|
Yılmaz Savaşçı Gassan Kanafani

assan Kanafani ülkemizde en çok romanlarıyla tanınıyor. En bilinen eseri yakın zaman önce yeniden Mehmet Hakkı Suçin tarafından çevirilen ve Metis Yayınları’nca neşredilen Güneşteki Adamlar. Artistik direktörlüğünü üstlendiğim 11. Boğaziçi Film Festivali’nde bu kitaptan Suriyeli yönetmen Tevfik Salih tarafından 1972 yapımı filmin izleyiciyle buluşmasına da vesile olmanın huzurunu taşıyorum.

Güneşteki Adamlar’a rağmen halen Gassan Kanafani’nin tanındığını söylemek zor. 18 kitabı olmasına rağmen Türkçede şuan baskısı bulunan tek bir kitabı var. Nedenlerine geleceğim ama önce Gassan Kanafani’nin kim olduğuna bakalım.

Filistin’de halen İngiliz mandasının devam ettiği 1936 yılında Akka’da dünyaya geldi. 12 yaşına kadar Filistin’de yaşadı. Babası Filistin’deki Yahudi yerleşimlerine ve İngiliz politikalarına karşı olan duruşundan dolayı birkaç cezaevinde yatmış bir avukattı.

1948 sonrası ailesi önce Lübnan’a sonra da Şam’a taşındı. Çalkantılı bir çocukluk yaşadı o dönemdeki birçok Filistinli gibi. Şam Üniversitesi’nde Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde 2 yıl okudu ama mezun olmadı. Kuveyt’te ilk okul öğretmenliği yaptı. 160’ta Beyrut’a taşındı. Burada Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin yayın organı El-Hurriyye dergisinin kültür sanat sayfalarını hazırladı. Daha sonra El Hedef gazetesinde çalıştı. Gazetenin tasarımında büyük değişiklikler yaptı. Yaptığı poster tasarımları bütün dünyada ilham kaynağı oldu. Dönemin poster tasarımcılığına damga vurdu. Bugün Filistinle alakalı her grafik tasarımda onun izlerimi görmek mümkün.

Kanafani, Filistinli bir Hristiyandı. Dönemin en sol hareketlerini takip ediyordu. Filistin’in bağımsızlığının sosyalizmden geçtiğini düşünüyordu.

Bütün derdi Filistin davasının dünyanın gündeminde kalmasını sağlamaktı. 8 Temmuz 1972’de henüz 36 yaşındayken Mossad tarafından arabasına konulan bomba sonucu katledildi. Öldürüldükten sonra eserleri 4 ciltlik bir külliyatta toplandı. Eserleri filmlere, tiyatro oyunlarına defalarca uyarlandı. Grafik çalışmalarıyla birlikte az sayıda resim de yaptı. Kısacık ömrüne çok şey sığdırmayı başardı.

Bence Kanafani’nin ülkemizde yeterince ilgi görmemiş olmasının temelinde onun bir Hristiyan olması gerçeği yatıyor. Muhafazakar-dindar kesin Filistin’de en büyük sözün Müslümanlar tarafından söylenebileceğini düşünüyor. Çünkü Müslümanlar için Filistin’in içinde bulunduğu durum içler acısıdır. Mutlaka bir gün esaretten kurtulacak yerdir. Sol-sosyalist kesim içinse Kanafani önemini yitirmiş birisidirçünkü bugün Filistin’de sol-sosyalist hareket yok olma noktasındadır. Onyıllardır devam eden İsrail şiddeti Filistin’in demografik yapısının değişmesine de neden olmuştur. Yahudiler her geçen gün yoğunluk kazanırken Hristiyanların nüfusu ve nüfuzu azalmaktadır.

Filistin’i ele alırken bunu sadece Müslümanların bir derdi, sadece Müslümanları ilgilendiren bir sorun olmadığı tüm dünyanın gündemine 7 Ekim’den sonra yaşananlarla acı bir şekilde geldi. Ama bütün dünyada İsrail nefreti artarken Filistin’in yanında olanlarda da gözle görülür bir artış söz konusu.

#Aktüel
#Filistin
#Samed Karagöz
4 ay önce
Yılmaz Savaşçı Gassan Kanafani
Arkadaşlık öldü mü? Dünya ıssız kaldı mı?
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…