eskiden rey denirdi. Doğrusu "re''y"dir. Yani görüş. Verdiğiniz oy sizin görüşünüzü açıklayacak.

Ben rey demeyi tercih ederim. Çünkü seçimde sırf birilerini seçmek için sandığa gidecek olsam partilere değil adaylara bakar oy kullanırım. Oysa ben adayları seçmek yerine nerede durduğumu göstermek için rey veririm.

Reyimi açıklayacağım bu seçimin normal tarihi aslında 4 Kasım 2007''ydi.

İktidar partisi seçimi zamanında yaptırmakta son derece azimli ve kararlıydı. İktidar partisinin bu sarsılmaz izlenimi veren azim ve kararı değişti ve YSK''nın belirlediği en yakın tarih olarak yarınki gün 22 Temmuz tespit edildi. İktidar partisine kalsaydı 24 Haziran''da yapılacaktı ve bence daha da iyi olacaktı.

İktidar partisinin bu kararı neden aldığının cevabını doğru okursak bu seçimde vekil seçmek için oy vermek yerine duruşumuzu belirlemek için rey kullanmamız gerektiğini görürüz.

Peki iktidar partisini seçimi zamanında yaptırma kararından vazgeçiren neydi?

Hatırlamaya çalışalım 16 Nisan''da cumhurbaşkanı seçimi süreci başladığında kendisini müesses nizamın sahibi olarak görenler milli iradeye karşı açıkça tavır almaya başladılar.

Cumhurbaşkanlığına aday olan şahsa muhalefet etmeye başladılar. O şahıs ki devletin en mahrem bilgilerine sahip. O şahıs ki dış dünyada devleti o temsil ediyor. O şahıs ki terörle mücadele kuruluna başkanlık ediyor.

Hukuki açıdan hiçbir eksiği yok.

Tek eksiği var Kayserili bir esnafın oğlu ve en büyük kusuru(!) eşinin mesture olması.

Müesses nizamın sahipliğini iddia edenlerin meclisteki temsilcileri meclise girmeyerek seçimi boykot ettiler. Yetinmediler, ilk oylamayı 367 toplantı yeter sayısıdır iddiasıyla yüksek mahkemeye götürdüler. Yetinmediler, mahkemeyi çatışma çıkar diye tehdit etti. Bu arada bir gece yarısı on line muhtıra geldi. Mahkeme kendi meşruiyetini tartışma konusu yapacak bir karar ile meclisin çalışmasını tıkadı! Milli irade açıktan açığa engellendi. Sistem tıkandı.

İşte iktidar partisi sistemin tıkandığı bu noktada son derece isabetli bir karar alarak seçimlerin öne alınmasını gündeme getirdi ve milli iradeye meydan okuyanları vakit geçirmeden, bir an önce milletin karşısına çıkarma yolunu seçti.

Milleti kendi arzuları istikametinde yönetmek isteyenlerin oyunlarını bozacak adımı attı.

İktidar partisinin şahsında bu aziz millete ve değerlerine fiilen meydan okudular. Seçimin öne alınması üzerine sağ ve sol partileri birleştirerek sanıkta da meydan okuma yolunu seçtiler.

İşte bu ahval ve şerait içinde seçime giderken sandıkta partilerin değil, iki reyin(görüşün) yarışacağını görmemek için kör olmak gerekir. Birinci görüş bu aziz milleti ve değerlerini temsil eden görüştür ki şu anda iktidar partisinin şahsında tecessüm etmiştir/ettirilmiştir. İkincisi de bu aziz milleti ve değerlerini temsil eden görüşe karşı savaş açmış olan diğerleridir.

Bu seçim millete ve değerlerine meydan okuyanlara sandıkta ders verme ve hadlerini bildirme seçimidir.

Eğer bu seçim sadece sıradan bir oy verme işlemi olsaydı ve ben de duygularımla hareket ediyor olsaydım, meclisin en özgün çalışmalarını yapan vekillerden biri olmama rağmen bana sürpriz (!) yapan iktidar partisine oy verip vermemeyi düşünürdüm.

Oysa, zaman duygusal davranma ve olayı şahsileştirme zamanı değil akıl ile mantık ile ve hikmet ile rey verme (görüş belirtme) zamanıdır.

Görüşüm milletin ve değerlerinin şahsında tecessüm ettiği/ettirildiği iktidar partisinden yanadır.

17 yıl önce
Oy mu, rey mi?
2012"den 2020"ye
​Uluslararası Terör Tarihi 2: PKK terörü, dışarıdan yardım almasa anında biter
Artaki Candan"la baharı karşılamak...
Türkiye"de hakimler var Cengiz Bey
Medyanın 1 numarası Başbuğ paşa darbe çağrısı mı yaptı?