Şubat''ın son günlerinde Küba''da Raul Castro ağabeyi Fidel Castro''nun yerine devlet başkanı oldu…
2006''nın 31 Temmuz''unda ciddi sağlık sorunları yüzünden iktidarı geçici olarak kardeşine devreden “Commandante” Fidel…
Komünist Partisi''nin resmi gazetesi Granma''nın internet sitesinde 18 Şubat''ta yayınlanan açıklamasında görevine geri dönmeyeceğini bildirdiğinde…
49 yıllık Küba liderliğini noktalamış oluyordu…
1959''da “Sam Amca” destekli Bautista yönetimini devirerek Küba''da sosyalizmi ilan eden Castro uzun yıllar boyu “ABD''ye direnişin simgesi”ydi…
Castro Küba''sının SSCB''nin yanında ABD''ye karşı verdiği mücadelenin kimi kritik bölümlerini aslında “yanılsamalar tarihi” olarak okumak da mümkündür…
“İllüzyonun Parladığı Anlar”ın geçmişte Türkiye''yi de yakından ilgilendirmiş olan “derin enstantaneleri”ne seyahat etmekte fayda var…
Castro Küba''da devrim yaptığında Kennedy henüz ABD başkanı değildi…
''Amerikan Derin Devleti'' Castro''yu devirmekte kararlıydı: Eisenhower''ın başkanlığı döneminde ciddi biçimde hazırlıkları başlatılan devirme planlarını…
1960 Kasım''ında başkan seçildikten sonra 1961 Ocak''ında Oval Ofis''teki koltuğuna oturan JFK resmen kucağında bulmuştu!
İki ay sonra gerçekleştirilen başarısız “Domuzlar Körfezi” çıkarması Kennedy''nin yıpranmasına neden olurken, CIA''in başkanı yanılttığı ortaya çıkıyordu…
JFK''in çok farklı bir ABD Başkanı olduğu (bundan dolayı da öldürüldü) çok değil bir buçuk yıl sonraki Küba Füze Krizi hadisesinde anlaşılmıştı…
Edgar Hoover''ın yönettiği Amerikan Derin Devleti JFK''i “kızıllarla işbirliği içinde” göstererek hedef tahtasına oturturken; Kennedy, Ekim 1962''deki “13 Gün Krizi” esnasında iki kutuplu dünyanın nükleer savaştan son anda dönmesinde başrolü oynayacaktı…
Oradaki rolü artı bir yıl sonra Vietnam''dan çekilme kararı almış olması, JFK''in “kaleminin kırılmasına” yol açmıştı!
Fidel Castro, “hasmı JFK”in bir yandan doğallıkla kendisinin karşısında, ama aynı zamanda Amerikan Statükosu ile ona bağlı generallerin de karşısında yer aldığını, bunun da ne denli güç bir pozisyon olduğunun farkındaydı…
Castro, beş yıl önce -JFK filminin de yönetmeni- Oliver Stone''a verdiği otuz saatlik röportaj ekseninde hazırlanan ''Commandante'' belgeselinde Kennedy''nin konumunun hayli farklı ve pozitif olduğunu “münasip bir lisanla” itiraf ediyordu…
Fidel, belgeselde füze krizi esnasında SSCB''nin elinde adeta oyuncak haline geldiklerini anlatmaya çalışan cümleler kurmuştu…
Çok yüksekten uçan bir U-2 uçağı fırlatma rampalarının fotoğraflarını çekmiş; JFK bu bilgilerden 16 Ekim''de haberdar edildiğinde ise “13 Gün Krizi” başlamıştı…
Castro, hadiseden tam 44 yıl sonra kriz hakkındaki tarihi sırrı gün ışığına çıkarırken, ünlü yazar Ignacio Ramonet buna tanıklık edecekti:
Füze gerginliği zirveye çıktığında SSCB ABD''ye bir teklif yollamıştı, ancak teklifi Kremlin Castro''ya danışmamıştı!
SSCB, ABD''ye “Türkiye''deki Jüpiter füzelerini geri çekerseniz, biz de Küba''daki füzeleri geri çekeceğiz” demişti.
Castro''yu çıldırtan bu teklifi, Kennedy 28 Ekim günü kabul ediyor, Kremlin de adadaki füzelerden vazgeçiyordu…
Washington, 1944''ten beri “gizli iktidarı” sayesinde Ankara''yı yönettiği için; Füze Krizi''nin ne anlama geldiğinden yıllar boyunca Türk kamuoyunun haberi dahi olmadı!
1945 Yalta Zirvesi''nde, ABD ve SSCB dünyayı nüfuz bölgelerine ayrılırken; Türkiye''ye “ABD''nin ileri karakolu” pozisyonu biçilmişti…
Küba ise Castro iktidarıyla birlikte 1959''dan itibaren “SSCB''nin ABD''nin burnunun dibindeki ileri karakolu” konumuna geçmişti…
Yerküremiz 1962''de nükleer bir savaşın eşiğinden dönerken, Türkiye ABD Derin Devleti tarafından ateşe atıldığının farkında değildi…
Türkiye''ye “hiçbir kış” komünizm gelmedi: SSCB burnunun dibindeki Türkiye''nin aslında ABD demek olduğunu gayet iyi biliyordu!
SSCB dağıldıktan 15 yıl sonra, “Commandante Castro” kendisine yöneltilen “Küba''daki sosyalist süreç de yıkılabilir mi?” sorusuna şu cevabı veriyordu:
“Yankiler bu devrimci süreci yıkamazlar, çünkü ülkesinin yeniden Amerikan sömürgesi olmasına izin vermeyecek dü-zeye gelmiş bir halkı var, Küba''nın!”
