Mehmetçiğin başarıyla devam eden Afrin Harekâtı, YPG/PKK’yı iyice bunalttı. Bunun üzerine terör örgütü Şam Rejimi’ne sığındı!
Suriye’nin resmi ajansı, “Esad’a bağlı kuvvetlerin Afrin’e gireceğini” açıkladı…
Reuters ajansı, “SDG/PKK’nın Şam Rejimi ile Afrin konusunda anlaşmaya vardığı” haberini geçti…
Aynı ajans, dün de “Hizbullah’ın, ‘Esad güçleri Halep tarafından Afrin’e giriyor’ şeklindeki iddiasını” duyurdu!
YPG/PKK teröristlerinin Afrin’in merkezindeki hâkimiyetinden “Şam Rejimi’nin lehine vazgeçeceğinin” işaretini vermesi bölgedeki kirli ittifaklara bir yenisinin eklendiğini gösteriyor.
Buna, arka planda zaten işlerliği olan mevzubahis sinsi ittifakın “güncellenmesi” olarak da bakabiliriz.
Bu mevzuda; Suriye’de yedi yıldır süren iç savaş döneminden örnekler verebileceğimiz gibi…
Oliver Stone’un yönettiği kimi belgesel filmlerde yaptığı gibi –araya “Beşşar’ın en az kendisi kadar zalim babası Hafız Esad’ın iktidar yıllarında, uzunca bir süre Teröristbaşı Öcalan’ın Şam’da nasıl konuşlandırıldığını yahut pamuklara sarıldığını gösteren” enstantaneler de yerleştirebiliriz!
*
Beşşar’ın askerlerinin Afrin’e girmesi durumunda bunun ağır sonuçlarının olacağı, Erdoğan tarafından “Zalim Esad’ın iplerini elinde tutan” Putin’e telefonda bildirildi: Putin’in “Böyle bir gelişme yaşanmayacağı” yolunda bir karşılık verdiğine ilişkin haberi dünkü Yeni Şafak’ın sürmanşetinde okumuşsunuzdur…
Peki ya, “böyle bir gelişme yaşanırsa” ne olur?
Bu gibi durumlarda, aynen şöyle diyoruz:
“Gelecekleri varsa, görecekleri de var!”
Zeytin Dalı Harekâtı, kararlılıkla devam edecektir.
Mehmetçiğimiz, teröristleri bozguna uğrattıkça…
Fevkalade bir başarıyla devam eden işbu harekâtı durdurabilmek için; malum düşmanlarımız yeni hileler, numaralar, düzenbazlıklar, şeytanlıklar üretiyor.
Eh…
Bu yeni kahpelikleri de onları kurtaramayacaktır!
*
YPG/PKK’lı teröristlerin Afrin’de “Şam Rejimi’ne sığındıklarına” dair haberler; bize, en başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bazı siyasilerin “Ankara, mutlaka Esad ile görüşmeli!” yollu çağrılarını hatırlattı!
Böyle bir hatırlatma ile “Kılıçdaroğlu’nun aslında kimlerin safında yer aldığına” dair manidar bir örnek daha vermiş oluyoruz…
2014’te “YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini” söylemiş olan; kısa bir süre önce de “Afrin’in merkezine girilmemeli!” diyerek YPG/PKK’lı teröristlere -dolaylı- koltuk çıkmış olan Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyoruz!
*
Şimdilerde “Ankara’nın Şam Rejimi ile yeniden masaya oturmasını” ısrarla talep edenler için yedi yıl öncesine gidelim:
Suriye meselesi, 2011 yılında patlak verdiğinde…
Ankara’nın Şam Rejimi ile aylarca görüştüğünü; ne var ki, Beşşar’ın ikna olmadığını -hiçbir müspet sonuç elde edilemediğini- epeyce bir süredir kimileri “ısrarla hatırlamak ve hatırlatmak” istemiyor!
Hürriyet’in dünkü nüshasında; Ertuğrul Ö. denilen Mister Bukalemun’un köşesinin hemen altında -dört sütuna yatay olarak- çalışılmış bir haber yer alıyordu:
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Amerikan Büyükelçiliği’nin önündeki caddenin adını “Zeytin Dalı Caddesi” olarak değiştirmesiyle alakalı bir haberdi, bu!
Elbette, Ertuğrul’un köşesinin altına taammüden yahut özellikle yerleştirilmiş değildi. Sadece, öylesine denk gelmişti…
Bununla birlikte, fevkalade manidar bir rastlantı olmuştu, doğrusu!
Zeytin Dalı Harekâtı’ndan önceki günlerde…
ABD’ye parsellediği köşesinden “Sınırdan bir adım öteye geçerseniz, dünya karşınıza dikilir!” diye babalanan Ertuğrul’du!
Kendisi, medyamızdaki “Suriye’de ne işimiz var?” korosunun şefidir…
Ertuğrul’un köşesinin yer aldığı “caddeye!” Zeytin Dalı Caddesi haberinin konulabilmesi için; öyle, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden karar çıkmasına falan gerek yok!
