ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara ziyareti, Türkiye’nin beklentilerini karşılamaktan çok uzakta kaldı.
Sakın ola, kendimizi kandırmayalım…
Sarf edilen sözlerin içi boştur. Numaradan ibaret olan güvencelerin hiçbir inandırıcılığı, kıymeti yoktur.
Yalan söylemekten yorulmayan Washington, yeni bir oyalama taktiği deniyor.
Kurulacağı açıklanan “Ortak Mekanizma” onlar için ne anlama geliyor?
Sadece “top çevirerek” vakit kazanmak istiyorlar.
Böylece emirlerindeki YPG-PKK’lı teröristlerin bölgedeki konumlarını daha ziyade “tahkim etmek” niyetindeler…
TSK’nın başarıyla devam eden Afrin harekâtından sonra sıra Menbiç’e geleceği için; düşmanımız ABD’nin hazırlığı bu muhtemel operasyona mukavemet etmeye yöneliktir!
Kovboy Tillerson, “Menbiç’in müttefiklerimizin kontrolü altında olmasını istiyoruz” derken Türkiye’yi mi kast ediyor? Hayır! Ya? YPG/PKK’dan bahsediyor!
Haydut Devlet ABD, Türkiye’yi hedef alan kirli ve kanlı planlarından hiçbir zaman vazgeçmedi ki…
Peki ya Suriye’nin kuzeyinde “PKK devleti” kurma planından vazgeçtiler mi? Ondan da vazgeçmiyorlar…
Öyleyse, Ankara asla Washington’dan gelenlerin beyanlarına güvenmemeli, itibar etmemelidir. Kendi yolunda kararlılıkla devam etmelidir!
*
Pentagon, bölgedeki terörist ordusunu genişletme konusunda gayretli hazırlıklarını sürdürüyor…
ABD Savunma Bakanlığı; 2019 Bütçe Tasarısı’nda YPG-PKK için 550 milyon dolar ayırdı.
Bölgedeki teröristlerine bütçeden ayırdıkları para her geçen mali yıl artıyor. Silah sevkiyatı bütün hızıyla sürüyor.
Vaziyet böyleyken; Tillerson’ın yahut herhangi bir Amerikan kovboyunun hangi sözüne veya güvencesine itibar edilebilir ki?
Washington, başından beri kaç defa YPG/PKK’yı Menbiç’ten çekeceğine dair “söz!” verdi:
Sonrasında ne yaptılar? Oradaki teröristlerinin de sayısını artırdılar; daha fazla silah gönderdiler…
Hatta, Trump’ın Beyaz Saray’a gelişinden sonraki süreçte bu silah sevkiyatını ilan ederek yaptılar!
Tillerson, Türkiye ziyaretine başlamadan önce; “Biz YPG’ye hiçbir zaman ağır silah vermedik. Haliyle geri alınacak bir şey yok” diye hiç utanmadan konuştu!
Yalan dolan, kaypaklık, üçkâğıtçılık, sahtekârlık, kahpelik, kalleşlik; Amerikan devletinin hayat tarzıdır.
* O yüzden, geçeceksiniz bu işleri!
*
ABD ile stratejik yahut model ortaklık, müttefiklik veya dostluk laflarından da artık gına geldi…
Bu içi boş laflar, artık çöpe gitmelidir.
Mevcut durum, Yalan’dan Ortak’lıktır!
*
Bir de şu “Normalleşme” lakırdısı var…
Çavuşoğlu-Tillerson görüşmesinden sonra sürekli tekrarlanan cümle neydi:
“Türkiye ile ABD, kopma noktasına gelen ilişkileri normalleştirme kararı aldı…”
Washington’ın “normalleşme” denilen hadiseden anladığı, beklediği nedir?
* Ankara’yı oyuna getirmekten yahut aldatmaktan ibarettir. Kendi politikalarını, çıkarlarını dayatmaktır.
Neticede “yapabilirlerse” Zeytin Dalı harekâtının genişlemesini, devamını önlemektir!
Türkiye ise bu oyuna gelmeyecektir…
* Ok, yaydan çıkmıştır!
Afrin’den sonra Menbiç Harekâtı, sonrasında ise Irak sınırına kadar bölgenin Amerika’nın teröristleri YPG-PKK’dan temizlenmesi mecburi istikamettir.
Bu, aynı zamanda -ne demektir?
Sinsi, kirli ve de kanlı planlarından vazgeçmeyen Haydut ABD ile ilişkilerin “normalleşmesi” mi; aslında felaketle bir başka deyişle sürekli saldırıya uğramakla eş anlamlı bir hadise hale gelmiştir!
15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ’sünün eliyle Bağımsız Müslüman Türkiye’yi işgal etmeye kalkışan “model ortak/stratejik müttefik!” ABD’dir…
ABD bir haydut devlettir; asla “normal” değildir…
“YPG’yi PKK ile savaştırabiliriz!” şeklindeki “akla ziyan” cümleyi kurmuş bir Savunma Bakanı’na sahip ABD’nin “normal” olduğunu söylemek, nasıl mümkün olabilir ki!?
Aklımızla dalga geçen/aklımıza hakaret eden bu lakırdının esaslı karşılığını ise Mehmetçiğimiz –şu ana kadar yaptığı gibi- sahada verecektir!
Düzenbazlığın, madrabazlığın, yalancılığın “devlet politikası” olduğu ABD, ancak “güç”ten anlar!
FETÖ’lerini ve YPG/PKK’larını bütün hücreleriyle kollamaya, himayeye devam ediyorlar…
“Ortak Mekanizma”dan falan herhangi bir müspet gelişme yahut netice beklemek beyhudedir!
