|
Levent gol gol gol

Bursa''da ilginç (!) olaylar yaşandı. F.Bahçe gollerinin ardından Bursa tribünlerinden “Levent (Kızıl) gol gol gol” ve “Fenerli başkan istemiyoruz” sloganlar yükseldi.

Bursasporlular, takımlarının küme düştüğü sezon Beşiktaş''ı, Bursaspor''un rakiplerine maç satmakla suçluyorlardı. Şimdi de kendi oyuncularına ve başkanlarına aynı çamuru atıyorlar.

Bu işin çivisi iyice çıktı. Sağduyu tamamen iflas etti. İnsanların alınlarına hiç acımadan kara lekeler çalınıyor. Maç satmak ne kolay, ne sıradan iş oldu.

Koskoca Beşiktaş 100 yıllık tarihini, onurunu bir dakikada satacak. Koskoca Levent Kızıl, Fenerbahçe''ye maç hediye etme ahlaksızlığına önderlik edecek ve koskoca Bursaspor buna boyun eğecek.

Bu ucuz ve pespaye senaryolar kafalarda nasıl kurgulanır ve seslendirilir? İnsanımız kan kaybediyor. Değer yargılarımız yerlerde sürünüyor. Biz nasıl böyle bir toplum olduk? Üzülüyorum, çok üzülüyorum.

Terim''in mazereti yok...

Milli haftaya girdik. Yunanistan ve Norveç, grubumuzdaki en önemli rakipler. Bu maçlar sonrasında önümüzü daha net görebileceğiz.

Fatih hoca, “Lig ayrı, milli maç ayrı” dedi. İyi, güzel, zaten böyle düşünmezsek, yandık, bittik. Terim''in, “Hiç bir mazeretin arkasına saklanmayacağız” demecini de alkışlıyorum. Demek ki, herhangi bir tersliğe önceden kılıf hazırlayarak, yola çıkmıyoruz. Hocamız bir de, “Ortaya yeni cevherler çıkacak” mesajını verdi. Bu, biraz kafamı karıştırdı. Puan maçlarında çılgınca denemelere kalkışmak intihar demektir. Umarım Fatih böyle bir kumar oynamaz. Bu iki maçta parola “Deneyimli oyuncular” olmalıdır.

TV bülbülleri!

Pazar akşamı Yılmaz Vural ve Hikmet Karaman, TV''lerin bülbülleriydi. Bir teknik direktörün herhangi bir takımda görevliyken, spor programlarına çıkıp, diğer takımları eleştirmesi beni çıldırtıyor. Bu hakkı kendilerinde nasıl buluyorlar. Sizin işiniz kendi takımınızla. Sınırlarınızın çok dışına çıktığınızı farkedemiyor musunuz? Ayrıca inanılmaz antipatik oluyor, tüm şimşekleri üzerinize çekiyorsunuz.

Bülent Korkmaz, Kayseri Erciyesspor''u eleştiren Yılmaz Vural''a, haklı olarak sinirlendi ve “Kendi takımına bak” yanıtını verdi. Evet, her teknik direktör kendi evinin önünü temizleyecek, başkasının bahçesine dalmayacak. Bu hocalar en sert biçimde maydanoz oldukları kulüpler tarafından hemen uyarılmalı. Herkes haddini bilecek, ukalalığa kalkışmayacak.

Futbol kokteyli

* Bursaspor maçı sonrası Zico''yu tribüne çağıran F.Bahçeliler hüsrana uğradı. Brezilyalı gülerek, “Sivas maçının bitiminde beni gönderiyorlardı” dedi ve döndü arkasını, soyunma odasına gitti. Runje''de de benzer olaylar yaşanmıştı. Teknik direktörler ve oyuncular şamar oğlanı değiller. Aferin Zico''ya ve Runje''ye. “Asil duruş” diye işte ben buna derim.

* Kime madalya vermeye kalkışsam sakatlanıp, gidiyor... M. Doğan ve Bobo iki kurbanım. Geçenlerde Koray''dan da biraz övgüyle söz ettim, o da hemen omuzundan çarpıldı. Anlaşılmıştır, bundan sonra övgü de yok madalya da!

* Galatasaray, Gerets ile sözleşmeyi uzattı. Gel gelelim, Gerets yine tartışılıyor. Adnan Polat, “Yönetim istemezse, Gerets sezon sonunda kendisi gider” dedi. Bileti elinde bir teknik direktör, takım ve camia içerisinde saygınlığını koruyabilir mi? İşte görüyoruz, sırası geldiğinde Gerets''e, yönetici de, futbolcu da, taraftar da, fırçayı atıyor. Eh, böyle başa, böyle fırça.

* Ziya Doğan, “Bazı futbolcular basında fazla yer alınca, kendisini büyük adam sanıyor” diye konuştu. Doğan, serzenişlerinde haklı. Ancak bu tür konuşmalar teknik direktör ile futbolcular arasında kapalı kapılar ardında yapılır. Hocamız, yıkmış perdeyi, eylemiş viran...

Genç emekliler

Burak, İbrahim Akın, Gökhan Güleç ve Mehmet Sedef, sanki kulübede daha mutlular. Maşallah oranın müdavimi oldular. Bu gidişle de oradan genç yaşta emekli olacaklar.

Oh ne güzel, ağabeyleri oynuyor, onlar kenardan izliyor! Arada bir oyuna giriyorlar. 20-30 dakika hafif ter antrenmanı yapıyorlar ve mesaileri bitiyor. Maçlardan sonra bizler bu oyuncular için, “Ne yaptılar” diye ciddi ciddi düşünüyor fakat bir şey bulamıyoruz. Girmişler, oynamışlar, iz bırakmamışlar.

Son K. Erciyesspor maçında İbrahim Akın ve Burak ilk onbirdeydiler. Akın 65, Burak 90 dakika sahada kaldı. Haydi soruyorum, bu oyuncuları hatırlayan var mı? Yazık, çok yazık. Nice yetenekli genç bu şekilde rüzgar gibi gelip, geçti.

Kuyu kazıcılar

Şiddet her geçen hafta hız kazanıyor. Bursa tribünlerinde Fenerbahçeliler birbirlerinin kafasında koltukları parçaladılar. Bıçaklar havada uçuştu, yaralılar hastaneye taşındı. Savaş mı, spor mu, nedir içinde bulunduğumuz ortam? Fenerbahçeli kendi arasında neyi paylaşamıyor? Düşünün, aynı renklere gönül verenler birbirlerinin boğazlarına sarılırsa, rakip taraftarla göğüs göğüse geldiklerinde neler yapmazlar?

Olaysız tek hafta geçmiyor. Trabzon dönüşü Beşiktaş otobüsünü havalimanında tekmeleyenleri unutmadık. Bu kez de Konya dönüşü Galatasaray kendi taraftarının gazabına uğradı. Gerets''e hemen yakınından ağızlarından salyalar akarak, “Defol git, istifa et” haykırışları yapıldı. Futbolcular protesto edildi.

Kazanınca alkış, kaybedince küfür, kafir, şiddet. Devam beyler, devam! Eylemlerinizle kendi takımlarınızın kuyusunu kazıyorsunuz. Aferin size!

17 yıl önce
Levent gol gol gol
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon