|

TÜRGEV bahane hedef Erdoğan

17-25 Aralık paralel kalkışmasının çok planlı bir çalışma olduğu net bir şekilde ortaya çıktı. Biribiriyle ilgisi olmayan üç soruşturmanın aynı güne denk getirilmesi ve Erdoğan’ı çocukları üzerinden vurmayı hedefleyen TÜRGEV komplosu, çetenin nasıl bir amaç güttüğünü göstermesi açısından dikkat çekici.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/12/2014 Cuma
Güncelleme: 23:45 - 18/12/2014 Perşembe
Yeni Şafak
17-25 Aralık darbe girişiminin bir hedefi de, kız çocuklarına sağladığı eğitim imkanlarının yanı sıra onlara barınacakları ortamlar sunan ve edebiyat, müzik, spor ve yabancı dil gibi önemli alanlarda kızları destekleyen Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak’ın da yönetimde yer aldığı TÜRGEV’i bir dizi asılsız iddiayla karalamaya çalışan paralel yapı, bu süreçte çocukları üzerinden Erdoğan’a ulaşmayı hedeflemişti. 

OPERASYON İTİBAR KATLİ

Polis fezlekelerinde TÜRGEV’in bir “suç örgütü” olarak resmedilmesi, çocukları üzerinden Erdoğan’a yönelik darbe girişiminin açık bir hamlesiydi. O dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve iş adamları 25 Aralık’ta gözaltına alınmak istendi. Toplum nezdinde Bilal Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak için TÜRGEV’i de hedef tahtasına oturtan medya organları, düzenli olarak vakfın hazine arazilerini usulsüz yoldan elde ettiğine ilişkin haberler yaptı. Bilal Erdoğan hakkındaki iddiaların hiçbiri kanuni olarak suç teşkil etmiyordu. Ancak paralel yapının amacı Bilal Erdoğan üzerinden Recep Tayyip Erdoğan’ı itibarsızlaştırmaktı.

SOMA İLE VURMAK İSTEDİLER

Birbiri ardına pek çok iftiranın atıldığı TÜRGEV, Soma Holding patronu Alp Gürkan’la da ilişkilendirildi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2013 yılında Soma Holding’in TÜRGEV’e bağış yaptığını iddia etti. Sırf bu bağış nedeniyle Soma faciasında hükümetin Soma Holding’in üzerine gitmediği iftirası atıldı. TÜRGEV, Soma Holding’den kendilerine bir kuruş bağış gelmediğini açıklamasına rağmen, algı operasyonu ısrarla sürdürüldü. TÜRGEV’in 1,5 yılda 104 adet taşınmaza sahip olduğu da iddia edildi. Daha sonra vakıftan yapılan açıklamayla 104 taşınmazın da kuru iftira olduğu belgelendi.

KIZLAR İÇİN EĞİTİM İMKANI

Oysa TÜRGEV, kızların eğitimi konusunda son derece önemli bir görev üstleniyor. Kız çocuklarının özellikle üniversite tercihi yaparken ailelerinden uzak yerde bir okulu seçmesinin ailelerde ortaya çıkardığı kaygıyı gidermek için kolları sıvayan TÜRGEV, kızlar için güvenli yurtlar oluşturuyor. Böylece kızlar üniversite tercihlerini sınırlama olmadan yapabilirken, aileler de kızlarını güvendikleri bir kuruma emanet etmiş oluyor. TÜRGEV, sadece barınma imkanı sağlamakla da kalmıyor, eğitim süreci boyunca kızları akademik anlamda da destekliyor.

BİZİ TEHLİKELİ GÖRDÜLER

TÜRGEV’in sivil bir yapılanma olduğunu belirten vakıf başkanı Arzu Akalın, paralel yapının, eğitim gibi bir alanda tek olmak ve bu alana kendileri dışında başka alternatif girmesini engellemek için TÜRGEV’i tasfiye etmek istediğini ifade etti. Kızların eğitim hayatına verilen desteğe yönelik herhangi bir iftira atılamadığı için TÜRGEV’in güvenilirliğinin üzerine gidildiğini belirten Akalın, bu operasyonların tutmadığını, aksine vakfı daha da güçlendirdiğini söyledi. Öğrenci ve ailelerin bu dönemde desteğinin daha da arttığını belirten Akalın, öğrenci sayısının 2 binden 4 binlere ulaştığını dile getirdi.

 



Bediüzzaman’ın hayatta kalan son talebelerinden biri olan Mehmet Fırıncı 17 Aralık operasyonunun bir darbe girişimi olduğunu ifade etti. “Memleketimiz çok güzel bir zemine doğru gidiyor” diyen Fırıncı, “Her şey güzele doğru giderken, o esnada bazı maniler oluyor. Her güzel işte bazı maniler olur. Bu 17 Aralık darbesi de bu manilerden biri. Ama ümit edilmedik bir yerden geldiği için insanları hayrette bırakıyor” diyerek, paralel yapının kendilerine duyulan güveni kötüye kullandığına işaret etti. Fırıncı, “Allah milletimize ve bütün insanlara basiret versin. Bu yanlışlıktan kurtulalım ve hayra ve güzele hep beraber koşalım” dedi.

SES GETİRMEK İSTEDİLER

Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek ise, 17 aralık için, “Bir algı operasyonuydu” dedi. Algıyı güçlendirmek için ayakkabı kutuları ve para sayma makinalarının sürekli televizyon ekranlarında tutulduğunu ifade eden Petek, “Normalde birbiri ile ilişkisi olmayan, hukuki anlamda 3 ayrı olayı hukuka aykırı bir şekilde aylar süren usulsüz dinlemelerin sonunda bir araya getirerek çok ses getirmek istediler” şeklinde yorumladı. 


Ekonomist Ömer Bolat, 17-25 Aralık operasyonunu siyasi ve ekonomik yönüyle değerlendirdi. “17 Aralık’ın öncelikle ismini koymak lazım. 17 Aralık yolsuzluk kılıfı adı altında bir hükümeti yıkma amaçlı darbe girişimidir” diyen Bolat, bu girişimin, 12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra Türkiye’nin yakaladığı siyasi, ekonomik istikrarı ve kalkınmayı sabote etmeyi amaçlayan birçok olaylar silsilesinin devamı olduğunu ifade etti. 77 milyon insanın bundan zarar gördüğünü belirten Bolat, ancak paralel yapının deşifre olmakta bir zamanlama hatası yaptığını söyledi. Bolat, arkasında küresel güçlerin bulunduğu 17-25 Aralık kalkışmasının faiz ve dövizin artmasına, büyümenin frenlenmesine neden olarak ülkeye zarar verdiğini, fakat Türkiye’nin tüm bunlara rağmen siyasi ve ekonomik istikrara devam ettiğini belirtti. Bolat, “Bunda da halkımızın hükümete olan güveni ve siyasi istikrarın korunmasının büyük bir rolü var” dedi.


İhanetin belgesi

“Yolsuzluk” kılıfı altında yapılan darbe girişiminin birinci yılı geride kalırken bu yapının vatana ihaneti de belgelendi. Savunma sanayindeki gizli projelerde görev yapan mühendisleri dinleyen paralel yapı, ulusal güvenlikle ilgili yapılan toplantıları da dinleyerek yabancı ülkelere servis etti. Paralel casusluk faaliyetinin en önemli ayağı, Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan, Suriye’deki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik IŞID terör örgütü tehdidinin konuşulduğu çok gizli toplantının dinlenmesi ve internete servis edilmesi oldu.

VİP DİNLEME LİSTESİ

Paralel yapının, dinleme konusundaki sicili hayli kabarık. Selam-Tevhid soruşturması adı altında yüzlerce kişiyi dinleyen paralel yapının, aralarında siyasilerin, gazetecilerin, vali ve genel müdürlerin olduğu 64 kişiyi 2008-2010 yılları arasında terör, uyuşturucu gibi hayali suçlar bahane ederek, sahte isimler üzerinden dinlendiği ortaya çıktı. Binlerce kişinin dinlendiğinin ortaya çıkmasının ardından Ankara Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın TİB’deki hassas bilgilerin yabancı ülkelere aktarıldığı iddiasıyla başlattığı ‘Casusluk soruşturmasında’ da şok edici bilgilere ulaşıldı. Müfettişler yaptıkları incelemeler karşısında elde ettikleri bilgiler ve belgeler kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 
#17-25 Aralık
#TÜRGEV
#Erdoğan
9 yıl önce