|
Hesap uzmanının şaşan hesapları (1)


“Birleşe birleşe yeneceğiz” diyordu. Hesapların kabarmasının büyümek olduğunu düşünüyordu. Evet, seçim nihâyetinde bir aritmetiktir. Büyük rakama ulaşan kazanacaktır. Ama
rakamların gerçek hayâtta toplanması kâğıt üzerinde toplanması kadar kolay değildir.
Rakamları büyütmekten daha mühimi, onun nerede, hangi zemin üzerinde büyütüldüğüdür.
İstiap haddi
diye bir şey vardır. Eğer bu had hesap dışı bırakılırsa, taşıyıcı zeminde aşınmaların ve deliklerin meydana gelmesi işten bile değildir. Bu durumda, hesâba geçirilen birikimlerin kaybedilmesi, zeminin hâricine sızması da kaçınılmaz olmaz mı? İşte Millet İttifâkı’nın derin hatâsı buydu.
Halil İbrâhim Sofrası
olarak romantize edilerek lansmanı yapılan ve aslında, düşüncesizce hazırlanan, Bülent Korman’ın hârika benzetmesiyle
Serpme Kahvaltı Sofrası
’ndan başka bir şey olmayan bir şeydi bu. Eninde sonunda fire verecek, çöpe dökülecekti.
Kimler yoktu ki sofrada… Amiral gemisi CHP idi. Attila İlhan gibi soralım: Ama
hangi CHP
? 1972’de Ecevit, İnönü ile berâber, CHP’nin
göbekçi tâifes
i bilinen kadrolarını tasfiye etmiş ve
sosyal demokrat
bir zemin oluşturmuştu. Ama bir hususta hatâ yapıyordu. Kendisi ile berâber hareket eden ve Göbekçileri tasfiye eden çok daha tehlikeli bir grup daha vardı. Onlar her devirde partiye hâkim olan
CHP’li siyâset esnafıydı
. Ecevit’in âhir ömrü onlarla mücâdele ederek geçti. O kadar ki bu mücâdele kendisinde kronik bir paranoyaya yol açtı ve çok sayıda savrulmaya sebebiyet verdi. Onlarla baş edemedi ve en nihâyetinde partiyi bile terk etti. Deniz Baykal ise CHP’yi sanki
İnönü mirâsı ile Ecevit mirâsının tuhaf bir sentezi
üzerinden idâre etti; belki yok olmayacağı ama bir daha iktidâra gelemeyeceği bir kireçlenme dâiresine soktu. Arada, SHP’nin bugünkü HDP’nin siyâsal atası olan HADEP ile yaptığı uzlaşma ve HADEP’li milletvekillerinin TBMM’ye dâhil olması gibi bir tecrübe yaşanmıştı. Deniz Baykal’ın, ardından,
ortanın ortası-ortanın solu sentezini
temsil eden Kemalist, laikçi, hattâ Avrasyacı kadroların tasfiyesi işinin müteahhidi olan Kemâl Bey, muhtemelen kendisini 1972’nin Ecevit’i gibi görüyor; târihsel bir değişim misyonunun kahramanı gibi algılıyordu. Hâlbuki yaptığı
CHP’yi merhale merhale SHP’lileştirmek, HDP ile yakınlaştırmak ve sağa açmaktan
başka bir şey değildi. Yâni geride kalan ve çok kötü neticelenen bir târihsel tecrübeyi, SHP tecrübesini ısıtıyordu. Bununla yetinmedi. Partinin dış bağlantılarını
NATO ile uyumlulaştıran,
bana kalırsa daha ağırlıklı olarak
Almanya’ya yakınlaştıran
bir çizgiyi tâkip etti. Ekonomi politikasını ise bugünlerde artık can çekiştiğini en harâretli müdâfîlerinin bile kabûl ettiği neoliberal eksene oturttu. CHP tabanının Cumhûriyetçi-Ulusalcı ana omurgasının Kürtçü siyâsetlerle yakınlaşmayı asla kabûl etmeyeceğini, onları kaybettiğini iyi kötü gördü. Bunu, Erdoğan nefretinin tozu dumanı içinde aşacağını düşündü. Diğer taraftan yaşanacak kayıpları Alevî kimliğini konsolide ederek telâfî edebileceğini zannetti. Serpme kahvaltı sofrasının kurulduğu masanın altından giden pazarlıklarda kendisini bulunmaz Hint kumaşı zanneden HDP’nin uluorta, sorumsuz, hadsiz açıklama ve taleplerini Kemâl Bey ve CHP’liler Üç Maymunu oynayarak geçiştirdiler. Unutmadan hemen işâret edeyim: Sofranın altüst olacağına
Eski tüfek solcu, yeni tüfek sağcı
olan isimlerin yeniden sahneye çıkarılmasıyla daha da emin oldum. Onların dâhil olduğu zeminde ot bitmeyeceğini bilecek kadar tecrübem oldu.
Bir de işçilerle -bence de solculukla- alâkası olmayan, öne çıkan figürleri bende dâima kavgacı mahalle ergenleri intibâsı dışında hiçbir çağrışım doğurmayan
TİP ve HDP’nin ittifâkı
üzerine bir şeyle söylemek zorunda hissediyorum. HDP gûya Millet İttifâkı’nda yoktu. Ama aslında vardı. (“Bu ne yaman çelişki anneciğim” diyen Ahmet Kaya’yı hatırladım). Emek İttifâkı’nda ise TİP ile berâberlerdi. Burada da liste üzerinden bir Türk solu-Kürt solu itiş kakışı, vodvili yaşandı.
Kronik amipleşme
solun hastalığıdır. Bölünmezse yaşayamayacak organizmalardır bunlar. Yaşanmasa şaşırırdım. Doğrusu diğer sol ittifak olan, içinde
Sol Parti
ve
Komünist Parti
’yi ihtivâ eden
Sosyalist Güçbirliği
’ni ise, sosyalist ve sol ilkeler itibârıyla ilkine göre çok daha tutarlı bulduğumu ifâde etmeliyim. (Komünist Parti bir de şu din düşmanlığından bir vazgeçse ne kadar iyi eder. Billâhi Avrupa Komünist Partileri çoktan bıraktı bu işleri)…
Gelelim diğer büyük bileşen olan
İP
’in durumuna. 6’lı Masa’nın Kürtçü-Alevîci ekseni, serpme kahvaltı sofrasının diğer unsuru olan İP’in tabanında yol açacağı menfî aksülameli hesap edemedi. Doğrusu, Millet İttifâkı’nın seçimi kaybetme ihitmâlini, Meral Hanım’ın Ekrem Bey veyâ Mansur Bey için yaptığı ısrarı gördüğümde kabaca anlamıştım. 6’lı Masa İP için tam bir işkence olmuştu.
İP arada sıkışıyordu
. Bir dönem milliyetçi oyları kendisine çekmeye başlamıştı. Ama İP’i büyüten olgu, Millet İttifâkı’nı “sola” çeken ve dahası Alevîlik ve Kürtlük gibi kimliklere oturtan dinamiklerle devâm ettirilemezdi. Ekrem ve Mansur Bey’i kabûl ettiremeyince masayı devirdi. Ama öyle bir mahalle baskısı gördü ki, dönmek zorunda kaldı. İşte o noktadan îtibâren İP’e meyleden milliyetçi oylar yeniden MHP’ye ve ATA İttifâkı’na döndü. Kemâl Bey’in Ekrem ve Mansur Başkanları etrâfında dolaştırması yamalı bir çözümdü ve dikiş tutmadı. Evet, en kritik gelişme buydu. Eğer Meral Hanım yamalı çözüme yanaşmasa, masaya dönmese ve meselâ Cumhûr İttifâkı veyâ ATA İttifâkı ile temas kurarak yoluna devâm etmiş olsa ne olurdu, kestiremiyorum. Ama geçmiş olsun.
Dirâyet imtihanlarının çok defâ ikmâli, bütünlemesi olmuyor.
Artık İP’in bir istikbâli olacağını zannetmiyorum.

Devâm edeceğim…

#Kemal Kılıçdaroğlu
#CHP
#Hesap uzmanı
#Ekrem İmamoğlu
#Mansur Yavaş
#Meral Akşener
#HDP
#PKK
#İYİ Parti
#TİP
#Sol Parti
#Komünist Parti
#Sosyalist Güçbirliği
#SHP
#Bülent Ecevit
#Deniz Baykal
#İsmet İnönü
1 yıl önce
Hesap uzmanının şaşan hesapları (1)
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon