|
Tarzan zor durumda...
İki kişi, Florida'daki ünlü kulüplerinden birinde golf oynarken Türkiye adının sıkça geçtiği bir sohbeti de koyulaştırmışlar. Oyunculardan biri Motorola'nın diğeri de General Electric'in yönetim kurulu başkanıymış... Motorolacı, hazin bir ifadeyle, muhatabına, ''Türkiye mi? Aman dikkat. Sakın oraya yatırım yapmayın, yoksa bizim başımıza gelen, sizin de başınıza gelir. Orası tam bir batak çukurudur'' deyivermiş...

Ertuğrul Özkök'ün yazısına böyle bir olayla başladığını görünce kendimi kaptırıvermişim. Hürriyet yönetmeninin, "Yazdığım bu hikâye tamamen hayal ürünü, yani ben uydurdum" cümlesiyle uyanıverdim... Meğer Ertuğrul Özkök'ün zihninin ürünüymüş golf kulübünde Türkiye muhabbeti...

Benim de benzer bir hikâyem var. Burası Türkiye olduğu için Amerikan zenginlerinin buluştuğu türden bir yerde geçmiyor; ben, konuşmaya, bir yakın dostumun düğününde kulak misafiri oldum. Konuşmanın tarafları kendi çaplarında önemli iki işadamıydılar; 'Tarzan' kod adıyla andıkları bir başka işadamını dillerine dolamışlardı... Sonunda, "Aman dikkat, Tarzan'dan uzak dur" diye birbirlerini uyardılar...

Tarzan, çıkartabildiğim kadarıyla, şu sıralarda müthiş zor durumda; ekonomik varlığı son krizden müthiş darbe yemiş... "Daha önce üç milyar dolarlık bir değer biçilebilirdi, şimdiyse borçları varlığının iki katı" dedi biri... Şu anki malvarlığı bir milyar dolar kadar olmalı.

Bu hesaplamaya, aynı düğünde karşılaştığım ülkemizin büyük holdinglerinden birinde yönetici bir dostum sayesinde ulaştım. Rahmi Koç, CNN-Türk'te, "Varlığımızın yarısını kaybettik" demişti ya, o sözün açılımını sorduğum işadamı dostum, "Daha fazlasını kaybetmiştir" dedi bana. Örneği bir başka holdingten verdi. Ülkemizin en önemli sınai yatırımlarını gerçekleştiren, eli kolu her yere uzanan o holdingin borsa değeri, bu yılın ocak ayında, 9 milyar dolar ediyormuş; borsadaki düşüş ve devalüasyon sonrası, değer 2 milyar dolara inivermiş...

Düğün masasında konuşan iki patron, 'Tarzan' diye andıkları işadamının çok daha farklı dertlerine de değindiler... Stratejik özelleştirme ihalelerine girmiş Tarzan, başarılı da olmuş; ancak Danıştay'ın birbiri ardına verdiği olumsuz kararlarla sonunda kaybetmiş... Patronlardan biri, "İhaleye girmek için yüz milyon doların üzerinde masraf yapması gerekmişti, şimdi üzerine bir bardak soğuk su içecek" tespitinde bulundu.

Anlayamadığım bir durum var 'Tarzan' konusunda... Biraz önce "Danıştay kararıyla kazandığı özelleştirmeler elinden alındı" denilen Tarzan'ın, bir başka alanda girdiği özelleştirme ihalesinde elinde kalan kuruluşa dokunulmamış... Yenileştirme çalışmaları için milyonlarca dolar masraf yapılmış özelleştirilen o kuruluşa, ancak bir türlü kârlı hale getirilememiş... "Aldığı krediyi kuruluşun kazancıyla ödeyeceğini hesap ediyordu, hesap yanış çıktı" dedi herşeyi bilir havasındaki patron ve ekledi: "Gelecek ayın ortasında 400 milyon dolarlık bir kredinin vâdesi gelecek, ödeyemediği taktirde o krediyi veren bankanın işi çok zor..." Kredi açan bankayla borçlu arasında o kuruluşta ortaklık ilişkisi mi var?

'Tarzan' diye andıkları kişinin ilgi duyduğu sanayi kuruluşlarından, özelleştirmede aldığı veya alamadığı şirketlerden söz eden patronlar, birdenbire medyaya geçtiler... Sözünü ettikleri işadamını adlı adınca anmadıkları için, 'Tarzan' aynı zamanda bir medya patronu mu, çıkartamadım. Medya patronu değilse bile bizim sektöre fazla uzakta olmadığı anlaşılıyor... Çünkü, biri, "Esas darbeyi medyadan yiyor" dedi...

Bir gazeteden söz ettiler. Fiyatını düşürüp tirajını üçe katlamış. "Ucuz gazeteyle yeni oluşuma kamikaze baskını yapmak hedefleniyordu" dedi biri ve pahalı bir 'kamikaze hesabı' çıkardı. Gazetenin her biri yaklaşık 50 cente mal oluyormuş, satıştan ise 10 cent geliyormuş... "Ben" dedi o patron, "Bir gazete yöneticisi arkadaşa hesap ettirdim, ayda en az on kâğıt havaya atılıyor..." "10 kâğıt" dediği herhalde 10 milyon dolar... Böyle bir zarara can dayanmaz... 'Tarzan' lâkaplı işadamının bir tv kanalıyla da irtibatı olmalı ki, onu yakından tanıdığı anlaşılan patron, "Her ay bir o kadar da kanala gidiyor" demeyi ihmal etmedi...

Hatırlayacaksınız, Ertuğrul Özkök, bir işadamı tanıdığının borcunun, dolarda meydana gelen 100 bin liralık artış yüzünden, durduk yerde 9 trilyon arttığını yazmıştı. Tarzan da, uygulanan ekonomik sistemden en büyük darbeyi yiyenlerden biri olmalı. Bir yandan masada üçüncü bir işadamını çekiştiren patronları dinlerken, bir yandan da, "Acaba, dolardaki her 100 bin liralık artış Tarzan'ın borçlarını nereye fırlatıyor?" diye düşünceye daldım... Biri, sanki düşüncelerimi okumuşçasına, "Dünya nüfusunun o andaki artışını gösteren ışıklı bir tablo vardır ya New York'ta" dedi, "Tarzan'ın borçları da aynı hızla artıyor..."

Allah muhafaza...

Konuşmalara heyecanla kulak kabartırken, beni tanımadıklarına iyice emin olduğum o iki büyük patrona hem kendimi tanıtmayı hem de 'Tarzan' diye söz ettikleri işadamının kimliğini öğrenmeye çalışmayı düşündüm... Böyle bir durumda hep "Ya, 'dinlediklerinizi lütfen yazmayınız' derlerse" korkum vardır; bu defa da o korku gâlip geldi...

Kimdir hâlâ tam bilmiyorum, ama anladığım kadarıyla 'Tarzan' zor durumda...
#Florida
#Ertuğrul Özkök
#Tarzan
23 yıl önce
Tarzan zor durumda...
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî