|

'Doğru iletişim, hayat sırrıdır'

Sosyolog Celalettin Uzuner, MÜSİAD Konya Şubesi'nde iletişim konulu bir seminer verdi. Doğru iletişimin önemine dikkat çeken Uzuner, " İletişimsiz bir dünya düşünülemez. Doğru iletişim hayat sırrıdır" dedi.

Yeni Şafak
00:00 - 17/01/2011 Pazartesi
Güncelleme: 12:25 - 17/01/2011 Pazartesi
Yeni Şafak
'Doğru iletişim, hayat sırrıdır'
'Doğru iletişim, hayat sırrıdır'

MÜSİAD Konya Şubesi Cuma Toplantıları'nda bu hafta Felsefeci, NLP ve Hipnoz Uzman Eğitmeni Celalettin Uzuner vardı. 'Aile içi iletişimin sırları ve çatışmasız yaşam' konulu konferansa çok sayıda dinleyici aileleriyle birlikte katıldı. MÜSİAD Konya Şubesi Brifing salonunda yapılan toplantının açılış konuşmasını MÜSİAD Konya Şubesi Başkan Vekili Dr. Lütfi Şimşek yaptı. Bireyler olarak toplumdan ayrı yaşama ihtimalinin olamayacağını, günün her saati insanlarla iletişim içinde olduğumuzu söyleyen Şimşek, "Evde ailemizle, işte çalışma arkadaşlarımızla, okulda öğretmen ve öğrencilerimizle hep bir aradayız. Bir arada yaşayabilme ancak ve ancak iletişimle mümkündür. İletişimin bu kadar önemli olduğu hayatımızda, doğru iletişimle daha sağlıklı bir yaşam sürmemiz söz konusudur" dedi.

Açılış konuşmasının ardından sunumunu yapan sosyolog Celalettin Uzuner ise şunları söyledi: "İletişim; hayatımızı idame ettirme adına ekmek ve su kadar önem arz etmektedir. İletişimsiz bir dünya düşünülemez. Doğru iletişim hayat sırrıdır. İletişim dediğimiz olay, sadece şahısların birbirleri ile konuşmaları değil, dokunmaları, hissetmeleri, görmeleri, işitmeleridir. Beş duyu organımızın algıladığı her bir eylem iletişimdir. O halde hayatımızdan ayıramayacağımız iletişimi en doğru şekilde kullanmak bizler için çatışmasız bir yaşama başlamak için ilk adımdır. Toplumda yaşayan bireyler, ailede yaşayan fertler, okullardaki öğrenci ve öğretmenler nasıl ki birbirlerinden farklı kültürlerde yetişmişler ise bu insanların tamamını ortak paydada buluşturan bir iletişim söz konusudur. İletişim çocuğun anne rahmine düştüğü andan itibaren başlar ve hayat boyu devam eder' dedi. Bilinçaltından da bahseden Uzuner, "Çocuğun anne karnındaki duydukları, annesinin hissettikleri, çevrede yaşananlar, aile ortamı vb birçok şey kişinin bilinçaltını oluşturur. Bilinçaltını da besleyen ana unsur bir cevizi andıran beynimizin sağ ve sol bölümleridir" diye konuştu.


EŞLER FARKLI DÜŞÜNEBİLİR ÇOK DOĞAL


Aile içinde eşlerin birbirlerinden farklı düşünmelerinin çok doğal olduğunu vurgulayan Uzuner; "Eşlerimizle birçok zaman farklı düşüncelere sahip olmamızın temel etkeni loblarımızın birbirlerinden farklı güçte olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden bunu bilerek hareket etmemiz ve eşimize karşı anlayış göstermemiz gerekmektedir. Çünkü sizin sezgisel olarak düşündüğünüz bir konuda eşiniz mantıksal düşünüyor olabilir. Bu durum onun sizi anlamadığı anlamına asla gelmez. İnsanlar duygularını farklı şekillerde ifade edebilirler. Kimisi sözlü şekilde ifade ederken, kimisi de dokunma yoluyla ifade etmektedir. Bilinmelidir ki; sevgisini sözlü şekilde değil de dokunarak açığa vuran kişi dokunma hissiyatıyla sevgisini dile getirmektedir. Sözlü şekilde dile getiremeyişi onun sevmediği anlamına gelmemeli ve bu şekilde düşünülmemelidir" Üslubun da öneminden bahseden Celalettin Uzuner; 'Yapılan bir araştırmaya göre bir bilim adamı su damlacıklarına çeşitli sözlü ifadeler kullanarak onları dondurup kristal hale getirmiştir. Ardından kristallerden aldığı fotoğraflarda çok farklı şekillere rastlamıştır. Hoş olmayan ifadelerde daha karmaşık kristaller, hoşa gidip, gönlü okşayan ifadelerde ise daha güzel şekiller ortaya çıkmıştır. Buradan çıkaracağımız sonuç ise şudur: Vücudunun yüzde 90'ını su oluşturan insanlara karşı üslubumuz nasıl olmalıdır?"


13 yıl önce