Bugün müzikle dinleyici olmanın ötesinde hiçbir ilişkisi olmayan, müzikle bir geçmişi olmayan, bir enstrüman çalmayan, müziğin eğitimini almamış, müziğin dilini bilmeyen, bir hocanın rahle-i tedrisinden geçmemiş insanlar konferans veriyor, radyo programlarına katılıyor, gazete ve dergilerde müzikle ilgili yazılar veya kitaplar yazıyor, daha da kötüsü hocalık yapıyor.
Müzik, gerçekten çok ciddî bir iştir. İster icrâcı olun ister bir müzik araştırmacısı... işinizi iyi ve doğru yapmanız gerekir. Bunu başarabilmek için de iyi bir donanıma sahip olmanız şarttır. Müzik, diğer disiplinlere benzemez. Kitap okuyarak tarih, sosyoloji veya felsefe gibi alanlarda bilginizi genişletebilir, hatta zaman içinde derinleşebilirsiniz bile. Ama müzik, -eğer bir icrâcı olarak içinde bulunmamış ve müziği yaşamamışsanız- size kolay kolay derinleşme imkânı vermez. Müzikle ilgili yazılan kitapları okumak veya yayınlanan albümleri dinlemek suretiyle sadece yüzeysel bilginizi artırabilirsiniz o kadar. Bu şekilde elde edilen müzik bilgileri, hiçbir zaman için yeterli değildir. Hele kalkıp, edindiğiniz bu yarım bilgileri, bir yolunu bulup sağda solda birilerine -işin uzmanıymışsınız gibi- aktarmaya kalkışmanız edebe de aykırıdır, bu işlere yıllarını vermiş araştırmacılara da saygısızlıktır.