|
Rekabet mi dayanışma mı

İş dünyasında, mesleklerin insanlar üzerindeki psikolojik etkisinin ne kadar büyük olduğu yeni yeni anlaşılıyor.

Küreselleşen ekonomik hayatta rekabet, insanoğlunu zamanla acımasız bir robota dönüştürebiliyor.

Ekonominin acımasız çarklarından başını çekip tekrar insani özelliklerini hatırlatmak için bugün ne yapıldığını bilmiyorum ama Osmanlı da bunun bir sorun olduğu ve bu sorunun çözümünün de bulunduğunu biliyorum.

Osmanlı döneminde ordunun önünde giden tokatçılar denen bir bölük vardı.

Bu bölüğe fiziği güçlü gençler seçilir ve bu gençler yaz aylarını mermer ocaklarında mermer tokatlayarak, kış aylarını tarikatlara ait dergahlarda geçirirlerdi.

Yazın vücutlarını sertleştirirler, kışın ise kalplerini yumuşatırlardı.

Daha sonra da savaşlarda en ön saflarda düşmana tokatla girerek onların manevi dirençlerini kırarlardı

Şimdi rekabet sadece iş dünyasında değil her alana yayıldı.

İlkokullardan başlayarak çocuklara sürekli arkadaşını geçmesi öğütleniyor.

Ve bu rekabet övülüyor.

Herkes başarıya odaklanmış.

Başarıya giden her yol da mubah!

Bugün dünyada en çok kullanılan ilaçların depresyon ilaçları olduğu düşünüldüğünde farkında bile olmadığımız bu sorunun ne kadar ciddi bir sorun olduğu ortaya çıkıyor.

*

Fatih Sultan Mehmet"in İstanbul"da esnafı ziyaret ederken esnafın müşteriyi nasıl siftah için birbirlerine gönderdiğini anlatınca Alman bilim adamı konferans sonunda bizim tarihçiyi yakalamış ve aynen şöyle söylemiş;

-Sizin neden geri kaldığınızı şimdi çözdüm.

-Neden geri kalmışız demiş bizim tarihçi.

-Alman bilim adamı cevaplamış;

-Osmanlı"da rekabet yok, dolayısıyla yarış da yok, o yüzden geri kaldınız.

*

Yeni yıla girerken herkese acımasız rekabetten uzak, yardımlaşma ve iç huzurun yeniden hatırlanacağı bir yıl geçirmesini dilerken sözlerimi güzel bir hikayeyle bitirmek istiyorum;

Okuma ve öğrenme zorluğu çeken Shay ve babası bir gün parkta çocukların baseball oynadıklarını gördüler.

Shay sordu, "Acaba oynamama izin verirler mi?"

Shay"in babası çocukların istemeyeceklerini biliyordu ama yinede oynayan çocuklardan birine Shay"in oynayıp oynayamayacağını sordu.

Çocuk, bir babaya baktı bir de özürlü Şhay"a sonra; "Son turda alırım" dedi.

Shay büyük sevinçle takımın yanına gitti ve takım t-shirtini giydi.

Babası gözünde yaşla onu izliyordu.

Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın ne kadar mutluluğunu gördüler.

Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

Topa vurma sırası Shay"e gelmişti.

Çocuklar Shay"in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini göze alarak sopayı ona verdiler.

Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyordu.

Ama Shay sahaya çıktığında rakip takımdaki top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay"e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay"e doğru fırlattı.

İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı.

Atıcı tekrar topu yine yumuşak bir şekilde Shay"e doğru attı.

Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.

Oyun şimdi bitecekti.

Atıcı topu yerden aldı Shay"i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.

Ama öyle yapmadı, topu aldı ve takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.

Tribünlerdeki herkes ve iki takım oyuncuları da bağırmaya başladılar, "Shay, koş koş!"

Shay koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.

"O gün", dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek, "iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar".

Shay, bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.

Bir sonraki yaza yetişemedi, o kış öldü.

Bilgin bir adam bir zamanlar demiş ki: Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.
٪d سنوات قبل
Rekabet mi dayanışma mı
Kara dinlilerle milletin savaşı
Yeni anayasa yeni evre
Bağ üstünden bostan bağışlamak
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...