|
Şu bizim ‘gönüllü penguen’ ya Newton olsaydı

“House M. D.” adlı ünlü dizi filmin Dr. House (Hugh Laurie) adlı kahramanı (1. Sezon, 6. Bölümde) “Isaac Newton olmasaydı tavanda yürüyor olacaktık” der.

Son zamanlarda “bilimselciliğin” bundan daha sıkı ironisine muttali olmadım.

Şinasi takımı yanlış anlamasın, mezkur replikten Sir Isaac Newton’un payına düşen zerre hisse yok.

Hazretin “Kutsal Kitabın Yorumu”nu (Mahya Yayınları) okuyanlar zaten bunu ziyadesiyle bilirler. (Hazır yeri gelmişken, söz konusu kitabı Türkçeye kazandıran Aytunç Altındal’a rahmet okuyalım.)

Dr. House’un mezkur sözü “şu bizim gönüllü penguen Newton olsaydı ne derdi acaba” sorusunu aklıma düşürdü?

Galiba alayımızı tavanda yürümeye mahkum ederdi.

Hele Sayın Erdoğan’a, tavanı bile çok görür, uzayın derinliklerinde kaybolsun diye sahiplendiği yer çekiminden su bile vermezdi.

Nedir bu kin, nedir bu nefret Allah aşkına?

Sorsan, “özgürlük ve demokrasi için” diyecektir.

Lakin Kenan Evren’i öve öve bitirememiş, 28 Şubat’ı desteklemiş, 17 Aralık darbe teşebbüsüne de adeta yancı yazılmıştı.

Daha evvel de “Kimse kızmasın kendimi yazdım” diyerek güya günah çıkartmış, hülasa, makul bir çizgiye geldiğine inanmamızı istemişti.

Bu yolla da “demokratlık ve hakkaniyet” bağlamında, hatırı sayılır “prestij” veya tabiri caizse “kredi” kazanmıştı.

Nerden bilebilirdik ki kazandığı “kredi” bu netameli günlerde harcamak içindi.

Yazık ki yazık, huyu hiç değişmedi.

Her netameli dönemde yaptığı gibi ilk fırsatta yine “seçilmiş siyasi iradenin” karşısındaki antidemokratik güçlerle el ele kol kola girdi.

Bu sapkın halini de “demokrasi” ve “özgürlük”, kimi zaman da “yolsuzlukla mücadele” gibi söylemlerle kamufle etmeye gayret etti.

Gelgelelim, ne yapsa nafileydi; “gönüllü penguen” olmaklığı kabak gibi ortadaydı.

“Gerici Gezi” kalkışmasındaki “penguen belgeseli” heyulasından mülhem “penguen” diyorum. Mahut terkibin “gönüllü” kısmı mı?

O da Gülen’den.

Hani, “Fethullah Gülen neden Türkiye’ye gelmiyor” sorusuna “o bir gönüllü sürgün” deniliyordu ya, ondan işte.

Sürgünün gönüllüsü nasıl oluyor, diyeceksiniz.

Valla “sürgün” yerine “hicret” denilse, söz konusu ıstılahın bütün çağrışımlarına uygun düşmezdi.

Eh yani, Türkiye’den Amerika’ya “hicret” de nerden baksanız tuhaf kaçardı.

Tek başına “sürgün” denilseydi, bu sefer de doğası gereği, vatandan “zoraki” uzak kalmayı ihsas etmiş olacaklardı ki, bu da akla mantığa sığmazdı.

Evet, akla mantığa sığmazdı; zira, Genelkurmay Başkanını, yani Türk Silahlı Kuvvetler Komutanını “silahlı terör örgütü kurmak” iddiasıyla müebbede bağlayan, henüz piyasaya çıkmayan kitabın müellifini derdest eden “paralel yapı” iş başında olduğu dönemde bir kahve içimlik de olsa vatanına gelir, ne bileyim, bir vakit de olsa “Ezân-ı Muhammedi” dinler yine dönerdi…

Tek başına “gönüllü” de diyemezlerdi. Gülen ikide bir vatan hasretiyle gözyaşları döküyorum falan diyordu.

Buldular: “Sürgün” ama “gönüllü.”

Nasıl mı oluyor bu?

Şöyle: “Gönüllü sürgün.”

Mübarekler bulunca, bizimki de haliyle onları buldu; modelleme aynı sanki.

Kitap yazdı diye insanlar içeri atılırken, onlarca gazeteci mahpus damında yatırılırken, toplama kamplarını çağrıştırırcasına KCK’lı belediyeciler kelepçelenirken, masum insanların evlerine “sal gitsin” diyerek suç delili koyulurken, binlerce insan yasa dışı dinlenirken Türkiye demokrat ve basın özgürlüğünden yanaydı da şimdi mi rayından çıktı?

Neden peki, bütün bunları bu ülkeye reva gören “paralel yapıyla” mücadele başladığı için mi?

Paralel yapı iş başındayken demokrasi ve özgürlük var, sorgulanırken yoktu. “Gönüllü penguen”in ağzına bakıldığında da “demokrasi ve özgürlük” var oluyor, bakılmadığında da yoktu.

Bakılmadığında “barış” bile sağlansa saymıyor, kendini dağlara vuruyordu.

Tıynet olarak “paralel yapıyla” nasıl da benzeşiyorlardı böyle.

O değil de, bu haliyle neden Shohei Imamura’nun “Narayama Türküsü”nü hatırlatan o internet mecrasında kalem oynatmaya devam ediyor hâlâ?

Mesela, “Dumanlı Zaman’ı”nda neden yazmıyor?

Basın özgürlüğü diyorsa, hemen her gün Sayın Cumhurbaşkanımıza Yezid, Firavun, Nemrut diyorlar ya!

Daha evvel bu yapıyla bir sorunu varsa da hiç korkmasın! Sayın Erdoğan’a karşı olması yeter de artar bile. Baksanıza, “Kupa Amerika’ya girsin” diyen o arkadaşı “yandaş” dedikleri medya kovdu, onlar baş tacı yaptılar işte.

Hayır yani, “gönüllü penguen” de nereye kadar!

#Dr. House
#Isaac Newton
#Kutsal Kitabın Yorumu
#Kenan Evren
9 years ago
Şu bizim ‘gönüllü penguen’ ya Newton olsaydı
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı
Adamın adı Filistin
Dünya bu gençlerle güzelleşecek