|
Annapurna Devi"nin hikâyesi (1)

Bu isim pek çok insana bir şey ifâde etmeyebilir. Bir kaç ay öncesine kadar benim için de öyleydi. Bir süredir Hint müziği, özellikle de sitar sazına duyduğum ilgi beni bu isim ile buluşturdu.

Sırlarının halâ çok uzağında olduğumu hissettiğim sitar müziği ile ilgili araştırmalarım Pandit (Hoca) Ravi Shankar ile başladı. Shankar geçen sene 92 yaşında hayâta vedâ eden ve sitarı dünyâ ölçeğinde tanıtan, kimilerine göre popülerleştiren, başta Yehudi Menuhin olmak üzere çok sayıda füzyon çalışmaya imza atan bir usta olarak bilinir. Son iki farklı evliliğinden olma kızları; sitar sanatçısı Anoushka Shankar ve şarkıcı Norah Jones bugün dünyâ müzik endüstrisi ve piyasasının çok tanınmış simâları olarak sanatlarını icrâ ediyor.

Ravi Shankar hakkındaki okumalarım beni Hint müzik târihinin son yüzelli senesine damgasını vurmuş, bugün ismi zikredildiğinde herkesin kendisini derin bir hürmetle andığı bir başka isimle "Baba" lâkaplı Alaauddin Khan ile buluşturdu. Baba Alaauddin Khan(1862-1972) Ravi Shankar ve hayli genç yaşta hayâtını kaybetmiş olan başka bir sitar devinin; Nikhil Banerjee"nin(1931-1986) gurusu; yâni ustası olarak biliniyor. Bir bakıma bizdeki Tanbûri Cemil Bey"in Hindistan"daki izdüşümü. Klâsik Hint müziğine bambaşka bir üslûp kazandırmış bir dehâ. Cemil Bey"den farklı olarak uzun bir ömür sürmüş. Bütün kurallarıyla İslâm dinini yaşayan; ama müzik sözkonusu olduğunda ekümenik bir bakışa sâhip; meselâ Hinduların müzik tanrısına büyük bir sevgiyle bağlı şaşırtıcı bir kişilik. Alaauddin Khan, çok yalın, sıkı kurallara bağlı dervişâne bir hayatı derin bir bilgelikle ve incelikle işleyen; Hint müzik adamlarının kendisinden ders almak için yarıştığı kült bir isim. "Riyaz" ya da "taalim" denen; on yıllar süren ve günde 16-18 saatlik ağır bir çalışmayla yürütülen bir metod uygularmış.

Baba"nın Ali Akhbar Khan (1922-2009) isimli bir oğlu var. Ravi Shankar"ın yakın arkadaşı ve o da aynı süreçten geçmiş ve Amerika"ya yerleşerek sayısız kayıt ve konserle sitarı dünyâya tanıtmış. İki yakın arkadaşın yaptıkları kimi çevrelerce tutuluyor, kimi çevrelerce ise kınanıyor. Bu bir değerlendirme meselesi. Ama yeni kaynaklara ulaştıkça gördüm ki, bütün ustalığına rağmen Ravi Shankar, sitar târihinde, zirvedeki başka isimler sözkonusu edildiğinde bir miktar geride kalıyor. Pek çok otorite, meselâ klasik, ortodoks çizgisinde kalan ve müziğini eşsiz bir lirizm ile besleyen Nikhil Benerjee"yi ondan üstün tutuyor. Hele hele, çok başka bir geleneğin tâkipçisi olan ve altı nesil saray müzisyeni bir âileden gelen Ustad Vilayat Khan (1928-2004) sözkonusu olduğunda akan sular duruyor. Ustad Vilayat Khan ile Ravi Shankar arasındaki rekâbet onlarca makâlenin konusu olmuş. Gençliklerinde birlikte çaldıkları dönemlerde, aristokrat tabiatlı, mağrur Vilayat Khan"ın onunla nasıl kedinin fare ile oynadığı gibi oynadığını ve ezdiğini anlatan sınırsız dedikodu da cabası.

Ravi Shankar, ağabeyi dansçı Uday Shankar"ın arabuluculuğu ile Gurusu"nun kızı Annapurna Devi ile evleniyor. Biraz da ısmarlama bir evlilik bu. Ortada aşk falan yok. Evlendiklerinde Shankar 21, Annapurna ise sâdece 14 yaşında. Ağır tâlimler devam etmektedir. Baba Alaauddin Khan önceleri kızına bir şey öğretmek istememiş. Annapurna"nın ablasının mutsuz evliliği; hattâ kayınvalidesinin sazlarını kırması Guru"yu böyle bir yola itmiş. Ama Annapurna daha 5-6 yaşlarındayken, bir tesâdüf eseri ağabeyinin(Ali Akhbar Khan) hatâlarını düzelttiğine şâhit olunca ondaki derin yeteneği görmüş ve onu yetiştirmeye karar vermiş. 1940"lı yıllardan başlayarak Ravi ve Annapurna, Baba"dan icâzet alarak konserler vermeye başlamışlar. Sonuç Ravi için tam bir felâkettir. Çünkü birlikte yaptıkları icrâlarda dinleyicinin ilgisi ve takdiri, Annapurna Devi"nin dillere destan, büyülü surbaharında(bas sitar) yoğunlaşmaktadır. Bu baskıya dayanamayan Shankar bir süre sonra birlikte icrâlara son verir. Artık zamanının büyük bölümünü, evden uzakta kişisel konserlerine hasretmektedir. Annapurna ise hayatına evde, ağır sindirim sorunları olan oğulları Shubho ile devam etmektedir. İkili arasında başlayan ve büyüyen gerginlikler 1960"ların sonlarına doğru boşanma ile biter. Hikâyenin çok daha sürükleyici kısmı bir sonraki yazıya kalsın..

11 yıl önce
Annapurna Devi"nin hikâyesi (1)
Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’ten, görevi başında iken emekli dilekçesi vermesi istenmiş!
Tünel
Ramazan Medeniyeti-3: Ramazan’ın beyaz atları ve okları
Kara dinlilerle milletin savaşı
“İnsan Yayınevi/ni özlüyor”