|
"Cevap ver Santiago..."

Bir kişinin kimliği belirlenemedi...

35 yaşlarındaydı.

Erkekti...

Haftalarca tanıyanı çıkmadı...

Kimsesizler mezarlığına gömüldü.

Sadece bir ay sonra genel seçimler yapılacaktı ve ya seçimleri önleyecek bir darbenin ya solun yükselişte olduğu dönemde seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik kanlı bir oyunun kurbanı oldu morgda yan yana yatan 34 insan...

11 yaşındaki Ramazan Sarı... ilkokulu hiç bitiremedi...

18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Jale Yeşilnil üniversiteye gidemeyecekti.

Ali Sıdal, 18''indeki işçi işine;

19''undaki ilkokul öğretmeni Sibel Açıkalın, Kabataş Ticaret Lisesi oğretmeni Kenan Çıtak, Bakırköy Sultanmurat İlkokulu öğretmeni Ömer Narman, Mehmet Elmas, Yeşilköy Ticaret Lisesi matematik öğretmeni Ahmet Gözükara, Bayram Çıtak, Hikmet Özkürkçü öğrencilerine kavuşamayacaktı...

Yabancı Diller Yüksek Okulu öğrencisi Nazan Ünaldı hayal ettiği yabancı ülkelere gidemeyecekti...

Ankara Numune Hastanesi hemşiresi Leyla Altıparmak da Haydarpaşa Göğüs Cerrahisi Hastanesi hemşiresi Kadriye Duman da bir daha hastalarına dönemedi.

Artık onların kaburgaları kırıktı, nefes alamıyorlardı...

Üniversite öğrencileri Ercüment Gürkut, Niyazi Darı, Hacer İpek Saman da okullarına, ailelerine, umutlarına veda etti...

Mahmut Atilla Özbelen, Hüseyın Kırkın, Nazım Arı, Kahraman Alsancak, Ziya Bakı, Hasan Yıldırım, Mürtezim Örtülü, Rasim Elmas, Bayram Eyi, Garabet Akyan işçi bayramında hayatını kaybeden işçiler oldular...

Seyyar satıcı Diran Negiz ile Hamdi Toka; tezgahtar Kadir Balcı; memur Meral Cebren Özkul; müstahdem Aleksandros Konteas ile Taksim Belediye Gazinosu''nun gece bekçisi 62 yaşındaki Mehmet Genç de morgun soğuğunda artık hiç üşümüyordu...

...

1 Mayıs 1977''deki kutlamalara kan bulaştığında saat 19.30 civarındaki polis telsizlerindeki konuşmalar içinde saat hem Intercontinental Oteli hem Sular İdaresi''nden bahsediliyordu. Sular İdaresi üzerinde yakalananlar bile olmuştu hatta.

...

Olaya el koyan savcılık, iddianamede, ''Taksim alanında yaratılan ve kısa sürede kıyıma dönüşüp alanı bir kan denizine çeviren kararlı saldırı ve terör hareketi'' olarak tanımladı yaşananları.

On dakikadan az sürse de sekizi kadın yirmi altısı erken otuz dört ölü ve yüz yirmi altı yaralı bırakmıştı geride bu ''hareket''.

Savcılık, olayları başlatan ateşin açılma zamanının da özel olarak seçildiğini düşünüyordu. Kaçış yollarına hakim noktalardan açılan ateşle kitle ters yöne yönlendirilmiş, paniği artıracak torpil gibi maddeler atılmıştı kalabalıkların üzerine.

Kazancı Yokuşu''na yönelen kitleye koştukları yönden ateş açıldığında da arkadan gelen daha büyük kalabalık tarafından ezildi onlarca insan. Ölümlerin yirmi beşi burada, ezilerek gerçekleşti...

Kim planlamışsa bu şeytani operasyonu, başarmıştı işte...

İki binden fazla kurşun sıkıldığı halde insanların kurşun yarasıyla sadece beşi ölmüş otuz ikisi yaralanmıştı. Savcılığa göre bu da ''kitle üzerinde korku ve yılgınlık oluşturma amacının bir başka göstergesi'' idi.

Panzerin halkın arasına girmesi ve polisin kullandığı ses ve gaz bombaları da paniği büyüten etkenlerdendi.

Olaylarla ilgili beş yüz yirmi kişi gözaltına alındı. Açılan davada doksan sekiz kişi sebebiyet vermekten yargılanacaktı.

Savcılık, bu ''kıyımla ilgili olarak sanıkların çok azı yargı önüne çıkarıldı. 1 Mayıs 1977''nin, bu büyük ve kanlı facianın tertipçisi , uygulayıcısı, yurt ve insanlık düşmanı olan bu asli failler er geç tespit edilecek ve tarihin ve şaşmaz adaletin önüne çıkarılıp hüküm giyeceklerdir'' diyordu.

Oysa, doksan sekiz kişinin tamamı beraat etti.

...

Aradan 37 yıl geçti.

Ne 1 Mayıs 77 aydınlandı ne failler yakalandı.

İntercontinental Oteli''nde o gün kimler vardı, bu bile bilinmiyor.

''Şili nere, Türkiye nere'' değil mi?

Öyle ama ne ilginçtir, o gün polis telsizlerinde kullanılan dört koddan birinin Santiago olmasının sebebi dahi hâlâ meçhul... bir açıklaması yapılmadı bugüne kadar.

...

Yukarıdaki cümlelerin bir kısmını Zorlu Yıllar isimli belgesel serisinin ilk bölümü için yazmıştım. Aradan geçen sürede değişen bir şey olmadı. Hâlâ kapkaranlık o 1 Mayıs.

...

Bugünden bütün emekçilerin bayramını kutlarım ve dilerim ki bir daha belgesellere konu olacak bu ve benzeri kanlı olayları asla yaşamayız.

10 yıl önce
"Cevap ver Santiago..."
Zalımın kızı
-Hac -İmama uymak -BES’te altın fonu
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!