|
Matris

Eski başbakanlardan Nihat Erim otuz üç yıl önce bugün öldürülmüştü. Erim Suikastı, ''Gizli Devlet''in ''devrimci'' bayrak gösteren kontra örgütü Dev-Sol''a ihale edilmişti.

Amerikan Medyası, Erim''in ''sola karşı mücadele için ilan edilen sıkıyönetim döneminde'' yani 12 Mart Muhtırası''nın ardından başbakanlık yaptığına dikkat çekerken, aslında suikastın arka planına dair ince bir yönlendirme icra ediyor, ''karartma'' uyguluyordu!

Nihat Erim''in öldürülmesi, 12 Eylül''e ''davetiye çıkaran'' derin suikastlardan birisiydi. Darbeye iki aydan daha az bir süre vardı.

Erim, rejimin mutemet adamlarındandı. Buna rağmen, ABD-NATO''nun Türkiye''deki Gizli Devleti (Üst Yapı) kendisine bağlı bir eski başbakanı bile gözünü kırpmadan ortadan kaldırabilecek kadar acımasızdı. Üst Yapı''nın gizli anayasası hükmündeki Kırmızı Kitap''ta yer alan kimi maddeler hakkında çok yakın bir arkadaşına konuşmuş olması, Nihat Erim''in sonunu getirmişti!

MAOCULAR İÇİN NE DEMİŞTİ?

Erim''den sadece üç gün sonra 22 Temmuz 1980 günü, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler yine derin bir suikasta kurban gitmişti.

Türkiye koşar adım 12 Eylül''e götürülüyordu.

Bu yoldaki ilk büyük işaret fişeği, Taksim Meydanı''nda 1 Mayıs 1977''de ateşlenmişti. Kanlı 1 Mayıs''ta otuz altı kişi hayatını kaybetmişti.

Dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler… ''Saldırganlar CIA''in emrindeki Maocular ve faşistlerdir'' diyordu…

(Milliyet, 3 Mayıs 1977)

''Türkiye''deki Gladio''nun birbirine zıt kanatlarda inşa ve istihdam ettiği ''kontra'' çalışan örgütlere atıfta bulunmuş oluyordu!

*

26 Eylül 1990 tarihinde uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden MİT eski yöneticilerinden Hiram Abas, ''12 Eylül öncesinde Maocu bayrak gösteren'' sol liderlerden ''Batı'' Perinçek''in ''örtülü faaliyetleri'' için şu değerlendirmeyi yapıyordu:

''Hakiki organizatörü gizlemek ve gerektiğinde onun ilişkisini ve sorumluluğunu reddetmek amacıyla planlanan ve uygulanan operasyonlardır. (…)

Türkiye''deki misyonu, ''hızla gelişen ve Batı dünyası için tehlikeli hale gelen Sovyet yanlısı solu'' yeni bir doktrinle bölmek, parçalamak ve etkisiz hale getirmektir. (…)

Türkiye''de politik ve ekonomik istikrarsızlığı pompalayan faaliyetleri devam ettirerek…

Ülkenin güçlenip ''Organizatör''ün emelleri dışında tamamen bağımsız ve milli bir politika izlemesini engellemektir…''

*

Hiram Abas mı, Turgut Özal''a yakınlaştığı için Gizli Devlet''in hışmına uğramıştı. Sonuçta, Dev-Sol''a ''ihale edilmiş'' bir suikasta kurban gitmişti.

MASKELİ BALO

1980 öncesinde Maocu''ların lideri konumundaki ''Batı'' Perinçek, günümüzün en öndeki Ulusalcısı!

Ulusalcı kamuflajı, ''gayrı milli'' faaliyetlerini örtbas için ''gayet elverişli'' bir kıyafettir.

Perinçek''in Aydınlık gazetesinde 14 Temmuz''da (2013) ''afiyetle yiyelim diye'' atılan başlığı birlikte okuyoruz:

''Direniş, Türkiye''yi NATO''dan kurtarır''

Mısırlı ''Marksist'' iktisatçı Samir Amin, Aydınlık gazetesine Gezi direnişini yorumlarken ''Türkiye''deki hareket, NATO''dan çıkmayı sağlayabilir'' diyor!

Amin''in yazdığı kitaplar arasında ''Maoizmin Geleceği'' başlıklı olanı da var! Türkçesi mi, Aydınlık Grubu''na ait Kaynak Yayınları''ndan çıkmış…

*

Aydınlık gazetesinin ''gururla'' sunduğu bu ''özel'' röportaj…

Gezi eylemlerinin arkasındaki asıl güç odağının, bir başka söyleyişle ''Hakiki Organizatör''ün üzerini sıkıca örtmeye yarıyor!

Yani?

Gezi eylemlerindeki başat gruplar, ABD''den ve Batı''dan gelen peş peşe destek mesajlarıyla acayip motive oldular: ''Şapka'' düştü, ''kumpas'' göründü…

Sözde ''NATO''ya karşılar'' ha!

CNN International, DHKP-C''nin (Dev-Sol) öncülük ettiği eylemci grubun, Dolmabahçe''deki Başbakanlık ofisini basacağından pek ümitliydi:

Demek ki, CNN International da NATO''ya karşı ve dahi Varşova Paktı''nı destekliyor!

*

Gezi''ye çıkan Kalkışma Provası esnasında ''Batı'' Perinçek''in İşçi Partisi ve TGB''si ile ''Türkiye''deki Gladio''nun son dönemde yeniden uyandırılan kontra örgütü DHKP-C başı çektiler.

İşbu iki sol bayraklı grup, bir yandan da çözüm ve barış sürecini engellemek için çalışıyor!

UYANDIRMA SERVİSİ

Dünkü Milliyet''te Sabancı Suikastı''nın firarisi İsmail Akkol''un Yunanistan''dan Suriye''ye geçtiği yolunda bir haber yer alıyordu.

Akkol''un DHKP-C''nin Suriye''de yeniden açtığı kampa yerleştiğinden söz ediliyor…

Habere göre, ABD''nin Ankara Büyükelçiliği''ne yönelik 1 Şubat''taki saldırının ardından Amerikalılar Yunanistan''a baskı yapmış İsmail Akkol da Suriye''ye gitmek zorunda kalmış!

Bu tür yayınlar, DHKP-C gibi kontra örgütlerin ''ABD''ye karşı imiş gibi gösterilmesi'' numarasına hizmet ederler. İster istemez, ''İçerideki Gladio''nun yıllanmış örgütünü hem Türkiye''de hem de Suriye''de uyandıran Batılı Organizatör''ün üzerini sıkıca örtmüş olurlar!

11 yıl önce
Matris
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık