|
Bir tozu alınsa elmas parlamaya başlayacak!

Bir işadamı dostum geçenlerde e-posta adresime sosyal medyada dolaşan bir yazı gönderdi.

Altında V. Nafiz Aksu imzalı yazı çok hoşuna gitmiş benimle de paylaşmak istemiş.

Yazının hatırı için ben de sizinle paylaşayım;

Gelecek bilimcisi Magnus Lindkvist''in, ''Trend Avcısı'' adlı kitabından kısa bir bölüm aktaracağım size.

Bir süre önce Stockholm''ün banliyölerinden birinde yaptığım bir yürüyüşte bir ağaca raptiyelenmiş küçük bir notla karşılaştım.

Üzerinde ''Kayıp eldivenler bulundu. Size aitse lütfen şu numarayı arayın'' yazıyordu ve aşağısına bir isim ve telefon numarası eklenmişti.

Birisi bir çift eldiven bulmuş, eve gitmiş, oturup bir kâğıda bu notu yazmış, onu plastik bir dosyaya koymuş, sonra eldivenleri bulduğu yere geri dönmüş, evden beraberinde getirdiği bir raptiyeyle onu yakındaki bir ağaca yapıştırma zahmetine girmişti.

Bir parkta olduğumuz için en yakın ev en iyi ihtimalle beş dakika uzaklıktaydı. İlan sahibinin buraya en yakın evde oturduğunu varsayarak, tamamen yabancı birine yardım etmek için en az yarım saatini harcadığını hesapladım.

Uzak diyarlardaki bu asil adamın ruhunu kendime çok yakın buldum. Gıyaben ona ısındım. ''Böyle evlatlar yetiştiren bir baba olmayı'' kim istemez diye geçirdim içimden.

Gözümü kitap sayfasından ayırıp bizim topluma çevirdim, usulca. ''Ağaca raptiyelenmiş kayıp eldiven ilanı'' gibi muhteşem manzaralar çıkmadı hemen karşıma.

Yaşlıya dolmuşta yer vermeyen, otobüs kuyruğunda hakka riayet etmeden en öne süzülen…

Trafik ışıklarında kurala uyanları arkadan kornayla taciz eden…

Camide bile kardeşinin hukukunu gözetmeyen…

Ramazanda bile pide, güveç kuyruklarını öfke nöbetleriyle kirleten yaratıklar. Sözünde durmayan, kazıkçı, yeminci, hileci esnaf…

Bire alıp ona satan tamahkâr tüccar…

Kaytarmacı, rüşvetçi memur…

Kul hakkı gaspçıları, ağızlarından yemin düşmeyen laf müminleri, yalancı şahitler…

Üstüme şeytan vesvesesi gibi üşüşen kara kuraları defedince hatırıma sosyal medyada yayımladığım yazı geldi. Hemen kalkıp buldum, kopyalayıp yapıştırdım buraya…

İçime ferahlık geldi.

İşte o yazı:

Evde tesisat arızası meydana geldi, böyle durumlarda çağırdığımız ustadan randevu aldım, ama saatinde gelmedi bir de araya pazar girince işler hepten sarpa sardı.

Pazartesi günü hiç tanımadığım bir başkasını çağırdım. Adamcağız iki saat uğraştı, kan ter içinde kaldı. İşi bittikten sonra; ''Borcum ne kadar'' diye sordum. ''Gönlünden ne koparsa'' dedi.

Gönlümden kopan miktarı uzattım.

''Bu fazla'' dedi. Sonra parayı bozdu, çok makul bir miktarını aldı, kalanını iade ederek helallik isteyip gitti.

Peşinden bakakaldım. İçimde bir huzur rüzgârı esti, tüm benliğime yayıldı. Düşündüm.

Bu yiğit Anadolu Çocuğu okuma fırsatı bulup ünlü bir cerrah olsaydı, canını neşterine emanet eden garibana aynı tok gözlülüğü gösterirdi.

Muayenehane hekimi olsa, kendisine uzatılan paraya şöyle bir bakıp, hak ettiğinin üzerinde ise ''bu fazla'' deyip iade ederdi.

Üst düzey yönetici olsa ihale avcılarına kök söktürür, belediye başkanı olsa kat üstüne kat, yat üstüne yat işlerine burun kıvırırdı.

Müteahhit olsa "aman demir eksik olmasın, aman çimentoyu biraz daha katın" diye titizlenip dururdu.

Bu milleti cihanın efendisi yapan üstün karakteri hala dimdik ayakta. Paslansa da, kirlense de, islense de bu gerçek değişmez...

Şöyle bir tozu alınsa elmas parlamaya başlayacak!

Gönüllüler, bir deniz yıldızı daha kurtardı

Hiçbir kuruma bağlı olmadan yurtiçi ve yurtdışında sosyal yardımlaşma faaliyetlerinde bulunan 42 kişilik Gönüllülerin 12. Nijer seyahatinde yeni bir yaşam öyküsü gün ışığına çıktı. 16 yaşındaki Amedu Ousmane, 3 saat boyunca yürüyerek Aguie''ye ulaştı. Amedu, katarakt hastası olarak iki gözüne birden yapılan başarılı

ameliyat sonrasında ilk kez insanları gördü. İlk gördüğü insan ise babası oldu.

Gönüllüler Başkanı İbrahim Ceylan, birçok derneğin bir araya gelerek gerçekleştirdikleri bu operasyonların bölge insanı için hayati önem taşıdığını vurguladı. Gönüllü ekip (bugün) 15 Temmuzda yurda dönüyor.

Günün sözü
Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiçbir zaman eşit değildirler.
Konfüçyus
12 yıl önce
Bir tozu alınsa elmas parlamaya başlayacak!
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî