|
Fidan"a bakmaktan ormanı görememek...

Mossad''ın tepe yöneticiliğine Tamir Pardo''un atanması Türkiye''yi rahatsız etti.

Milli Savunma Bakanı, ''Pardo''nun geçmişte ordu operasyonlarına özel hizmet vermiş birisi olması Ortadoğu için tedirgin edici'' açıklamasını yaptı.

Adının açıklanmasını istemeyen Türk Dışişleri üst düzey yetkilisi, ''Mavi Marmara olayının sıcaklığı dururken Pardo''nun atanması kaygılarımızı artırıyor'' dedi.

Açıklamalar üzerine MİT, Emniyet ve Genelkurmay istihbaratlarına yakın kaynaklar da rahatsızlıklarını gazeteler aracılığıyla sızdırdığı yorumlarda belli etti.

Özellikle askeri istihbaratın kilit isimleri Katalan kökenli Pardo''nun ayrılıkçı Kürt hareketini destekleme eğilimlerinin ciddi bir tehdit olduğunu vurguluyor.

Tam bu süreçte İsrail''in Yunanistan''la yakın askeri ilişkileri Vaşington''dan da tepki gördü.

Önemli Amerikan gazeteleri Yunanistan''a 100 milyon dolarlık F-4 ve F-16 uçaklarında kullanılan İsrail yapımı SPICE bomba güdüm sistemleri satılıyor olmasını yerden yere vurdu. Sistemin NATO''yla uyumsuzluğu ayrı bir başlık olarak kutularda uzman görüşüyle yerini aldı.

Tam bu sırada Türk Dışişleri Bakanı, Pardo''nun gençliğinde aldığı Kabala eğitiminin bölge geleceğini belirsizliklere sürüklemekte en önemli mesele olduğunun altını çizdi.

Amerikan derin devletine yakın gazete ve sitelerde Pardo''nun İsrail''in 1967 sınırlarına çekilmesini önlemek için bölgedeki bazı radikal gruplarla teması olduğu ve onları terör eylemleri için yönlendirdiği yazılmaya başlandı.

Bunlar yaşanırken İsrail medyası da üçe bölünmüş görünüyordu.

Bir kısmı saldırıların Pardo''ya yapılıyor görünmesine rağmen asıl amacın ülkenin bölgedeki etkinliği ve politikaları olduğunu savundu.

Bir kısmı ise Pardo''nun ve ilgili bakanların dolayısıyla hükümetin bunu hak ettiğini ima etti.

Hiç küçümsenmeyecek büyüklükte bir üçüncü grup ise bu konuya hiç değinmemeyi tercih ederken, Türkiye kadar aslında daha da fazla İran''ın tehlikeli bir ülke olduğunu; bu ikisinin ittifakının ise İsrail için ölümcül olduğu tezini haber ve yorumlarıyla işlemeye devam etti.

Hâlâ da ediyor...

...

Farkındasınız, yukarıdaki bölüm tamamen kurmaca.

Böyle bir şey yok.

Olsaydı da çok şaşardınız eminim. Daha okurken bile inanmaz gözlerle takip ettiniz satırları.

İyi ama, yazıyı tersine çevirdiğimizde, İsrail yerine Türkiye ve Tamir Pardo yerine Hakan Fidan yazınca yazı birden bire hayal mahsulü olmaktan çıkıyor ve gerçeğin ta kendisine dönüşüyor.

O zaman niye şaşırmıyoruz?

İsrail''de Mossad şefi aleyhine onlarca yazı ve hatta manşet atılabileceği inanılmazken Türkiye''de bazılarının neredeyse artık sadece buradan ''ekmek yemesi'' tuhaf olmuyor?

Başında ''millî'' yazan bir kurumun uğradığı gayrı millî saldırılara neden ya destek olabilen ya sessiz kalabilen ciddi bir aydın, gazeteci, akademisyen grubumuz var?

Mesele ne MİT''i savunmak ne Fidan''ı...

Geçmişte kendi ülkesine ve milletine karşı ağır problemli ve hatta zaman zaman suçlu bir konumda bulunmuş bir teşkilattan bahsediyoruz çünkü.

Ama bugün yaşanan tartışma ve saldırıya karşı çıkmak, saldıranların yanında olmamak başka bir şey.

Çünkü bu saldırıların arkasında MİT''in geçmiş ''günahları'' değil son dönemde işlediği ''sevapları'' var.

Amerikan neoconlarıyla İsrail işbirliğinde pişirilen yeniden ''günaha çağrı''ların karşısında yer almak ya da almamak mesele.

En berbat olanı sizin üst düzey bürokratınız hakkında utanmazca bir ölüm tehdidinin bile dillendirilmiş olması bu hay huy içinde.

Şimdi, yeni bir hamle bekliyorum bütün o malum medyadan: Genelkurmay Başkanı Necdet Özel''den de aslında ne kadar rahatsız olduklarını önce internet sitelerinde sonra marjinal ardından ana akım gazetelerde seslendirmeye başlasınlar.

Değil mi ki o da darbe girişimleriyle ilgili yargılamalara yönelik hem insanî duygularını hem kurumsal hassasiyetlerini elden bırakmadan ''...geçmişte kalmadan ''Herşey Türkiye için'' diyerek geleceğimize ait planları huzurumuzu, beraberliğimizi koruyarak gerçekleştirmeliyiz'' dedi...

...

Yazının başlığı ise sesi gelen helikopterden.

Malûm, Kanal 24 Ankara temsilciliği ODTÜ''ye yakın bir yerde.

Üniversiteden geçecek yol meselesi ben bu yazıyı yazarken öğrencilerin fidan dikme eylemiyle yeni bir boyuta taşınmıştı.

İnsan ister istemez düşünüyor; ''Amaç Akdeniz, Afrika ve Ortadoğu''da bunca önemli gelişmeler yaşanırken bizi tek tek fidanlarla uğraşır, boğuşur, birbirimizle itişir halde tutmak mı zaten'' diye?

11 yıl önce
Fidan"a bakmaktan ormanı görememek...
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu