|
Yeni bir dönemin başında imam hatip liseleri

Konu imam hatip liseleri olunca sınırlı sayıda tarafın dâhil olduğu bir tartışma diyerek kenara çekilmemiz gerektiğini zannetmiyorum. Bunu bir imam hatip mezunu hassasiyeti ile de söylemiyorum. Çünkü imam hatip liseleri eğitim tarihimizin önemli bir yapı taşı olarak modernleşme döneminin en önemli unsurları arasındadır ve bizim kişisel tecrübelerimize kurban edilmez. Üstelik bugün imam hatip liseleriyle ilgili tartışmanın taraflarına bakıldığında konunun önemi ve kenara çekilme lüksüne sahip olmadığımız daha iyi anlaşılır. Kendisi de bir imam hatip lisesi mezunu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin önde gelen tarikat şeyhlerinden

biri olan Cübbeli Ahmet ile imam hatip liselerinin varlığı üzerine bir tartışmanın içindedir. Bu durum kendi başına önemli bir hadisedir.

Anlaşıldığı kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir televizyon kanalında imam hatip liseleri aleyhine söylediği sözlerle ilgili Cübbeli Ahmet’i arayıp konuyla ilgili düşünceleri dolayısıyla tabiri caizse eleştirmiş. Bu telefon konuşmasından Cübbeli Ahmet’in açıklamaları üzerine haberdar oluyoruz. Onun açıklamalarına göre söz konusu televizyon kanalında imam hatipler aleyhine söylediği sözler dolayısıyla Cübbeli Ahmet Cumhurbaşkanlığı’ndan aranıyor. Arayanlar, ona Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sinirli olduğunu söylüyor. Cübbeli Ahmet kendisinin de sinirli olduğunu söyleyerek cevap veriyor. Tarafların neler söylediğini ve konuşmanın hangi aşamada sona erdiğini bilmediğimiz için ayrıntılı bir değerlendirme yapmamız mümkün değil. Fakat Cübbeli Ahmet’in ilahiyatlara da karşı olduğunu beyan etmesi aslında konunun hangi çerçevede konuşulduğu hakkında fikir verebilir. Cübbeli Ahmet konumunu açıklarken imam hatipler ve ilahiyatlarda İslam’ın doğru bir şekilde öğretilmediği üzerinde duruyor. Hatta İslam’ın doğru öğretimi bağlamında diğer okullara gidilse en azından zarar görülmez diyor. İslam’ın doğru bir şekilde öğretilmesi meselesiyle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı için tam olarak ne söylenildiğini bilmiyoruz. Fakat Cübbeli Ahmet, imam hatip liseleriyle ilgili karşıtlığını açıkça ifade etmiş.

Tasavvuf gruplarının ve tekke geleneğinin son dönemlerde görünürlük bakımından eskiyle kıyaslanamayacak derecede bir değişim içinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu değişim son derece önemlidir. Örneğin imam hatip liseleri gibi Türkiye’ye özgü bir eğitim modelinin şu veya bu özellikleri dolayısıyla değerlendirilmesinden ziyade varlığı ile ilgili bir karşıtlığın açıkça dile getirilmesi şaşırtıcı bir görünürlük meseledir. Bu durum İslamcılık gibi oldukça siyasal bir düşünce geleneğiyle ilgili tartışmalar için de geçerlidir. İslamcılık gibi siyasal bir düşünce ile karşıtlık içinde olmayı önemsemek gerekir. Bilindiği gibi daha önceden tasavvuf düşüncesiyle doğrudan bir ilişkisi olmayan ve tekke geleneğine dâhil edilmeyecek dini gruplar da İslamcılık düşüncesi ile karşıtlık içinde gösterilmişti. Bu karşıtlık, gruplara ve kişilere uzun dönemli faaliyetler silsilesi içinde kendilerini inşa etme fırsatı vermişti. Benzer bir durumun bugün de geçerli olduğunu görmemiz gerekir.

İmam hatip liseleriyle, ilgili grupların ve geleneklerin devam edegelen görüş ve tutumlarını tartışmayı bir kenara bırakıyorum. Çünkü özellikle imam hatip liseleri gibi modern dönem eğitim tarihimizin en önemli kurumsal kazanımının varlığıyla ilgili bir tartışmayı kendi adıma doğru bulmuyorum. Fakat konunun fikrî hayatımızı şekillendirebilecek güçte olduğunu görmek zorundayız. Bu, özellikle tasavvuf ve İslamcılık karşıtlığı gibi yeni gerilim alanları için daha çok geçerlidir. Sağlıklı bir tartışma zemininin neredeyse tamamen kaybolduğunu tespit etmek zorundayız. Geriye grup içi etkileşimler kalmaktadır.

Bu ise fikir hayatımız açısından önemsenmesi gereken bir seviye kaybıdır.

Türkiye’de dinî grupların ve cemaatlerin gelip imam hatip liseleri karşıtlığında birleşmesini salt dinî bir tutum olarak değerlendirmek en azından benim için kolay değil. Cemaatlerin ve grupların eğitim anlayışı nihayet bir yorumlama biçimidir. Bu anlayışları doğru veya yanlış yönleriyle ele almadan önce teşmile dair cesur niyetlerin ve adımların içeriden eleştiriye tabi tutulması gerekir. Fakat ortaya çıkan örnekler içeriden eleştiriye dair bir umut olmadığını gösteriyor. Geçmişte de daha çok dışarıya dikkat kesilmişlerdi. Zararlı addedilen fikirler karşısında içe kapanmacı bir yaklaşım sergilenmişti. Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Grup ve cemaat evleri veya ders ortamları nihayetinde aşırı öznellik üzerine kuruludur.

Bu ise uzlaşma zeminini uzun süreli olarak tahrip eder.

#imam hatip
#modernleşme
#tasavvuf
7 ay önce
Yeni bir dönemin başında imam hatip liseleri
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık