|
Birileri memnun olsun da...

Herkes kendisinin veya yakınlarının derdine düşer, ben ise daha çok başkalarını düşünürüm.

28 Şubat sürecinin etkilerinin hissedildiği, İmam Hatip okullarındaki eğitimin karma hale dönüştürüldüğü, dinî bir okul olmalarına rağmen vecibeleri yerine getirmelerine sınırlama konulduğu günümüzde, bir süreden beri, "Acaba Musevi Lisesi ne durumda?" sorusu zihnimden çıkmıyordu... Dinî kitap okunan evlerin "Åyin yapılıyor" diye basıldığı, Kur''an kursu öğrencilerine yaş sınırlaması getirilip cami inşaatlarını durdurmak için yasa çıkartıldığı günlerde ise, "Ya bu tür yanlışlıklar gayrı müslim vatandaşlarımıza da yapılıyorsa" diye hayıflanıyordum...

Üzülmeme gerek yokmuş: Musevi vatandaşların ibadetlerini yapmaları engellenmediği gibi, çocuklar ve gençler hiçbir yaş sınırlamasına uğramaksızın Torah dersi alıyor, dinî bayramlarını başlarında takkeleriyle yeni açılan sinagoglarda kutluyorlar... Musevi Lisesi ise, hem öğrencilerin üniversite giriş sınavındaki başarılarını yükselterek, hem de anaokulunda üç yaşındaki çocuklar için sınıf açarak şimdiden "2000 yılına hazır" hale gelmiş...

Museviler, geçtiğimiz günlerde Roş Aşana bayramlarını kutladılar. Şalom gazetesinden öğrendiğime göre, bayram ardından Yaakov Mizrahi Midraşı''nı açmışlar. Hem bayram, hem yeni sinagog açılışı vesilesiyle biraraya gelinmesi cemaate neşe vermiş... Konuyla ilgili haberine, Şalom, "Kuzguncuk Sukot''ta coştu" başlığını atmış...

Gazetedeki fotoğraflarda, sinagog içinde ibadet ederken ve dışarıda ziyafete iştirak ederken en doğal hallerini sergileyen çocuklar görülüyor. İlkokul çağındaki çocuklar dahil erkeklerin tümü başlarına tertemiz kippalarını (takke) takmışlar... Sinagogda düzenlenen âyinde çocuklar ve gençlerden oluşan koro İbranice dualar okumuş....

Cemaat yönetim kurulundan Selim Behar ile Beto Adato gençlere verdikleri önemi şöyle açıklamışlar Şalom''a: "En büyük amacımız gençlerin sinagoga gelmesini sağlamak. Bu açıdan bir takım çalışmalar meyvalarını vermekte. Cumartesileri sinagoga gelen gençlerimiz o günkü mitzvalar gereği onore edilmekteler. Aralarında Tora okumayı bilenleri mutlaka Teva''ya çağırıyoruz. Tora okumasını bilen genç bu vesile ile mutlu olarak sinagogumuzdan ayrılıyor..."

Ülkemizdeki Musevi vatandaşlarımızın mutlu olduklarını öğrenmek beni sevindiriyor. Restore edilip açılan sinagogda cumartesi sabahları ''seudalar'' yapıyorlar, yani beraber kahvaltı ediyorlarmış... Hedefleri ayda bir Bar Mitzvah gerçekleştirmek iken ekim-aralık döneminde dört tanesi peşpeşe olmak üzere sekiz Bar Mitzva kutlamasına ev sahipliği yapacaklarmış... Yerel cemaat başkanı Robert Abudara, cumartesi kahvaltılarını ölülerin ruhuna ''aftara'' duası okutanların verdiğini, bir seyahat veya sınav öncesi dua okutanların da aynı şekilde davrandığını anlatıyor...

Yaakov Mizrahi adlı Musevi''nin oğlu babasından kalan mirasla restore ettirmiş sinagogu. Restorasyonu "Tahran Üniversitesi minyatüristi" diye anılan Prof. Huşen Pirayeş yapmış. Vitrayların renkleri mekândaki ışığa göre seçilmiş, kubbedeki simgeler 12 kabileyi ifade ediyormuş... Gerçeğe yakın çizilen Ağlama Duvarı da görülüyormuş kubbede. Gerisini minyatür sanatçısının kendi ağzından aktarayım: "Çevredeki üzümler Tora''da vardır, ayrıca üzüm cennetin meyvasıdır. Bu dinî atmosferde kendimizi cennette hissetmemiz sağlandı. Duvardaki yedi kollu şamdanlar ve Magen David ise tamamen simgesel. Magen David ilk bakışta bir kalkanın, daha sonra kola takılan zırhın üzerinde gibi duruyor."

Ülkemizde yaşayan Museviler, bir süre, "Çocuklarımızı kendi okulumuza mı gönderelim, yoksa devletin okullarına mı?" diye tartıştıktan sonra kararı vermişe benziyorlar. Çünkü Musevi Lisesini her anlamda elden geçirip 2000 yılına hazır hale getirmişler. Zaten, başka ülkelerde yaşayan Musevilerin de eğilimi çocuklarını kendi okullarında okutmak... Amerika''da, Museviler, geleneksel olarak entegrasyondan yanadır, bu sebeple çocuklarını diğer Amerikalıların gittiği okullara yollarlar... 1956''da, ülkedeki Musevi çocukların yüzde 5''den azı kendi okullarına gitmekteydi. Şimdilerde ise durum epey değişti.

Bu bilgiyi aldığım Atlantic Monthly dergisinin son (ekim 99) sayısında, Musevi okullarının rağbet gördüğü bilgisi var. 1962''de, Musevi çocukların yüzde 90''ı devlet okullarına giderken şimdi bu oran yüzde 65''e düşmüş Amerika''da... Her gün bir yerlerde yeni bir Musevi lisesi açılıyormuş... Musevilerin çocuklarını kendi okullarına göndermelerini, Atlantic''teki yazı, velilerin, "Çocukların dinlerini daha iyi öğrenmeleri, daha iyi birer Musevi olabilmeleri" arzusu ile açıklıyor. Musevi lisesine rağbet bizde de artmış görünüyor; belki de aynı sebepten... Öyle olmalı ki, sinagoglara giden çocuklar arasında İbranice Tora okuyabilenlerin sayısı artıyor...

Bir sistemin herkesi memnun etmesi beklenir, bizdeki sistem ise bugüne kadar hiç kimseyi memnun etmiyordu. Musevi vatandaşlarımız ibadetlerini huzur ve neşe içinde yerine getirebiliyor, çocuklarını istedikleri gibi yetiştirebiliyor, üniversitelere girmelerini sağlayabiliyorlar... Eh, ülkedeki sistem, hiç değilse onları memnun eder hale dönüştü.

Ben onların halini düşünüyorum da, onlar bizlerin haline hiç kafa yormuyorlar mı acaba?


25 yıl önce
Birileri memnun olsun da...
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?