|

Nazarköy'e 'nazar' değdi

İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde nazar boncuğu üretimiyle tanınan Nazarköy'e nazar değdi. Nazarköy'de 57 yıldır nazar boncuklarının el emği göz nuru ile üretildiği atölyeler Çin mallarının Türkiye'ye girmesinin ardından tek tek kapanıyor.

İha
00:00 - 15/01/2008 Salı
Güncelleme: 18:45 - 15/01/2008 Salı
Yeni Şafak
Nazarköy'e 'nazar' değdi
Nazarköy'e 'nazar' değdi

İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde nazar boncuğu üretimiyle tanınan Nazarköy'e nazar değdi. Türkiye ve yurtdışında pek çok kişinin koluna bilezik, evine süs eşyası olan ve inanışa göre nazardan koruyan nazar boncukları, üretildiği Nazarköy'e nazar değdirdi.

Zira eski adı Kurudere, yeni ismi Nazarköy olan köyde son 57 yıldır nazar boncuklarının el emeği göz nuru üretildiği atölyeler, ocaklar tek tek kapanıyor. Çin mallarının Türkiye'ye girmesinin ardından iki yıl öncesine kadar 12 ocak ve atölyenin bulunduğu köyde çalışan ocak-atölye sayısı dörde düştü. Nazar boncuğu üretimiyle tanınan Nazarköy'de şimdiki hedef ise eko-turizm yoluyla Çin mallarıyla rekabet etmek.

Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği tarafından Nif Dağı'na gerçekleştirilen doğa yürüyüşü sırasında güzergah üzerinde bulunan Nazarköy'de yapılan incelemede köylüler dertlerini doğa sevenler ile paylaştı. Yılların Kurudere köyü 10 ay önce adını da değiştirmiş. Köy halkının çoğunluğu bahçecilik, tarım ve arıcılık ile uğraşıyor fakat köyü meşhur kılan esas konu nazar boncuğu. Son yıllarda Çin malı plastik nazarlıkların pazar payının neredeyse tamamını ele geçirmesine rağmen, ata yadigarı camdan mamul, öz hakiki nazarlık imal eden birkaç ocak, inatla yaşama savaşı veriyorlar. Kurudere'nin yeşil meyve bahçeleri arasında Perşembe ve Cuma günleri hariç yaz kış tüten bacalar bu ocaklara ait. Nazarköy Muhtarı Hasan Yıldırım, 1950'li yıllardan bu yana nazar boncuğu ocaklarının bulunduğu ve cam süs eşyası üretiminin yapıldığı köyün son yıllarda güç kaybettiğini söyledi. 2000'li yıllara kadar köyde doğan tüm çocukların nazar boncuğu üretimiyle yetiştiğini, ancak Çin mallarının Türkiye'ye girmeye başlaması sonrası ocakların birer birer kapandığını aktaran Yıldırım, "2-3 yıl öncesine kadar 12 ocağın bulunduğu köyümüzde şu anda çalışan 4 atölye kaldı. Bu atölyeler de haftanın üç günü üretim yapabiliyor. Köyümüz artık göç vermeye başladı" dedi. Önceki yıllarda toptancıların uğrak yeri konumundaki köyün gün geçtikçe canlılığı yitirdiğini aktaran Yıldırım, geleneksel el sanatını öldürmemek için bir dizi önlem aldıklarını kaydetti. Vatandaşları el ürünü cam eşya ve nazar boncuğuyla Çin malı seri üretim ürünler arasındaki farklar konusunda bilinçlendirmeye çalıştıklarını belirten Yıldırım, "Köyümüzde daha kaliteli üretim için ocakları geliştirdik.

Yeni tasarımlar oluşturulması ve uygulanması için muhtarlık bünyesinde çocuklarımıza yönelik nazar boncuğu eğitim kursu açtık. Son olarak nazar boncuğu ve süs eşyaları yoluyla köyümüzün kültürünü tanıtabilmek amacıyla bir proje hazırladık. Nazar boncuğu atölyesi görmeye gelen vatandaşları, turizme uygun olmayan mekanlarda ağırlamak zorunda kalıyorduk. İzmir Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün desteğiyle köye bir Boncuk Kafe yaptırdık. Bu tesis içinde nazar boncuğu ocakları, bu kültürün tanıtıldığı mekanlar ve satış alanları bulunuyor. Buranın tanıtımını yaparak nazar boncuğu gibi ürünlerin yanında geleneksek tarım ürünlerimizin de satışını yapmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Bu el sanatını gelecek kuşaklara taşımak için ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini aktaran muhtar Yıldırım, bu çerçevede köyün isminin de 10 ay önce bakanlık kararıyla "Nazarköy" olarak değiştirildiğini söyledi. Nazarköylü boncuk atölyesi sahipleri ise Çin mallarıyla fiyat olarak rekabet etmenin mümkün olmadığını belirterek, "Vatandaşlar bu konuda bilinçlenmeli. Makine halısı ile el halısı arasındaki fark gibi bir durum söz konusu. Yurt dışından gelenlerin boncukla ilgisi yok. Fabrikasyon olduğu için yüzeysel boyanmış. Bizim ürettiklerimiz parlak, renkleri daha canlı ve el emeğidir. Üretimdeki kaliteye rağmen tüketiciler daha ucuz olduğu için Çin malı ürünlere yöneliyor. Kendimizi anlatmanın en iyi yolunun turizmden geçtiğini gördük. Çin'den ithalatı tercih eden toptancılar köye uğramaz oldu, biz de umudumuzu turizme bağladık" dediler.

Nazarköy'e doğa gezisi düzenleyen Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü de nazar boncuğu geleneğinin yaşatılmasına eko-turizmin büyük katkı sağlayacağını belirterek, Nazarköy'ün daha etkin şekilde tanıtılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.


3 BİN YILLIK GELENEK: NAZAR BONCUĞU

Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş geleneksel Nazar Boncuğu, Nazarköy'deki cam ocaklarında hayat buluyor. 3 bin yıllık geçmişi olan nazar boncuğu geleneği, Türkiye'de sadece İzmir'in Kemalpaşa ilçesine bağlı Nazarköy'de boncuk ustaları tarafından üretilip, yaşatılıyor. Samanla karıştırılan, çam odunu kullanılarak 900 derece sıcaklığa ulaşan fırının haznelerinde bulanan camlar eriyerek şekilleniyor. İki adet demirin kullanıldığı bu teknikte kalın olan demire boncuğun ana zemini sarılıyor, ince demirle ise ana zemin üzerine diğer renkler ekleniyor. Ezme yöntemiyle de boncuklar şekilleniyor. Nazar boncuğu yapımında, küçük dana göz, karagöz, yedi göz gibi ilginç isimleri bulunan klasikleşmiş temel figürler kullanılıyor. Nazar boncukları, ustadan ustaya, karışımdan karışıma değişen renk tonlamalarıyla da ayrı bir ilgi odağı oluyor.


16 yıl önce