|
Efendim, ekonominin şartları vs vs.

Eskiden böyle bir şey yoktu. Muhafazakar kesime deniz ve havuz keyfi yaşatmak, 5 yıldızlı sofralarda yedirerek gözü doyurmayı hedefleyen alternatif tatilcilerin, son 8 yıldan beri işleri iyi giderken yaz aylarına gelen oruç mevsimi, işleri sekteye uğrattı.

Onlarda oteli doldurmak için farklı bir pazarlama politikası geliştirdiler.

"Ramazan''da tatil yapılır" anlayışını hakim kılmaya çalışıyorlar.

Kimileri, ağzı laf yapan ünlü hatipleri getirip vaaz verdiriyor.

Kimileri de eğlenceli Ramazan geceleri düzenliyor.

Bu tür ibadetlerin tatilde eğlenme hizmeti veren işletmelerde müşteri çekme aracı olarak kullanılması beni rahatsız ediyor.

"Adamın parası var, ibadetini ister 5 yıldızlı otellerde, isterse evinde yapar" deniyorsa, ona da söylenecek bir şey yok.

Son yıllarda muhafazakarların nasıl "Homo ekonomikus''a" dönüştüğünü gördükten sonra buna şaşırmak anlamsız olur.

Abdestli kapitalizmin 5 yıldızlı versiyonu da dönüşümün bir parçası zaten.

*

Yine de bizi kapitalist sistemin birçok kötülüğünden kurtaran fakirliğimize şükretmek lazım.

MasterCard tarafından yaptırılan ve Yöntem Araştırma Şirketi''nce gerçekleştirilen MasterIndex araştırmasına göre, Türk halkının yüzde 83''ü bayramı evde geçirecek ve akrabalarını ziyaret edecekmiş.

Yurdum insanının iyi ki fazla parası yok.

Yoksa her biri aile ve memleketi yerinde bırakıp doğru 5 yıldızlı bayram tatiline gidecek.

*

Gerçi şimdi sistem onu da çözmüş durumda.

Para yok diye kapitalizmin nimetlerinden faydalanamadığında hemen başucunda biten bankalar vatandaşın cebini parayla dolduruveriyorlar.

Öyle para yok diye kenara çekilmek yok.

Tüketeceksin kardeş.

Paran yoksa kumbaran var, yani bankalar ne güne duruyor.

Tam da böyle zamanlar için kurulmuş bir para zembereği.

*

Bayram kredileri reklamlarda, tanıtım ve broşürlerde belirtildiği gibi düşük faizli de değil.

Örneğin bir banka, 0,39 faizle 12 ay vadeyle 5 bin lira seçeneğiyle kredi veriyor.

350 lira masraf, 415 lira sigorta ve verginin verildiği kredinin aylık maliyeti 1,85''e ulaşıyor.

Ayda 429,45 lira taksitle geriye toplam 5 bin 153 lira ödeniyor.

Masraflar çıkıldığında eline 4 bin 235 lira geçen bir vatandaş, bankaya fazladan 918 lira ödemiş oluyor.

*

Tüketici dernekleri,"5 günlük ağalık için 5 yılık köleliği" tercih etmeyin." Diyerek uyarılarını yapıyorlar.

Ama kim uyuyor?

Bu uyarıları dikkate almayanların bankalara olan borcu 200 milyar lirayı geçti.

1 milyon 200 bin kişinin kredi kartı borcundan dolayı Merkez Bankasının kara listesinde.

900 bin kişi de ihtiyaç kredisinden dolayı kara listeye girmiş.

Avrupa''da bankalar batarken Türkiye''de bankacılığın neden altın çağını yaşadığı belli.

*

Israrla her yıl bu bayrama Şeker Bayramı diyen inatçı kesimden bu yıl pek ses çıkmadı.

Sanki Bayramın adının Ramazan olduğunu kabullenmişler gibi bir izlenim edindim.

Bu "tatlı" değişim sevindirdi.

Herkesin Ramazan bayramını şimdiden kutlarım.

Her şey seninle başlar
Çaresizlik öğrenilmiştir.

Başarılı olmak da öğrenilebilir.

Sende sandığından fazlası var!

Gelebileceğin en iyi yerde değilsin.

Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır.

Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur.

Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren!

Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık.

Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var.

Her şey seninle başlar!

Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın.

Hayatta ya tozu dumana katarsın,

Ya da tozu dumanı yutarsın.

Seçim senin!

(Her şey seninle başlar adlı kitaptan)
Alışkanlıklar bırakılmazlarsa, zamanla ihtiyaç haline gelirler.

St. Augustine
13 سال واپس
Efendim, ekonominin şartları vs vs.
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’
Bir sen bir ben bir de aile
Deprem gerçeği, ekonomi güvenliği ve TOBB Genel Kurulu’ndan yansıyanlar