|
Saygı özürlü ifadeler

Birkaç hafta önce kanallar arasında gezinirken bir konuşmacı dikkatimi çekti. Hz. Peygamberin vefatından, halife seçiminden bahsediyor ve sahabeye sitem ediyordu. “Peygamberin cesedini bıraktılar, siyaset ile uğraştılar. Peygamberin cesedi üç gün bekledi hatta ceset koktu.” mealinde sözler etti.

İrkildim. İfade ediş şekli iticiydi, iddia ise düşündürücü.

Efendimiz hakkında kullanılan üslup doğrusu beni incitti ama iddiayı ciddiye aldım. Çünkü konuşan Müslüman bir şahıstı. Hakkında hemen su-i zanda bulunmak doğru olmazdı.

İki nahoş iddia vardı. Biri Efendimizin mübarek Na''şı Şerifi''nin 3 gün bekletildiği, diğeri ise birinci iddiadan yola çıkarak Na''ş-ı Şerif''in koktuğu iddiasıydı.

Benim bilgim Efendimizin vefatından sonra 3-4 saat içinde halife seçiminin tamamlandığı ve hiçbir ihmal olmaksızın techiz, tekfin ve defin işlemlerinin yapıldığıydı.

Hemen kalktım ve kütüphanemde bulunan İbn Hişam''in Siyer kitabına ve İbn-i Kesir''in el Bidaye ve n-Nihaye''nin ilgili bölümlerine baktım.

Her ikisi de bu konuda kaynak kitaplardır. Her ikisinde de Efendimizin Pazartesi öğle vakti vefat ettiği, ertesi gün yani Salı günü de defnedildiği uzun uzun anlatılıyordu. Defnedildiği süre hakkında Salı günü öğleden sonra ile Çarşamba gecesi yani Salı akşamı arasında farklı rivayetler var. Süreyi en uzun gösteren rivayet vefatıyla defni arasında en fazla bir buçuk gün olduğunu söylüyor.

Kameri takvimde güneş battığında yeni gün başladığı için bizim Salı akşamı dediğimiz vakit kameri takvimde Çarşamba gecesi diye anılır. Kitaplarda da Çarşamba gecesi defnedildi deniyor. Konuşan şahıs bu nüansı fark etmediği için olsa gerek üç gün bekletildi yorumu yapmıştır diye hüsnü zanda bulundum.

Bu iki kaynak eserde ikinci iddiaya Na''ş-ı Şerif''in koktuğuna dair hiçbir ifadeye rastlamadım.

Alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir Nebiyy-i Zişan hakkında bir müminin diğer müminleri üzecek bir üslup ile gerçek dışı ifadeler sarf etmesine üzüldüm.

Bir hafta sonra yine kanallar arasında gezerken aynı şahsın aynı iddiayı tekrarlaması açık söyleyeyim beni yaraladı. Çünkü güzel şeyler anlatmaya çalışıyor ama üslubuyla ve iddiasıyla kırıyordu. Hayli tepki almış olacak ki bu sefer biraz yumuşamış görünüyor ama aynı iddiayı tekrar ediyor, Na''ş-ı Şerif''in üç gün bekletildiğini ve morarmalar belirdiğini söylüyor, inanmayanlara da Yakubi ve Belazuri''yi kaynak olarak gösteriyordu.

Yakubi''nin tarihinde ilgili bölüme baktım, Efendimizin Pazartesi günü öğle vaktinde vefat ettiğini detay vererek açıklamış. Defin saati hakkında ve Na''ş-ı Şerif hakkında da iddiayı doğrulayacak hiçbir bilgiye yer vermemiş.

Sonra Belazuri''nin Ensabul Eşraf diye bilinen Kitabu''l-Ensab ve''l-Ahbar isimli kitabına müracaat ettim.

Şaşırdım çünkü Belazuri''nin bütün rivayetleri konuşmacının üç gün bekletildiği iddiasını baştan sona çürüten mahiyette. Belazuri Efendimizin tekfin ve defnine geniş yer vermiş. Belazuri kitabın ilgili bölümünde Efendimizin diğer kaynaklarda olduğu gibi Pazartesi günü öğle vakti vefat ettiğini nakletmiş. Defni konusunda ise hem Salı günü öğle vakti defnedildiğine dair rivayeti zikretmiş hem de Çarşamba gecesi yani Salı akşamı rivayetlerini zikretmiş.

Belazuri''nin bir rivayetine göre Efendimiz Pazartesi öğleyin vefat etmiş Salı günü öğleyin de defnedilmiştir. Buna göre Vefatından bir tam gün geçtikten sonra defnedilmiştir. Oysa konuşmacı üç gün beklettiler diyor ve kaynak olarak ta Belazuri''yi gösteriyor. Yine Belazuri''nin diğer rivayetlerine göre de Çarşamba gecesi yani Salı akşamı defnedilmiştir. Ki bu rivayet hemen hemen bütün kaynak kitaplarda vardır. Bu rivayet esas alınırsa o zaman da Efendimiz vefat ettikten bir buçuk gün sonra defnedilmiş olur. Oysa konuşmacı hâlâ üç gün ihmal edildiği iddiasını savunuyor. Ve işin ilginç yanı da iddiasına kendini yalanlayan eserleri kaynak olarak gösteriyor.

Na''ş-ı Şerifin kokması iddiasına gelince. Hiçbir kaynak eserde böyle bir iddia yok. Sadece Belazuri''nin Ensabu''l-Eşraf''ında şöyle bir rivayet var: “Salı günü güneş batıya meylettiğinde defnedildi, (ve teğayyara levnuhu) rengi değişmişti.”(Varak 245/1) Bu ifade “Rengi değişmiş halde Salı günü güneş batıya meylettiğinde defnedildi.” şeklinde de tercüme edilebilir.

Öyle tahmin ediyorum ki bu ifadedeki renk değişikliğini konuşmacı kokmak veya morarmak şeklinde yorumlamış. Zorlama bir yorum olmuş. Na''şlardaki renk değişikliğini kokmak şeklinde yorumlamak hele bunu Allah''ın sevgilisi için kullanmak kimse kusura bakmasın kabul edilebilecek bir yorum değildir.

Konuşmacının bu ifadeye dayanarak üç gün bekletildi koktu iddiası ise gülünecek derecede üzücü. Çünkü itibar ettiği bu rivayet vefatından bir gün sonra defnedildiğini söylüyor.

Ayrıca Belazuri bu konuda hiçbir kitapta bulunmayan olağanüstü haller zikrederek naşın kokma ihtimalini bile ortadan kaldırıyor.

Ne tarafından bakarsanız bakın konuşmacının iddiaları asılsız.

Üstelik Efendimize karşı gereken saygıyı içermiyor.

Hilafet meselesi üç gün değil üç saat içinde bitmiş bir meseledir. Bir peygamberin defninin bir gün sürmesi ise gayet normaldir. Na''şı şerifinin kokması iddiası ise tamamıyla asılsızdır.

Allah, peygamberlerini kulların tiksineceği özelliklerden masun kılmıştır. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir Nebbiyyi Zişan''ın naşının koktuğunu iddia etmek ise edep sınırlarını zorlayan bir cürettir!

Farklı bir şey söylemek veya orijinal bir kelam etmek aşkıyla Efendimiz aleyhisselam hakkındaki bu saygı özürlü ifadeler bir Müslüman asla yakışmaz.

Sallallahu aleyhi ve sellem.

14 yıl önce
Saygı özürlü ifadeler
Makam târifi bile beste gibi ve Itrî ödülleri
Mazoşizm
Bir Başka Mesele: Truva atını içimize yerleştirdiler
Ahlâk kitapları ve “İslâm Ahlâkının Esasları”
Şimdi gözler Avrupa Birliği’nde…