|
Durum vahim!

Beşiktaş''ta işler fena gitmeye başladı. Kayserispor, Ankaraspor beraberliklerine Marsilya yenilgisi de eklenince, keyifler iyice kaçtı. Şimdi Kartal''ı masaya yatırıp, enine boyuna irdeleyelim.

Önce yabancılara bakalım:

İçlerinde performansı en iyi olan Diatta. Beşiktaş''ın defansta topu iyi kullanan, sağlam birine gereksinimi vardı. Erken yargıya varmak istemiyorum ancak Diatta şu an için aranan kan gibi geldi bana. Sınırlı bütçeyle daha iyisi zaten alınamazdı.

Ricardinho ve Delgado artık bıktırdı. Ricardinho, Marsilya''da sakatlanana kadar yan ve geri pastan başka ne yaptı? Pardon nasıl olduysa, 38. dakikada tek şut attı. Şimdi soruyorum, Brezilyalı, maestro olarak transfer edilmedi mi? Ricardinho''yu bu görüntüsüyle ben ne yapayım? Delgado, sözüm ona genç. Hadi canım sen de, en az koşanlardan biri de o... Bekle ki, senede bir iki maç oynasın. Zürich maçları dışında Arjantinli hangi maça damga vurdu? Sadece bonservisi 5 milyon euro. Bu ikili toparlanmazsa, Ocak''ta satılmalı. Yerlerine de Beşiktaş''a katkı sağlayacak oyuncular alınmalı. Bunun hazırlıklarına şimdiden başlanılmalı.

Tello ve Cisse, bizleri hep yanıltıyor. Bir bakıyoruz “Tamam” diyoruz, hemen sonrasında ise “Hayır yanılmışız” yargısına varıyoruz. Bu iki yabancı Şampiyonlar Ligi maçında takıma katkı sağlayamazsa, ben ciddi ciddi kuşkuya düşerim. Demek ki, onları da bekleyeceğiz. Ancak bu beklemeler artık beni fazla sıkmaya başladı.

Bobo için Fransız kulüpleri kuyruğa girmiş. 8-10 milyon eurolar havada uçuşuyor. 10 milyon euroluk adam böyle mi oynar? Santrforlardan ilk istenen, ilk beklenen topu ileride tutmasıdır. Bunu yapamazsa, takım ileride çoğalamaz. Nitekim de öyle oluyor. Gerçi Bobo veya başka bir santrfor topu ileride tutsa da Beşiktaş yine ileride çoğalamıyor. Öyle veya böyle Bobo haftalardır piyasada yok, tel tel dökülüyor.

Beklemede ve de merak etmekte olduğumuz bir de Higuan var. Bekle babam bekle. Gelen yabancılardan hiç değilse, bir ikisine daha ilk maçta “Ohh harika” diyemeyecek miyiz? Nobre''nin düştüğü durumlara bakın. Önce Bobo, sonra Delgado, daha sonra Higuan düşünülüyor, bunlar dökülürse Nobre o zaman akla geliyor.

İşte 8 yabancının (Nobre, Türk vatandaşı) karnesi. Bunlardan hangisi Beşiktaş''a maç kazandırır? Kafanızı yormayın, bu performanslarıyla hiçbiri.

Şimdi Turkish''lere göz atalım: Kalede Hakan''a söz yok. Bu çocuğa hepimiz “Ohh be” diyoruz. Serdar Özkan ve Serdar Kurtuluş''a da “Ohh be” diyorduk, gel gelelim bu ikili şimdi baş aşağı düşüşte. Be mübarekler ne zaman çıktınız, ne çabuk inişe geçtiniz!

Gökhan Zan, camdan çocuk. Durmadan sakatlanıyor. Nasıl iş bu? İbrahim Üzülmez''e laf söyleyemem. Kendisinde olanı veriyor. Koray benim adamım. Belirli bir çizginin altına inmiyor. İbrahim Toraman, zaman zaman büyük hatalar (bireysel ve pozisyon) yapmasına karşın bu takımın bankolarından.

Peki başka... Nerede İbrahim Akın, nerede Burak? Bunlar sakın teknik direktörlerini suçlamasınlar. Formayı teknik direktör vermez. Futbolcu söke söke alır. Demek ki, bu iki delikanlı forma peşinde koşmuyor.

Görüntü iç açıcı değil. Takım kendi kapasitesinin altında oynuyor. Gol kısırlığı üst düzeyde. Bıraktık golü, pozisyona bile zor bela giriliyor. Rakip kale önündeki bitirici noktalara gidilemiyor. Beşiktaşlı, bol pozisyona giren, futboluyla keyif veren ve de savaşan bir takım izlemek istiyor. Sanırım, bu onların en doğal hakkı.

Ertuğrul hocam, bunu gerçekleştirecek olan sensin. “Daha erken” lafını hiç kimse sevmez. Bunu sakın unutma. Arayışları artık bırak, ideal kadroyu oluştur ve kadronun gerçek kapasitesini sahaya yansıtmasını bir an önce sağla. Benden söylemesi tren kaçarsa, daha sonra yakalanması çok zor olur.

17 yıl önce
Durum vahim!
Bereket
Azınlığın zenginliği ile 1 Mayıs'ın yoksulluğu
Tadımlık hile
Öğrenci hareketleri: İsrail’e karşı ama düzene karşı mı?
Netanyahu’ya tutuklama tehdidi ve Amerika’nın uluslararası itibarı