|
Hassas laiklerle samimi bir hasbıhal

Benim hassas, duygulu, çağdaş ve laik abilerim, ablalarım, amcalarım, halalarım, teyzelerim!

“Şabanoğlu Şaban”daki Adile Naşit (Tavuk teyze) gibi, “Gitti, gitti, gittiii…” diyerek ağlaşmaya artık bir son verin.

Laiklik başta olmak üzere, hiçbir şeyin, hiçbir yere gittiği yok.

Mesela, 28 Şubat''ın en büyük numaralarından biri, İmam Hatip Okullarını biçmek için zorunlu eğitimi 5 yıldan 8 yıla çıkarmak değil miydi?

Şimdi ne oldu?

Kendisi de İmam Hatipli olan Sayın Başbakanımız, zorunlu eğitimi tekrar 5 yıla mı indirdi?

Tam aksine; zorunlu eğitim 9 yıla çıkarılacak…

Peki, başörtülü öğrencilerimiz öğrenim özgürlüğüne kavuştu mu?

Yani…

Sayın Başbakanımız, saygıdeğer zevcesi veya kerimeleriyle benzer şekilde örtünen öğrencilere, üniversite kapılarının kapanmasına engel olabildi mi?

Nerdeee!

Hatta sırf bu yüzden partisi kapatılıyordu nerdeyse!

Malum iddianamede, “Başı açık kızlarımız ile örtülü kızlarımız yan yana, kol kola okusun…” sözleri, laikliğe karşı fiillerin odağı olmasına “delil” gösterilmemiş miydi?

Ayrıca “Türbanlılar çoğalıyor!..” diye de feveran etmeyin!

Çünkü bu manada bir sosyolojik dönüşümden, Bekir Coşkun''un müthiş kavramlaştırmasıyla, “Dincileşme hareketlerinden” bahsetmek mümkün değil.

Bilakis, başörtüsünün fürûattan olduğu anlayışı tabana doğru son sürat yayılıyor.

Üstelik sadece başörtüsü değil, dinin her alandaki tezahürü, “fürûat” muamelesi görmeye başladı.

Açın kulaklarınızı da size bir “sır” vereyim:

Anatole France''nin bir öyküsünden mülhem söylersek, nehrin bu kıyısında, acayip miktarda Ahmet Hakan''laşma temayülü var!

İmkan verilsin veya ellerinden tutan bir Ertuğrul Özkök çıksın, çok az adam kalır burada.

Şaşacaksınız; lakin söyleyeyim:

Bir gün gelir korkusuyla ödünüzü patlatan “şeriat”tan neyi anlıyorsunuz bilemem ama…

Benim bildiğim şeriatın yolu bu memlekete düşerse…

Şeriatı getireceğinden korktuğunuz bu nevzuhur muhafazakarlar, bu “
” herkesten evvel karşı çıkarlar; hiç merak etmeyin!

Kul hakkına girmekten sakınan, çalıp çırpmayan, sekreterine sarkmayan, işten eve evden işe giden çocukluğumun Ortodoks CHP''lileri, bu halleriyle (farkında olmasalar da) kısmen “şeriat”ı yaşıyorlardı zaten…

“Dinciler – tarikatçılar” memleketi ele geçirdi martavalına kanıp da durduk yere dellenmeyin!

Atatürk köşeleri mi eksildi okullarımızdan; andımız mı söylenmez oldu; “çağdaşlaşmak – batılılaşmak” yolundan mı sapıldı? (Gördünüz işte AK Parti''nin AB yolunda attığı dev adımları!)

TSK İç Hizmet Yasası''nın darbeye elverişli 35''inci maddesinin yerinde yeller mi esiyor?

Anayasa Mahkemesi kapı gibi duruyor yerinde; 12 Eylül Anayasası lök gibi!..

Üniversitelerin gardiyanı mesabesindeki YÖK kaldırıldı mı sanki?

Lütfen ciddi olalım; kurumdan bahsediyorum; “o gitti, bu geldi” dedikodusundan değil.

Bence “satışlara”, özelleştirme mevzuuna girmeyelim; zararlı çıkarsınız. (OYAK satışını hatırlayın iktiza. )

Yahu 28 Şubat''ın ekonomideki ayağı (CHP''li) Kemal Derviş değil miydi?

Son dönem IMF direnişini hariç tutarsak, onun açtığı yolda, gösterdiği ülküde hiç durmadan yürünmedi mi?!

Rejim tastamam rayına oturdu işte.

Nehrin bu kıyısında muazzam bir enerji birikmişti.

İktidar olundu ve bitti!

Diplerde biriken yeni bir enerji de yok.

Sevinin: Gelecek sizin!

İçinizde kim diyorsa, bu halk bize asla fırsat vermez, halt etmiş!

“Göbeğini kaşıyan adam”, “bidon kafa” , “çorap kokulu adamlar” gibi ifadelerle halka takmazsanız, halk da size takmaz!

Ecevit''in 1978''deki iktidarını “istisna” zannetmeyin sakın! Laiklik anlayışının değiştirilmesi hakkında ta 1965''de verdiği kararı fehmetmeye çalışın.

Bu karar sayesinde, partisi sivilleşmiş; askerin siyasetteki eli olmaktan kurtulmuş ve müthiş bir başarıyla iktidara gelmişti.

Bir de, zahmet olmazsa biraz çalışacaksınız.

Öyle “Hem yatam, hem yönetem” olmaz!

Üzerine oturduğunuz yerlerinizi biraz kaldıracaksınız.

Çok değil ama…

Bize meşru yollar gerekmez; biz bildiğimiz yollardan, kapı pencere kırarak iktidara geleceğiz demeyeceksiniz yani.

Hiçbir şey değişmedi dedik diye, o kadar da değil.

Nitelikli-niteliksiz hiçbir mafyöz yöntemle iktidar olmak yok bundan kelli.

Yoksa…

Elinizde belge, bööle kabak gibi ortada kalırsınız!

15 years ago
Hassas laiklerle samimi bir hasbıhal
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon