Devran, ABD-İsrail Tandemi''nin aleyhine dönmeye devam ediyor.
Akdeniz''den Karadeniz''e uzanan coğrafyada sıra dışı gelişmeler birbirini izliyor.
*
Beş adet Türk savaş gemisi…
10 Mayıs''ta Akdeniz ve Adriyatik''e açılmıştı.
Tıpkı, Amerikan 6. Filosu gibi!
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı''nın filosu, Cezayir ve Tunus''tan İspanya ile İtalya''ya kadar birçok ülkeye uğradı. Hafta başında da Mısır''ın İskenderiye limanına demirledi.
*
Türk donanması, Fransa''ya özellikle uğramadı.
"İsrail''in avukatı" Sarkozy''ye ince bir mesaj yolladı.
*
Bir süre önce, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu''nun bürokratlarına şu talimatı verdiğini hatırlıyoruz:
"Elçilik binalarını iyi seçin. Sarkozy gittiği her yerde kafasını kaldırdığı vakit, Türk bayrağını görsün!"
*
Türk gemilerinin "mobil görevle" Akdeniz''e açılması, "Cumhuriyet tarihinde bir ilk"ti.
Bu "görev" aslında ABD-İsrail hattına karşı bir hamle niteliği taşıyor.
***
Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy''nin sözcüsü David Martinon, İsrail ile Fransa arasındaki sıcak ilişkileri "Balayından da öte" diye nitelendiriyor!
Sarkozy bu durumdan çok mutlu ve gururlu imiş…
*
Suriye, İsrail ile barış görüşmelerinde Türkiye''nin arabulucu olmasını talep ederken; İsrail ısrarla Fransa''yı istemişti.
Fransa Cumhurbaşkanı, İran''ın nükleer programına karşı durulması konusunda İsrail''e tam destek veriyor.
Gazze''yi ablukaya almak üzere fırkateyn gönderen "İsrail''ci" Fransa; Gazze-Mısır sınırına çelik duvar inşa etme fikrinin de ortağı idi!
Zalim İsrail''in uluslar arası arenadaki avukatlığını üstlenmiş bulunan Sarkozy "Türkiye''nin Avrupa''da yeri yok" diyen bir cumhurbaşkanıdır.
*
Bu noktadan itibaren, Akdeniz''den Karadeniz''e doğru bir çıkalım…
Sarkozy''nin AB''de görmek istemediği, "imtiyazlı ortaklık" hikayesiyle savuşturmaya çalıştığı iki ülke Türkiye ve Ukrayna; "Karadeniz Savunma Anlaşması" yapmaya ve de "ekonomik entegrasyona" geçmeye hazırlanıyorlar!
Bu işbirliği, bir anlamda Fransa''ya da "Madem öyle, gel böyle" demiş oluyor.
*
Rusya''da yayınlanan haftalık Nahsa Versiya gazetesi son sayısında "Türkiye, Rusya ve Ukrayna''nın Karadeniz''de yeni bir ittifak kurmak üzere olduklarını" yazdı:
Böyle bir ittifak, Karadeniz''de arzuladığı hakimiyeti bir türlü kuramayan ABD''nin işini iyice zorlaştıracaktır.
*
Romanya ve Bulgaristan''la füze kalkanı anlaşması yapmış olan, ortak askeri tatbikatlar gerçekleştiren ABD''nin karşısında; Ukrayna ile anlaşarak Sivastopol deniz üssündeki varlığını yirmi beş yıl daha uzatan bir Rusya var. Türkiye ise Trabzon''u üçüncü büyük deniz üssü haline getirme kararı aldı. (Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ''un Trabzon limanındaki Oruç Reis Fırkateyni''nde 17 Aralık 2009''da düzenlediği basın toplantısını buraya not edelim.)
*
Diğer yandan, Trabzon''un İran için yeni bir ticaret kapısına dönüştürülmesi gündemde…
İran, Dubai üzerinden transit olarak gerçekleştirdiği 25 milyar dolar civarındaki ithalatının 5-6 milyar dolarlık bölümünü Trabzon''a çekmeyi planlıyor:
Türkiye için iyi, ABD için bir kötü haber daha!
*
Son yıllardaki kimi provokasyonlarla Trabzon''u "operasyona uğrayan şehir" haline getirip; Karadeniz''de egemenlik kurmak isteyenler kimlerdi?
ABD-İsrail ikilisinin "taşeronu" PKK''nın Karadeniz eylemlerini de bu resmin içine dahil edelim!
***
Şimdi, tekrar Akdeniz''e inelim ve İskenderun''daki
Deniz İkmal Üssü''ne 31 Mayıs''ta PKK''lı teröristlerce saldırı düzenlendiğini, altı şehit verdiğimizi hatırlayalım.
Yine 31 Mayıs''ta, Mavi Marmara gemisine baskın düzenleyen Terör Devleti İsrail, savunmasız-masum dokuz vatandaşımızı katletmişti.
Peki, Mayıs ayının ilk yarısında ne olmuştu?
10 Mayıs''ta beş savaş gemimiz Akdeniz''e açılmış…
Aynı gün, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Türk hava sahasını korumak ve Ortadoğu''nun güvenliğini sağlamak amacıyla İskenderun''un bir köyüne "füze rampası" kurmuştu. O füzeler ABD-İsrail ikilisine karşı yerleştirilmişlerdi.
*
ABD-İsrail tandemi, bütün kirli operasyonlarına rağmen bölgesel güç Türkiye''nin yolunu kesmeyi başaramayacak…
Devran, bu ikilinin aleyhine dönmeye devam ediyor.
