|
Siber-alem, Tanrı ve Televizyon

Bugünkü yazıda, çağımızın en cins düşünürlerinden Paul Virilio ile yapılan bir röportajdan çarpıcı alıntılar yapacağım. Virilio ile yapılan konuşmanın tam metni, gerek içerik, gerekse biçim açısından yepyeni bir atılım yapmaya, her tarafı karabasan havasının sardığı bir ortamda yeni bir heyecan, hareketlenme ve birikim üretmeye hazırlanan Umran dergisinin Nisan sayısında yayımlanacak. Dergi şu an baskıya verilmiş durumda. Birkaç gün içinde piyasada olacak.

Virilio, çağımızı en iyi anlayan ve anlamlandıran, geleceği de en iyi okuyan düşünürlerden biri. Virilio, konuşmasında televizyon ve siberalem''le birlikte üretilen gerçekliğin insanlık tarihinin en büyük "kaza"larından biri olduğunu belirtiyor. Ayrıca Virilio, fizik gerçekliğin, sanal gerçeklik tarafından problemleştirilmesinin, pozitivizmin, dolayısıyla sekülerliğin iflasına, Tanrı''nın ve aşkın olan''ın yeniden keşfine imkan tanıyacağını söylüyor. Siberalemle birlikte yaşanan gelişmelerin hem ürkütücü, hem de umutlandırıcı sonuçlarına ilişkin çarpıcı gözlemlerin yer aldığı Virilio''nun konuşmasından tadımlık bir bölüm sunuyorum burada:

"Artık bizim bildiğimiz kaza fenomeninin doğası büsbütün değişmekte, değişime uğramaktadır. Artık kaza, fiziksel olarak vuku bulmamakta; elektronik olarak, ışınlar veya imgeler aracılığıyla ya da tastamam imgelerde vuku bulmaktadır. Siberalem, tastamam bir ışık-gösterisidir. Dolayısıyla kaza, maddede değil, ışıkta veya imgelerde (sanal olarak üretilen imajlarda) üretilmekte veya meydana gelmektedir. Sanal ("görsel") imge üretimi, yeni bir kaza biçimidir..."

"İşte bu, sanal gerçekliğin, neden kozmik bir kaza olduğunu çok iyi açıklamaktadır. Sanal gerçeklik, fiziksel gerçekliğin kazaya uğramasıdır. Burada söylediklerimi daha iyi açıklayacak fenomen, sibersex fenomenidir: Sibersex, tam bir kazadır. Cinsel gerçekliğin kazaya maruz kalması ve fiziksel cinsel ilişkinin iptal edilmesi durumudur... Sibersex, tam bir dram''dır: İnsanın parçalanmasıdır. İnsanın, artık, uzaktan (kumanda ile) sex yapan bir hayalete dönüşmesidir. Bu, gerçekten ürkütücü bir şey..."

"...Sanal teknolojiler, sanal gerçekliği, fiziksel gerçeklikten daha güçlü bir konuma ve duruma getirmeye çalışıyorlar. İşte gerçek kaza bu. Sanal gerçekliğin fiziksel gerçeklikten daha güçlü bir konuma ulaştığı an, büyük kaza anı''dır. İnsanlık, bugüne dek böylesine olağanüstü bir kazayı tecrübe etmemişti."

"Soru: Peki tüm bunlar karşısında ne tür şeyler hissediyorsunuz? Korkuyor musunuz?"

"Virilio: Belki. Biraz. Ama bu korkuyu yeneceğimi hissediyorum... Aslında, yeni bir dram ile karşı karşıyayız. Sanat bir dramdır. Sanatla kurulan ilişki, aynı zamanda ölümle kurulan ilişkiye benzer. Yaratmak, ancak yıkmak mümkün olduğu için mümkündür. Yaratma, yıkma''ya karşıdır; o yüzden varolabilmekte, mümkün olmaktadır. Dolayısıyla, ölümü doğumdan, yıkma''yı yaratma''dan, kötüyü iyiden ayıramaz, ayrı düşünemez, tahayyül edemezsiniz. Bu nedenle, her tür sanat, doğumla ölüm arasındaki uç''ta duran bir dram biçimidir."

Soru: Peki, bu durumda, bedenin aşkınlığından sözetmek mümkün mü, öyleyse?

Virilio: Bunu söylemek biraz zor tabii. Her şeyden önce, burada sözkonusu olan şey, yalnızca bizzat bedenin kendisi değil, aynı zamanda bedenin varolduğu çevre''dir, iklimdir, ortamdır. Aşkınlık kavramı, bu kadar basit bir kavram değildir; biraz karmaşık bir kavramdır. Ama bu yeni teknolojide, kutsal (divine) bir şeylerin olduğu doğrudur. Aslında siberalem konusunda yapılan araştırmalar, Tanrı''yı arama çabalarıdır. Bazıları bunu, insanın kendisini Tanrılaştırma, Tanrı olma çabası olarak da görebilirler. Ama bunun, bir tür Tanrı''yı arama çabası olduğu kesin. Yani aynı anda, hem burada (fizik dünyada) hem de orada (sanal dünyada) olma çabası...Siberalem, bir tür Tanrı gibi hareket ediyor ve her şeyi gören ve işiten bir Tanrı fikri(nin nasıl bir şey olduğu) ile uğraşıyor."

"Soru: Peki bu fiziksel gerçekliğin bir şekilde ortadan kaldırılması insanları nasıl etkileyecek?

Virilio: Her ne suretle olursa olsun, son kertede, gerçekliğin yara almasından tüm insanlık yara alacak. Bu, delilikle özdeş bir durum. Deliren kişi, gerçeklikle ilişkisinin bozulmasından, kopmasından ötürü hasarlı bir kişidir... Burada aynı anda hem ürkütücü hem de sevindirici; hem pis, hem de güzel (sonuçları olacak) olan yepyeni, karmaşık bir durumla karşı karşıyayız..."

23 yıl önce
Siber-alem, Tanrı ve Televizyon
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si...
Meselemiz “hesapsızlık”
Amerikan sponsorluğunda İsrail-Suudi normalleşmesi
Faz-2: Washington’un bölme operasyonuna Ankara yanıtı
İsmailağa’ya değil, Türkiye’ye operasyon